7.Bölüm

1.1K 98 146
                                    

Bir yol görüyorum, geride kalmış çiçekli bir yol.Saflığın, dürüstlüğün ,masumiyetin ve kurulmuş sınırsız hayallerin diyarı orası.Yaşanılmamış bir çocukluk var orada.Yüreğim bu yolu gözler. Ben ise yoluna devam etmesi gereken bir yolcuyum..

               Ertuğrul Gökbulut

Hayatınızda yer edinen etrafınızdaki tüm insanlara bir gün sırtınızı dönebilirsiniz.Onları geride bırakabilirsiniz.Ama kardeşinize asla sırt çeviremezsiniz.Kambur kalacağınızı bilseniz bile onun yükünü hafifletmek için omuz verirsiniz.Arkanızı dönseniz de, yürekleriniz karşı karşıya gelir.Onun açtığı yarayı görmezden gelirsiniz.Ne yaparsa yapsın kopamazsınız.Koptuğunuz an can kaybından bitap düşersiniz.

Benim bu hayatta ki Âbı-Hayatım kardeşlerimdi.Onlar sayesinde yaşadığım her şeyin üstesinden geliyordum.Onlar var olduğu sürece ayaklarım beni taşıyordu.Sadece onların varlığı beni güçlü kılıyordu.21 Yaşına kadar babasız büyümenin ve sorumluluk almanın zorluklarını kardeşlerim sayesinde aştım.Alparslanın ve ilkerin yanımda oluşu,önüme çıkan bütün engelleri teker teker ortadan kaldırmış oldu.

Şimdi yeni bir Âbı-Hayat daha buldum.Canıma can olacak,yoluma aydınlık sağlayacak bir kardeşim daha oldu.Ereni buldum.Ve bırakmaya da hiç niyetim yok.

Belki kolay olmayacak bazı şeyler.Hemen alışamayacak bize.Ama ne olursa olsun nefes aldığım sürece erenin yanında olacağım.Onu korumak için ne gerekiyorsa yapacağım.Ereni abisiz bırakmayacağım.

Kardeşimin suratına öylece bakıyordum.Bu onu ilk görüşümdü.O kadar güzel bir yüzü var ki aynı zamanda bana benzediği için kendimi de övmüş gibi hissediyorum, çok garip.Öyle masum bakıyordu ki sıkıca sarılmamak için kendimi zor tutuyordum.Henüz beni tanımıyordu kim olduğumu bile bilmiyordu bu yüzden nasıl bir tepki vereceğini bilemiyordum.Ona doğru ilerledim.boyuna gelebilmek için diz çöküp gülümseyerek tokalaşmak için elimi uzattım:

-Merhaba, tanışalım mı ufaklık benim adım Ertuğrul.

Bir süre bana ve uzattığım elime göz gezdirdi ardından bir adım geri gitti.

-Annem Yabancılarla konuşmamam gerektiğini söylemişti bu yüzden seninle tanışamam.

Kurduğu cümle gözlerimin dolmasına neden oldu.Ben onun için bir yabancıydım.Zoraki bir gülümsemeyle elimi geri çekip ayağa kalktım.

-Haklısın annen doğru söylemiş.

Parmağımla arabasını işaret edip konuşmaya devam ettim:

-Arabanı izinsiz aldığım için özür dilerim.Bir yabancı olarak yapamam gerekiyordu.

Daha fazla kendimi tutamayacağımı bildiğim için dış kapıya doğru ilerlemeye başladım.Mutfakta çay hazırlayan Düriye abla beni görünce hemen yanıma gelip sorgu dolu bakışlarıyla beni süzmeye başladı.

-Ertuğrul nereye gidiyon ablam çay demledim?

-Geleceğim abla biraz dışarda hava alacağım sadece.

-Sen iyi misin?Erenle konuştunuz mu yoksa ?

-Hayır konuşmadık henüz.Sanırım sandığımdan daha zor olacak.

Düriye ablayı ve meraklı bakışlarını geride bırakıp yoluma devam ettim.Kendimi dışarı atar atmaz gözerimden akan bir kaç damla gözyaşına engel olamadım.Arka bahçeye dogru ilerleyip bir ağacın altına sırtımı yaslayıp oturdum.Nedensizce bir burukluk vardı içimde.Belki de kardeşime bu kadar yakınken ondan uzak kalışımdan dolayıydı.Onu suçlamıyordum.O hiç bir konuda suçlanmayacak kadar masumdu zaten.Sadece birbirimizden uzakta büyümemize neden olan insanları suçlayabilirdim.Ama bunun için bile geç kalmıştım. Çünkü artık suçlanacak kişiler nefes almıyordu.Hesap verecek yada af dileyecek bir vakitleri dahi yoktu.

EREN:PEŞİMDEKİ KORKULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin