(DÜZENLENMEDİ)
Şarkı önerileri: Muse - Apocalypse Please; Red - Take it all Away; Sia - I'm in here.
.
Harry ve Ron'a, "KOŞUN!" diye bağırdığını bile hatırlamıyordu.
Daha kendi sesi kulaklarına ulaşamadan koşmaya başlamıştı, vücudu istemsizce öne atılmıştı ve var gücüyle ağaçların arasından dolanarak ilerliyordu. Zemin, Kapkaçırcıların hızlı ve gürültülü adımlarıyla titriyor, çıkan ses her yeri inletiyordu. Çamur birikintileri ve gizli onu yavaşlatsa da, yaşadığı adrenalin fırtınası içinde dikkatini toplamaya çalıştı.
Harry sağında kalıyordu –yaklaşık yirmi metre uzağında- ve peşindeki iki Kapkaçırcı ile ormanın derinliklerine doğru koşarken, Hermione herhangi birine gerçek ismiyle seslenmeyecek kadar sağduyusu olması için dua ediyordu. Ah bir arayı biraz açabilseler, Cisimlenmek için birbirlerine ulaşabilseler. Ah bir güvenli bir yere gidebilseler. Ah bir...
Kapkaçırcılar giderek yaklaşıyordu.
Onun gölgesini sırtında; ürpertisini ensesinde hissedebiliyordu. Omzunun arkasından bir büyü savurdu ve çıkan kıvılcımlar yanağını yaktı. Bir gürültü duydu ve arkasında dönen kovalamayı sonlandırdığını umdu, ama başka birinin çoktan ona yaklaştığını hissedebiliyordu.
Bir lanetin esintisi kulağını sıyırdı, ve lanet, bir ağaca isabet edince kendine doğru gelen tahta parçaları ve kıymıklardan korunabilmek için kolunu kaldırarak gözlerinin önünde tuttu. Arkasına doğru bir büyü daha ateşledi ve nasıl olduysa daha da hızlandı, Harry ve Ron'a doğru dönmeye çalışıyordu. Ah bir onlara ulaşabilse...
Ron'un bağırışındaki anormal tondan yakalandığını anlamıştı.
Buraya kadardı. Onu hiçbir şartta geride bırakamazlardı. Başları beladaydı.
Bir karar verdi ve Harry'ye yaklaşana dek koşmaya devam etti, ve aklına ilk gelen büyü Sokma Laneti'ydi. Hedefini tutturdu; Harry'nin yüzünü, ve lanetin kaçınılmaz ağrısı etkisini gösterirken Harry'nin sendelemesini izledi, yüzü kızarmaya ve şişmeye başlamıştı. Bunun onun dış görünüşünü değiştirmek için yeterli olduğunu umuyordu. Onu tanınmayacak hâle getirmek için.
Ron, ısrarla onu diğerlerinin yanına sürükleyen iki Kapkaçırcı'ya karşı koymaya çalışıyordu, ama çabası nafileydi. Kapkaçırcılar çevrelerini sarmaya başlamıştı; ağaçların arasından sürünerek ilerliyor, onları çemberlerinin içine alıyorlardı. İçlerinden ikisi kızı kollarından yakaladı, ama Hermione ne kadar korktuğunu Fenrir Greyback onlara yaklaştığında fark etti, ve kıza karşı yüzündeki giderek artan açlık ifadesi midesini bulandırıyordu. Hâlâ hatırladığı gibi görünüyordu; vahşi ve hırpani, ve gözleri adamın tırnaklarının altındaki kurumuş kana kaydı.
"Koşarak kaçmak hiçbir zaman iyi bir fikir değildir," dedi o cızırtılı sesiyle, sinsi bakışları Harry'ye çevrilmişti. "Sana ne oldu böyle, çirkin şey?"
"A-alerji," diye kekeledi.
Greyback, fazla gür kaşlarından birini kaldırdı. "İsimleriniz. Hemen."
"Dudley. Vernon Dudley."
"Ve sen, zencefil?"
"Stan Shunpike-
Fenrir çocuğu elinin tersiyle tokatladı, ve Ron aldığı darbeyle hırladı. "Gerçek adın."
Ron sertçe yutkundu. "Barny Weasley."
"Bir Weasley, ha?" diye tekrarladı Fenrir. "Bir Kan Haini'sin demek. 'Zümrüdüanka Yoldaşlığı' sana tanıdık geliyor mu? Orada da birkaç Weasley var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
isolation • dramione (türkçe çeviri)
Fiksi PenggemarOdayı terk edemez. Onun odasını. Ve hepsi Ordu'nun suçu. Küçük bir odaya tıkılmış ve ona sadece Bulanık eşlik ediyorken, bir şeyler feda edilecek. Belki akıl sağlığı. Belki de değil. "İşte," dedi kız, tükürürcesine. "Artık senin kanın da kirli!" 0...