2.1

639 49 21
                                    

50 oy'u dolduğu gibi yeni bölümü atacağım. Birazcık da yorum istiyorum sizlerden. <3


Ela, gerginlikle doktorun odasına adım attı.

Duyabileceklerinden korkuyordu. Yüzüne öleceğinin söylenmesini istemiyordu.

Karşısında, genç yaşlarda son derece yakışıklı bir adam vardı.

Mavi gözlü ve kumral biriydi.

"Hoş geldiniz Ela Hanım, ben hematoloji uzmanı Cenker Araf. Eğer bir aksilik çıkmaz ise, sizin de isteğiniz doğrultusunda tedavinizi birlikte yürüteceğiz."

Barış'ın gözleri kıskançlıkla kısıldı. Bu herife randevu alırken, altmış yaşlarında birini hayal ediyordu. Dalyan gibi bir delikanlıyı değil.

"Hoşbulduk birader." dedi aksi ifadesiyle Barış.

"Siz de hoşgeldiniz Barış Bey."

Barış cevap vermedi, sadece onaylar gibi kafasını salladı.

Meltem ağlayacağını bildiğinden içeri girmemişti. Kantinde bekliyordu onları.

"Eski raporlarınıza baktığımda kan kanseri yani halk adıyla lösemi hastası olduğunuzu görüyorum lakin tedaviyi kendi isteğinizle reddetmişsiniz. Üstelik uzun süredir kontrole gelmemişsiniz. Nedenini öğrenebilir miyim?"

Ela, stresle elleriyle oynadı. Ne diyeceğini bilmiyordu.

Barış uyarırcasına öksürdü ve, "Devam et." dedi kaba bir biçimde.

Genç kadının kapana kısılmış gibi hissettiğini fark etmişti.

Doktor Cenker onaylarcasına gözlerini kapatıp açtı.

"Öncelikle sizden birkaç test isteyeceğim. Durum ne diye görmemiz adına bu çok önemli. Kan değerlerinize de ek olarak bakmalıyım ki, tedavi süresinde zaten bağışıklığınız düşecek. Eksik olan vitamininiz varsa hemen yerine koyabilelim. Herhangi bir aksi durumda bağışıklığınız çok önemli rol oynayacak çünkü."

Ela, doktorun söylediklerini duyduğunda başı hafifçe döndü. Aklından geçen düşünceleri toparlamaya çalışarak, gözlerini genç hematolog Cenker Araf'ın yüzüne dikti.

Ne kadar soğukkanlı kalmaya çalışsa da gözlerinin köşelerindeki korku ifadesini saklayamıyordu.

"Tabii, gerekli testleri yapalım," dedi Ela, titrek bir sesle. Barış yanındayken kendini güçlü hissetse de, bu sürecin nasıl bir zorluk taşıdığını biliyordu. Cenker, Ela'ya destek verir gibi gülümseyip, nazik bir dille kendisini muayene odasına yönlendirdi.

Barış, Ela'nın yanında durarak onun elini sıktı. "Bak, ben buradayım," dedi kısık bir sesle. "Korkma. Ne gerekiyorsa yapacağız, tamam mı?"

Ela, başını sallayarak karşılık verdi. Onun yanında olması iyi geliyordu ama Barış'ın yüzündeki kıskançlığı da fark etmişti.

Barış'ın gözlerinin doktora her bakışında nasıl sertleştiğini görmek onu biraz güldürse de, şimdi tamamen başka bir konuyla yüzleşmek zorundaydı.

Bir süre sonra tüm testler tamamlandı ve Cenker, Barış'a dönüp hafif bir tebessümle, "Barış Bey, size birkaç dakika dışarıda beklemeniz gerektiğini söyleyebilir miyim? Ela Hanım'ın sonuçlarını değerlendirirken yalnız kalmamız gerekiyor." dedi.

saklı kalan || barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin