=Bölüm 10=

29 8 0
                                    

Allah şehit polislerimiz ve askerlerimizin ailesine sabır versin

Keyifli Okumalar

Damla'ya söyleyecek bir şeyim yoktu Çınar gitse üzülür müydüm ? muhtemelen üzülmezdim ama içimden çok cılız bir ses 'üzülürsün'diyordu ve ben ne diyeceğimi bilemiyordum.Daha sonra pişman olacağım bir cevap verdim ''hayır nereye giderse gitsin umurumda olmaz'' bu sefer Yağmur konuştu ''peki ölürse?'' iki kelime boğazıma kocaman bir yumru oturmasını sağlamıştı.bu sefer o cılız ses bağırıyordu 'üzülürsün'diye ''bir tek ben değil hepimiz üzülürüz Yağmur tamam belki Buğralar gibi yıllardır tanımıyoruz ama hepimiz Çınar'ı benimsedik '' Defne ağzını açmıştı ki bu sefer ama Duygu susturdu ''bu kadar üzerine gittiğiniz yeter kızlar rahat bırakın kızı artık''Duygu pek konuşmazdı ama konuşma gereği duyup beni cevap vermekte zorlanacağım belki de bu defa cevap veremeyeceğim bir sorudan kurtarmıştı.Duygu'ya 'teşekkür ederim'bakışı attıktan sonra  başımı cama çevirip dışarıyı izlemeye başladım.Telefon çalınca başımı camdan çevirip telefonu açtım ''efendim Timur'' 

''Kardeşim itiraf et artık lan'' bu ses Rüzgar'a aitti.Ne karıştırıyordu bunlar ? 

''Neyi itiraf edeyim lan'' sesinden zil zurna sarhoş olduğu anlaşılabiliyordu 

''Timur orada mısın?''

''Deniz'i sevdiğini '' bunlar iyice abarttı ama ne ben Çınar'ı seviyordum ne de Çınar beni.Telefonu yüzlerine kapatıp sehpaya geri koyduğumda kızların 'ne oldu?' bakışlarına maruz kaldım ''ya çöpçatanlık yapmayı kesin artık lütfen biz birbirimizi sev-mi-yor-uz'' koltuktan kalkıp odama girdim.

***

Dün ki konuşmaya okulda da devam ediyorduk ve bu konu artık canımı cidden fena sıkmaya başlamıştı Damla kahvesinden bir yudum alıp sırıtarak ''madem sevmiyorsun ispatla'' demesiyle Çınar yanımıza geldi arkam dönük olduğu halde parfümünden geldiğini anlamıştım.O oturmadan ben masadan kalktım ''derse mi gidiyorsun''başımı 'evet'anlamında sallayıp ''görüşürüz''diyerek seri adımlarla yanlarından uzaklaşmaya çalıştım ama sadece çalıştım ''bir şey mi oldu ?''aslında durumu Çınar'a anlatsam birbirimize soğuk davranarak onların bu 'siz birbirinizi seviyorsunuz' temalı konuşmalarından kurtulmuş olurduk ''Rüzgarlar sana da...'Deniz'i seviyorsun temalı konuşmalar yapıyor değil mi ?'' cevabını bildiğim bir soru sorarak yılın salağı seçildim ''evet de sen nereden bildin?'' dün gece telefondan aradıklarını söylesem herhalde önce Rüzgar'ın sonrada bizimkilerin burnu kırılırdı açıkçası yaptıkları saçmalıklardan sonra bunu hak etmişlerdi ''Dün gece içtiniz mi ?'' ben niye salak gibi cevabını bildiğim sorular soruyorum ''hayır'' hayır mı dedi yoksa ben mi yanlış duydum ''sen dün gece sarhoştun Çınar'' yüzüne bir sırıtış yerleşti ''dün gece sizinkilerle beraber Rüzgar bana geldi ''bir anda gülmeye başlayınca delirdiğini düşünmedim değil '' beni sarhoş etmeye çalıştılar gerizekalılar sonra seni aradılar güya seni sevdiğimi itiraf ettirmeye çalıştılar''derken bende sırıttım Allah bilir ne kadar uğraştılar salaklar ''peki sen niye bana soğuk dav..''jeton düşünce cümlesini yarıda kesti ''beni sevmediğini ispatlamaya çalışıyorsun değil mi ?''başımı 'evet'anlamında salladığımda aklıma kızlar geldi arkama döndüğümde sırıtarak bizi izlediklerini fark ettim ''sen bu işi bana bırak oturduğun yerden kızların çenesini kapatışını izleyeceksin''deyip yanımdan ayrıldı aklından ne geçtiğini merak ediyordum doğrusu..

***

2 GÜN SONRA

''vay be demek o sürtüğe geri döndü ha '' Çınar ile Pelin barışmışlardı yani Barış bizi ayrıldı sanıyordu. ''demek ki seviyormuş ki sürtük olmasına rağmen barıştılar''Defne bana 'bu dediğine sen inanıyor musun?' bakışı atınca bir daha sesimi çıkarmadım ''bence o da diğerlerine seni sevmediğini  ispatlamaya çalışıyor çünkü bunun başka bir açıklaması yok '' diğerleri de Yağmur'a katıldı ''hatta bence sende bu işin içindesin'' kahkaha atıp ''evet Damla ben o kadar malım ki Barış'ın bizim ayrıldığımızı düşünmesini istiyorum az mantıklı davranın ya'' beni duymazdan gelip başlarını kantine girenlere çevirdiler içimdeki o cılız ses yine konuşmuştu 'git ve o kızı bir güzel döv' kene gibi yapışmış çocuğa ''birileri kıskandı galiba''Damla'nın ses tonundaki alayı görmezden gelip ''neyse ben eve gidiyorum''daha fazla bu görüntüye dayanamayacaktım başta cılız olan ama artık cılız olmayan ses 'kendini kandırmayı kes'diye bağırıp duruyordu.''ne oldu Deniz Hanım bu manzaraya daha fazla dayanamadınız mı yoksa '' oturduğum yerden kalkıp '' dersim olmadığı için eve gidiyorum Defne'' sesim haddinden fazla yüksek çıkmıştı.Kantinden çıkıp hızlı adımlarla okuldan ayrıldım kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı.Sahildeki banklardan birine oturup denizi izlemeye başladım kızlar haklı olabilir miydi ? imkansızdı ki bu o zaman neden onları görünce bu kadar sinirlendim kafayı yemek üzereydim daha bir kaç ay öncesine kadar Barış'a aşıkken nasıl şimdi bunları düşünüyordum.Belki Pelin sürtüktü ama ben ondan daha basit biriydim canımı ne kadar yakarsa yaksın sevdiğim adamı çok çabuk unutmuştum ve bu beni basit biri yapıyordu ''kendini doldurmayı kesecek misin artık '' başımı yana çevirince Timur'u gördüm yine düşüncelerimi farkında olmadan sesli dile getirmiştim ''doldurduğum falan yok Timur ben Pelinden daha basit biriyim en azından o sevdiği çocuğu bu kadar çabuk unutmuyor''dememle bir kahkaha attı ''kıskançlık senin devreleri yakmış belli ki birincisi Çınar'ı sevdiği falan yok onun,sadece takıntılı ve sen de basit biri değilsin sadece Çınar sen fark etmeden yaralarını sardı o kadar '' elini omuzuma atıp '' daha fazla kendini kandırma kendinizi ispatlamak için oynadığınız oyun seni açık etti güzelim sen Çınar'ı seviyorsun o da seni sadece o oyunu iyi oynuyor ''nasıl bu kadar eminlerdi? benim görmediğim neyi görüyorlardı ?''beni sevdiğini de nereden çıkardınız''bir kahkaha daha attı ''sen harbi körsün Deniz sana nasıl baktığını görmüyor musun? Ya da seni izlerken yüzüne yerleşen gülümsemeyi fark etmiyor musun ? Seni pür dikkat dinlediğini,sana bakarken yüzünün her bir köşesini aklına kazır gibi baktığını da mı fark etmedin ? Bence bu kadar da kör olamazsın Deniz düşün hiç mi yakalamadın Çınar'ın sana nasıl baktığını ''kör değildim sadece görmezden gelmiştim. Bana nasıl baktığını görmezden gelmiştim,yüzündeki gülümsemeyi görmezden gelmiş beraberken farkında olmadan yaptığı her hareketi her bakışı görmezden gelmiştim çünkü görmek istememiştim ''kör değilim sadece'' Buğra tamamladı cümlemi ''görmezden geldin çünkü görmek istemedin'' başımı 'evet'anlamında salladım Buğra yanıma oturunca sırıtarak ''aslında şu an Çınar'ın yanında olmalıydım ''dediğinde başımı ona çevirip kaşlarımı çattım ''ne işler çeviriyorsunuz yine ''beni duymazdan geldi ''sen kantinden çıktıktan sonra Çınar Pelinden kurtulup peşinden çıktı ''başından beri tepkilerini gözlemleyen sadece biz değildik Deniz''bu defa Timur konuşmaya başladı ''adam gerçekten çok iyi bir oyuncu biz bile kandık''Buğra konuşunca başımı bu defa ona çevirdim lafı yarım yarım anlatmalarından hoşlanmamıştım açıkçası ''Çınar hem sana hem de bize oyun oynadı Deniz adam sanki duygularını saklayamıyormuş gibi davranıp bizim tepkimizi çekti sonra da sen farkında olmadan beceremedin zaten''Timur konuşacağı sırada araya girip ''tek bir kişi anlatsın ''diye uyarınca Buğra konuşmaya devam etti''amacı senin duygularını anlamaktı aslında senin onu sevdiğini anlamıştı ama bunun arkadaşça duygular olduğundan korktuğu için böyle bir oyun oynadı.Seni aradığımız gece sarhoş da değildi sadece senin onunla konuşmanı sağlamaktı ama olmadı şansına yine dolaylı yoldan amacına ulaştı seninle bir oyun oynayıp güya birbirinizi sevmediğinizi ispatlayacaktınız yani senin düşüncen buydu Çınar'ın düşüncesi değil onun düşüncesi seni kıskandırmaktı çünkü eğer kıskanırsan ki kıskançlık krizine girdin neredeyse bu senin onu sevdiğin anlamına geliyordu.Açıkçası zeki herif amacına ulaştı onu sevdiğini anladı ''peki kıskanmasaydım ya da belli etmeseydim ne olacaktı ?''diyelim ki kıskanmadım o zaman ne yapacaktı ?'' arkadan başka bir ses geldi Çınar'ın sesiydi bu ''eğer kıskanmasaydın hayatından sonsuza dek çıkacaktım Deniz Göz''sırf duygularımı anlamak için bir kumar mı oynamıştı yani '' peki ya yanılıyorsan Çınar Ağacı ya seni sevmiyorsam o zaman da yine gidecek misin ?''yanıma gelip ellerimi avuçlarının arasına aldı ''bana Çınar Ağacı demeseydin belki sevmiyordur diye düşünebilirdim Deniz ama dedin şu an sırf duygularını öğrenmek için senin üzerinden oynadığım kumar için bana kızgınsın ama beni de anla be Deniz Göz bir gün diyorum ki tamam seviyor bu kız beni başka bir gün öyle bir davranıyorsun ki dünyam başıma yıkılıyor söyleyeceğim tüm sözler boğazıma diziliyor''ben farkında bile değildim ki eğer bu oyunu oynamasaydı belki hala da farkında olmayacaktım''seni seviyorum Deniz Göz'' avuçlarının içindeki ellerimi çekip boynuna doladım ''ben de seni seviyorum Çınar Ağacı'' 



HER ŞEY YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin