Bölüm şarkısı One Ok Rock:Heartache
Umarım bölümü beğenirsiniz
Iyi Okumalar :)Bir rüyadayım sanki uyandığımda sona erecek bir rüya...Belki de her şey bir rüyadan ibarettir kim bilebilir ki? Belki tüm bu yaşananlar bir rüya belki de tüm hayatımız bir rüyadan ibaret uyanınca sona erecek bir rüya. Ben mutlu olmaktan korkarım daha sonrasında bu mutluluğun bozulmasından çok korkarım ama onun yanında tüm korkularım toz olup havaya karışıyor. Onun yanında anne babamı unutuyorum, yapabilecekleri şeyleri onun yanında düşünmüyorum. Çınar benim her şeyim o olmazsa yaşayamam ben onu kaybetmektende korkuyorum. Çınar'a bir şey olup kaybetme korkusu beni mahvediyor hele ki olanlardan sonra... "ne düşünüyorsun bakalım kara kara" "birşey düşünmüyorum Çınar" "yalan söyleme Deniz Göz" düşüncelerimi dışarı vurursam gerçekleşir diye korkuyorum. Ben aslında korkağın tekiyim. Yüzümü avuçlarının arasına alıp gözlerini gözlerime kilitledi. Bu anı hiçbir şeye değişmem. " Deniz yüzünü bu kadar düşüren şey ne? " "korkuyorum..." sesim fısıltıdan ibaretti. "Neden korkuyorsun hayatım?" 'Hayatım' az evvel bana hayatım mı demişti o yüzümü bir gülümseme kapladı bu lafıyla az önce ağlayacak gibiyken şimdi gülüyor oluşum dengesizin teki olduğumun bir belirtisiydi. "Bilmem korkuyorum işte neyse boşver hayatım" dediğimde o da gülümsedi. "Ne yapıyorsunuz burada siz " göbek atıyoruz " sana ne Kağan'cığım " dediğimde gülerek "tamam be" deyip içeri geçti.
***
Telefonun melodisiyle telefonu açıp içeri geçtim.
"Efendim"
"İyi günler Deniz Hanım Ali ben"
"Ne vardı "
"Babanız Deniz Hanım ben onlara çalışmıyorum lütfen inanın bana"
"Yalan söylemeyin kendi kulaklarımla duydum. "
"Babanız size yalan söyle asıl köstebek ben değilim"
"Siz değilseniz kim o zaman Ayça mı?"
"Ta kendisi"
"Saçmalamayın Ayça bana ihanet etmez"
"Etti ama "
"Sana neden inanayım"
"Çünkü inanmazsanız şirket elinizden gidecek babanız her şeyi elinizden alacak amacı bu anneniz ise, onu dinleyin Deniz Hanım anneniz bu işte ki en masum kişi" "anne bak senin için topladım" elimdeki papatyalara göz ucuyla bile bakmadı."git başımdan Deniz" "Kimin masum kimin suçlu olduğuyla ilgilenmiyorum Ali Bey"
"Deniz Hanım bakın anneniz size yardım etmek istiyor eğer onunla görüşürseniz babanızın planları tutmaz ve şirket sizin olarak kalmaya devam eder" sanki şirket çokta umurumda ya ama belki de o kadınla yüzleşme vakti çoktan gelmiştir.
"Pekala ne zaman görüşebiliriz? "
"Bugün olması mümkün mü?"
"Mümkün"
"Tamam o zaman ben adresi size mesaj atarım. Iyi günler Deniz Hanım"
"İyi günler" arkamı dönmemle Defne ile karşılaşmam bir oldu. "Ne oluyor Deniz?" Ne kadarını duymuştu acaba? "Ne kadarını duydun?" "hepsini şimdi bana neler olduğunu anlatıyorsun" üstün körü bir şekilde anlatıp evden çıktım. Çınar da gelmek istedi ama onu ikna etmeyi becerebilmiştim. Kafeye geldiğimde en köşede ki masada oturduğunu fark edip yanına gittiğimde yüzünde bir gülümsemeyle sarılmaya kalkışınca masaya oturdum. Kolları açık kalakalmıştı benim o duruma kaç kere düştüğümden haberi var mıydı acaba? "Hoşgeldin kızım" "anlatacağınız şey ne Yasemin Hanım" buradan biran önce gitmek istiyordum. "Ben özür dilerim kızım sana, ablana yaşattığım şeyler için özür dilerim ama inan ki hiçbirini isteyerek yapmadım" giderken hiçte istemiyormuş gibi değildi ama " o yüzden mi gittin? O yüzden mi bizi yalnız bıraktın ben sen gittikten bir süre sonra konuşamadım be şimdi karşıma geçip ne Özür dileyebilirsin ne de açıklama yapabilirsin! Ben buraya kocan olacak o herifin öteki taraftan bilet almışken hala neden şirketi almak istediğini öğrenmek için geldim. Yoksa ne şirket umurumda ne de ev " elinde ki bardakla oynayıp ne yalan atacağını düşünüyordu." Biliyorum bana da Mehmet'e de çok kızgınsın, kızmakta haklısında onca yıl sizi birbaşınıza bıraktık ama mecburdum. Babanla gitmeye mecburdum, arkamda iki tane güzeller güzeli kızlarımı bırakmaya mecburdum. Sizin için sizden vazgeçtim ben. Defne'nin annesiyle kaderimiz bir yazılmış gibi" bizim meselemizin Defne'nin annesiyle ne alakası vardı. "Defne'nin annesine ne oldu? " " Defne'nin o çok sevdiği babası karısına tecavüz etti. Babanızın bana yaptığı gibi,senin doğmanı sağlayan babandı Deniz" bu yüzden mi hiç sevmemişti beni ağlamak istiyordum ama bu kadının karşısında ağlamamalıyım. "Bu yüzden mi nefret ettin benden" " ben senden hiçbir zaman nefret etmedim. Nefret etmeyi baban bilir ben değil zaten ne yaşadıysak hepsi onun yüzünden bizim gittiğimiz gün baban aradı biran önce gitmemiz gerektiğini eğer gitmezsek sizi bir daha asla göremeyeceğimi söyledi. Bende mecbur kalıp kabul ettim. Öz kızlarımı sadece uzaktan izleyebiliyordum. Bir anne için bu ne kadar acı birşey biliyor musun?"diyecek birşey bulamıyordum. Sanki birşey demeye çalışırsam tutmakta zorlandığım göz yaşlarım akmaya başlayacaktı ve ben bunun olmasından korkuyordum. "Sana da Melek'e de doğru düzgün annelik yapamadım affedin beni ama o adamla yaşarken kendime bile hayrım yoktu benim kızım" uzanıp elimi tuttuğunda ne elimi çekebildim ne de birşey diyebildim. Boğazımdaki o yumruyu yok etmek istercesine yutkunabildim sadece "neden birinden yardım istemedin polise gidebilirdin neden hiçbir şey yapmayıp ona boyun eğdin? " "yapamazdım. Yaparsam eğer sizi sokağa atardı." bu anlattıkları doğru olamazdı. Her zaman ki gibi yalan söylüyordu. "Yalanlarını kendine sakla!"deyip kendimi dışarı atıp hızlı
adımlarla yürümeye başladım. Belki de o adamla yaptıkları bir oyundu bu ama ben öyle doğmuş olamazdım, imkânsızdı bu dediği." Deniz!" başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Barış'ı görmeyi beklemiyordum. Ne zaman ben kötü olsam yanımda bitiveriyordu. "Karadeniz de gemilerin mi battı" "evet ya gitti bütün gemiler" diye alay edercesine konuştuğumda takmamıştı beni gerçi çokta umrumdaydı ya "ne oldu ?" Sanane "hiçbir şey" inanmadığını belli edercesine bakıp kolumdan tutarak bir banka oturttu. "Anlat hadi" neyi anlatacaktım istenmeden olduğumu mu? Yoksa babam denen o herifin şirketi batırıp bizi sokağa atmak için uğraştığını mı? Hangisini anlatacaktım." Anlatmayacak mısın? " duymazdan gelip karşımda ki çocuk parkına diktim gözlerimi " Deniz arkadaşlığımız Izmir de kalmış gibi davranma anlat ne olduğunu" öyle olmamış mıydı zaten "öyle olmadı mı zaten
Barış" "sinirini benden mi çıkarmak istiyorsun buyur çıkar ben alıştım zaten beni kırmana batmaz bu merak etme" ne Barış ile uğraşacak ne de ayakta duracak halim kalmamıştı. O kadın bütün enerjimi sömürmüştü adeta "Barış git başımdan lütfen seninle uğraşacak halim kalmadı lütfen ya sus ya da git" peki ya ben bunu Defne'ye nasıl anlatacaktım ona bunu yapamazdım ki başımı sola çevirdiğimde Barış'ın gitmiş olduğunu gördüm. Bunları kimse bilmemeliydi. Bu bilinmesi gereken birşey değildi Defne bunu o zaman öğrenmek istememişti şimdi de bilmemesi onun için daha iyi olacaktı. Bizim için en iyisi bunları hiç duymamış, öğrenmemiş gibi yapmamdı.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY YENİDEN
Novela JuvenilBen seni o kuyudan çıkardığımda hiç düşünmeden o kuyuya attın beni. Bu kuyudan sen olmadan çıkamam ki senin aşkın çıkarır beni bu kuyudan anca.Ama içinde bana karşı tek bir duygu kırıntısı bile yokken nasıl çıkacağım bu kuyudan..