Bölüm 36 - Wands / Asalar

8.1K 339 351
                                    

(DÜZENLENMEDİ)

Hikayenin ilk bölümünü çevireli tam dört yıl olmuş! Zaman çok hızlı geçiyor, çeviriye başladığımda daha 13 yaşındaydım ve ilk iki bölümü Facebook sayfamda yayınlamıştım, üzerinden bir yıl geçtikten sonra ise bölümleri Wattpad hesabıma da koymaya karar vermiştim.

Benim için okuyucu sayısı, kitabın popülaritesinden çok gerçekten yeni bölümün gelmesini dört gözle bekleyen ve güzel yorumlarını esirgemeyen insan sayısı çok önemli, ama yine de dört yıl önce bana biri bölümlerin toplamının yaklaşık 90.000 kez okunacağını söyleseydi hayatta inanmazdım.

Her şey için, tüm destekleriniz için teşekkür ederim. Bölüm yayınlama sıklığımın ideal olmadığının, sizi çok uzun süre beklettiğimin farkındayım ve bunun için çok çok çok özür dilerim. Bunun nedeni kitabın ve çeviri yapmanın hayatımın merkezinde olmaması olsa da yine de çeviri yapmayı çok seviyorum ve özellikle bu kadar güzel ve gerçekçi kurgulanmış bir hikayenin çevirisini yapabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum.

Kısacası her birinize ve bu hikayeye gösterdiğiniz sevgiye çok çok çok teşekkür ediyorum, ve lafı daha da fazla uzatmadan sizi bu bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar (:

.

Şarkı önerileri: Slow Moving Millie – Please (please please) let me get what I want (Hermione için), aynı şarkının Muse versiyonu (Draco için), Snow Patrol – Chasing Cars

.

Hermione siyah saç telini baş ve işaret parmağının arasında çevirdi, ve bunun küçük bir kasırga gibi dönmesini seyretti.

On dakikadan biraz uzun bir süre önce uyanıp iksirini içtikten sonra, Draco'nun kolları arasından sıyrılmış ve bacaklarını test etmişti. Hâlâ belinden aşağısını hissetmediği hâlde Tonks'un çantasını koyduğunu söylediği komodine kısmen tökezleyerek kısmen emekleyerek ulaşmıştı. Çantasındakileri çıkarmaya başlamış – çoğunlukla iksirleri ve kitapları vardı- Kapkaçırcılar ile karşılaşmaları ve Malikane'deki bunu takip eden olaylar sırasında hasar gören bir şey var mı kontrol ederken kanla kaplı giysilerini bulmuş, bunların gün yüzüne çıkardığı anılar karşısında titremişti.

Sonra da saç telini bulmuştu, kazağının ilmeklerinden birine takılmıştı; kesinlikle onun değil, ve neredeyse kesinlikle Bellatrix'indi.

Teli bir kez daha döndürdü; burgulu siyah tele o kadar odaklanmış ve onu o kadar dikkatli inceliyordu ki kurumuş gözleri ağrımaya başlamıştı.

"Granger, ne halt ediyorsun?"

Sesiyle irkildi ve başını çevirdiğinde kendisinden bir cevap bekleyen bakışlarla karşılaştı ve saç telini hızla çantasına sakladı. "Hiçbir şey," dedi. "Kapkaçırcıların hiçbir şey almadığı veya kırmadığından emin olmak istedim."

"Tonks sana ağırdan alman gerektiğini söylerken onu dinlemiyor muydun? Ya da kendini daha da fazla yaralamak konusunda ısrarcı mısın-

"Draco, sadece geçici sinir hasarım var," diye kaşlarını çattı. "Camdan yapılmadım."

"Eh, aklı selim davranmaya çalıştığım için özür dilerim," dedi kelimelerini uzatarak. "Ama etrafta dolanmaya çalışmadan önce uyanmamı beklemen daha akıllıca bir fikir olurdu-

"Evet, çünkü odamızda çok fazla tehlikeli eşya var."

"Herhangi bir tanesini bulmayı başaracağından eminim."

isolation • dramione (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin