Fulya ve Barış'ın tatili rüya gibi geçmişti. İtalya ikisinin de hayal ettiğinden güzeldi. Fulya daha önce İtalya'ya gitmiş olsa da hiç bu kadar kapsamlı gezmemişti. Birkaç günlüğüne gerçekten cenneti yaşamışlardı. İkisi de telefonlarının internetini kapatmaya karar vermiş sadece ana odaklanabildikleri bir tatil olmuştu. İkisinin de buna ihtiyacı vardı.
Barış'ın Como Gölü manzarasına karşı bulduğu airbnb ev mükemmeldi. Birlikte yaşadıkları bu evde hiçbir çalışanın yardımcı olmadığı, temizliğe gelmediği birkaç gün geçirmiş ve baş başa yaşadıklarında çok keyif aldıklarını görmüşlerdi. Barış'ın ev işlerinde Fulya'dan bile başarılı olduğu ortaya çıktığında ise Fulya bu konuda espri yapmadan edememişti.
"Şanslıyım valla hamarat koca buldum sanırım."
"Eee ne sanıyordun yavrum, Ankara'da kaç ay yalnız yaşadım ben. Tabi babam gidip geliyordu ama olsun. Anlarız yani bu işlerden." Barış göz kırparak karşılık vermişti.
Seyahatlerinin üzücü kısmı İstanbul'a dönüştü. Tabi Barış için hava hoştu. Şimdi onun için Londra tatili başlıyordu. Tuncay ile beraber bütün rezervasyon ve planlamaları yapmışlardı. Tuncay bu tatili önemsiyordu, Barış da öyle. Fulya ise Barış'tan ayrılmayı hiç mi hiç istemiyordu. İstanbul'a vardıklarında ayrılık vakti yaklaşmıştı. Havaalanında onları bekleyen özel araçla evlerine doğru yola çıktılar.
"Yavrucuğum kaç defa söyledim. Ben de senden ayrı kalmak istemiyorum ama Tuncay Abi'yle ne zamandır planlıyoruz bunu."
"Ay Barış her gün beraber değil misiniz?"
"İstanbul'da beraberiz. Biraz da Londra'da olalım dedik." Barış gülerek eğlenirken Fulya ters ters ona baktı. "Yavrum işte erkek erkeğe bir tatil yapacağız. Hem Tuncay Abi kariyerim için de önemsiyor bunu. İngiltere'yi biraz görmemi istiyor. Şimdi bu Euro sezonundan sonra Premier Lig'den teklif yapılabilir belki. Hemen gitmem sözleşmeyi uzatırım da... işte gör oraları dedi Tuncay Abi." Fulya sessizleşti. Aklına Ferdi geldi. Onu isteyen onlarca takım vardı ve bu sezon gitme ihtimali yüksekti. "Ne oldu? Yüzün düştü." Barış endişelendi.
"Abimi düşündüm." Dedi Fulya "Onunla aynı şehirde olmayı seviyorum. Çocukken zaten ayrıydık."
"Gidecek mi kesin?"
"Bilmiyorum. Çünkü o da bilmiyor." Fulya omuz silkti, uzaklara daldı. "Takım onu bırakmak istemiyor. O da takımı. Ama biliyorsun, babam onun kariyeriyle çok ilgili. Kesinlikle Premier Lig'de oynaması gerektiğini düşünüyor. Babama göre bir futbolcunun erişebileceği en yüksek nokta o." Barış başını salladı. Herkes isterdi Premier Lig'de oynamak. Kendisi istemiyor muydu sanki?
"Üzülme hemen. Belki gitmez. Ama gitse bile... sık sık gidersin ziyaretine, tatillerde görüşürsünüz. Zaten burada bile bazen onun yoğun antrenman programı yüzünden zor görüşmüyor musunuz?" Barış onu rahatlatmaya çalıştı.
"Evet, haklısın." Fulya başını salladı. "Neyse tatsız konular bunlar. Sonra konuşuruz. Londra'dan bana istediğim birkaç şeyi alır mısın?"
"Alırım yavrum, güzelim, bebeğim benim. Sen yeter ki iste." Barış onu kucağına çekip yanağına ve boynuna öpücükler kondurdu. "Yemek istiyorum seni var ya dayanamıyorum bazen."
"Londra'ya gitmeyip kalırsan yiyebilirsin." Fulya alayla gülümsedi.
"Döndüğümde bol bol yiyeceğim merak etme." Barış boynundan öperken dayanamayıp gerçekten ısırdığında Fulya inlememek için zor tuttu kendisini. Sonra hafifçe ittirdi onu. "Sen liste yap güzelim. Ne istersen alırım sana."
"Teşekkür ederim. Çabuk dön tamam mı?" Fulya'nın evine yaklaşmışlardı.
"Hemen gidip hemen döneceğim. Gerçekten göz açıp kapayıncaya kadar geçecek her şey."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper Yılmaz
FanficBarış Alper Yılmaz x Fulya Kadıoğlu