Bölüm 23 - Limbo / Araf

7.6K 291 284
                                    

(DÜZENLENMEDİ)

Şarkı önerileri: Ingrid Michaelson - Morning Lullabies; Kent - 747.

.

"Draco?"

"Hm?"

"Saçlarımdaki kanı yıkamama yardım eder misin, lütfen?"

.

*****

.

Fırtınalı hava ve çocuğun tedirgin hareketleri kızı uyandırdı, ve Hermione kolunu yavaşça Draco'nun gövdesinin altından kurtardı.

Kendini gece uyurken ona dolamış olmalıydı, ve dirseğindeki donuk ağrıyı görmezden gelerek çocuğun habersiz yüzünü incelemek için sabah saatlerinden birkaç dakika çaldı. Çocuk bilinçaltındaki rahatsız edici iblisleriyle boğuşurken dudaklarından tedirgin bir inleme kurtuldu; ve Hermione biraz daha kalıp bu iblisleri kovmayı tercih etti. Elini kaldırdı ve parmağıya kaşlarını çatınca oluşan kırışıklıkların üzerinden geçti, ve çocuk parmaklarının altında aniden rahatlayınca gizli bir gülümsemenin keyfini çıkardı.

Bu hâldeyken çok güzeldi. Kızın hayran bakışlarından habersiz. Parmak uçları nazikçe çocuğu okşadı; dudaklarının gururlu kıvrımından; ince, pudralı sarı kaşlarına ve arada kalan süt beyazı teninin her bir noktasına kadar. Dokunuşları yataktan neredeyse hiç etkilenmemiş saçına kaydı, ve tırnakları kremsi saçlarını yavaş, dairesel hareketlerle tutamlarına ayırdı. O bundan habersiz olabilirdi, ama bir zamanlar varlığını gölgeleyen sert tavırları aşınmıştı. Hem iç de dış görünüşünde. Ve bu durum kızın kalbini titretiyordu.

O anda Hermione, farkına vardığı düşünceyle sersemledi

Gök gürültüsü kadar sert, ve bir ninni kadar yumuşak bir darbeyle.

Ona aşık oluyordu.

Daha tam aşk sayılmazdı belki, ama uçurumun kıyısından düşmek üzereydi.

Dudakları sessiz bir şaşkınlıkla açıldı, ve meraklı elini geri çekti. Yan koridorda yaralılar varken, ve insanlar ölüyorken, bu tarz romantik düşünceler ona doğru gelmiyordu. Eli kulağında olan savaşın boğuk nabız atışları arasında aşka yer bulabilir miydi? Kafasını iki yana sallayıp hızla çocuğu yatakta yalnız bıraktıktan sonra, önceliklerini yanlış yere koyduğu için kendini azarladı.

Yapılacak çok iş vardı.

Aşkın bir köşede beklemesi gerekiyordu.

*****

Rüyası oldukça basitti; ne belirsiz ne de metafor ve muammalarla doluydu.

Sessizlikle titreyen karanlık ve donuk bir odanın ortasında duruyordu.

Bir köşede ebeveynleri vardı; babasının yüzü küçümsemeyle buruşmuş, ve annesininki üzüntü ve stresten yaşlanmıştı. Diğer köşede Granger bekliyordu; yüzünde umutlu bir bakış vardı ve her zamanki gibi dudaklarını dişliyordu, ve onun arkasında kendisinin sisli ve şeffaf bir versiyonu duruyordu.

Rüyasında, Draco'nun arada kalmış bakışları saatlerce iki köşe arasında gidip geldi, en sonunda ciğerlerini ikiye ayıran bir nefes ile yutkundu ve ayağını kaldırdı.

Ve rüyası sona erdi.

Draco'nun gözleri faltaşı gibi açılırken şimşek hızıyla yatakta doğruldu, omurgasından aşağı inen ürpertiler, vücudunda parıldayan soğuk tere eşlik ediyordu. Yüzünü elleri arasına aldı, titrek avuç içlerine doğru homurdandı ve neden ürperti hissinin derisinin altında fokurdadığını merak etti. Dikkati yanına yöneldi ve Granger'ın şiltede bıraktığı oyuk girinti karşısında kaşları çatıldı, ama yatak odası kapısının arkasından gelen kısık hareket sesleri ona kızın nerede olduğunu bildirdi.

isolation • dramione (türkçe çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin