0.4

1K 42 31
                                    

Barış, kısa bir şekilde Ela'nın davetini kabul etmişti lakin kızın ses tonundan bir terslik olduğunu anlamıştı. İçinde oyuncağı elinden gidecek olan bir çocuk paniği vardı.

"Hoş geldin." dedi Ela soğukça. "Buyur, içeri geç."

Barış aylardır yaptığı gibi ayakkabılarıyla içeri geçecekken Ela o şekilde içeri girmesine engel oldu. "Ayakkabılarını çıkart. Benim evim ahır değil." dedi soğuk ve dingin ifadesiyle.

Barış, bu tepkiyle şaşkına dönmüştü. Aylardır yaptığı şeylere ilk kez bir karşılık alıyordu. "Tamam." dedi ve ayakkabılarını çıkartıp salona doğru ilerledi. Ela, onu sessizce takip ediyordu.

Bir anda Ela'ya döndü ve aylardır hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. "Güzelim, sorun ne?" dedi şefkatli sesiyle.

Ellerini kızın suratına şefkatle yerleştirmişti.

Kız bir anlık gözlerini kapattı. Barış, şuan onu manipüle etmeye uğraşıyordu. Farkına varmıştı.

Yüzünü onun ellerinden kurtarmadı. İlk kez şefkatli dokunuşunun tadını çıkartmak istedi. Çünkü bu gece, son olacaktı.

"Barış," dedi Ela toplamaya uğraştığı sesiyle. "Bu gece bende kalır mısın?"

Birlikte neredeyse on ay geçirmişlerdi. Barış onunla bu süre zarfında bir kez olsun sarılıp uyumamıştı. İşini görüyor ve giyinip gidiyordu.

Bir kez öpmemişti. Öpmeyi bırak, az önceki temasını bile ilk defa yapmıştı. Kıza tek dokunuşu şehvetten ibaretti. Şefkatten değil.

"Kalırım güzelim, iste yeter ki."

Ela, Barış'ın panikle böyle bir değişim geçirdiğini biliyordu. Kimse oyuncağını elinden kaybetmek istemezdi.

Onun sözlerindeki panik ve değişimi fark ettiğinde, içindeki acı bir nebze olsun hafifledi.

Bu oyunun sonunu yazmak için sabırsızlanıyordu.

Barış'ın ona gösterdiği bu sahte şefkati, onun ne kadar korktuğunun bir göstergesiydi. Ela, şimdi kontrolün kendisinde olduğunu biliyordu.

Barış, Ela'nın isteğini kabul etti ve geceyi onunla geçirmek için kalmaya karar verdi. Kızın bakışlarında bir şeyler değişmişti, ama Barış bunu pek umursamıyordu.

Belki de umursuyordu da, görmezden gelmeye çalışıyordu.

Tek düşündüğü, bu geceyi de diğer geceler gibi geçireceğiydi.

Ela, Barış'a yaklaştığında, onun gözlerindeki panikle karışık arzuyu fark etti.

Bu sefer Barış'ın dokunuşları daha şefkatliydi, ama Ela için bunun bir önemi yoktu. İçinde bir yerlerde Barış'a karşı duyduğu tiksinti ve öfke büyüyordu, ama bunu belli etmemek için kendini zorladı.

Genç adam, aylar üstüne kızın dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kız, kalbine söz geçiremedi.

Onca şeye rağmen, aptal kalbi heyecanla bir kelebek misali pır pır etti.

"İlk defa beni öptün." dedi kız. "Neden?"

"Sevgilimi öpemez miyim?" diye çapkınca bir yanıt aldı. Ardından bir öpücük daha kondurdu. "Bak yine öptüm işte."

Eskiden olsa, kız mutluluktan ağlardı. Onun yerine, "Fazla alışmamaya bak. Kafana her estiğinde öpemezsin beni." dedi sadece.

"Alışırım da öperim de kızım. Sevgilimsin sen benim. Öpmeyip ne yapacağım, turşunu kuracak halim yok ya."

Flört etmeye çabalıyordu lakin boşaydı. İş, işten geçmişti artık.

Alaylı bir gülüş sundu Ela. "Ne sevgili ama..." diye homurdandı.

Barış, Ela'yı yatakta kendine doğru çektiğinde, Ela'nın içinde bir soğukluk vardı.

Onunla bu geceyi geçirmek istemiyordu, ama aynı zamanda bu son karşılaşmayı kendisi için bir tür kapanış, veda olarak görüyordu.

Barış'ın dokunuşları ve öpüşleri, her zamanki gibi şehvet doluydu, ama bu sefer Ela için hiçbir şey ifade etmiyordu. İçindeki soğukluk, Barış'ın her hareketiyle daha da büyüyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, Barış'ın hareketleri hızlandı, ama Ela, onun çabalarının boşuna olduğunu biliyordu.

İçinde öfke harici hiçbir kalmamıştı; sadece bir an önce bu kabusun sona ermesini istiyordu. Barış'ın performansı, onun için daha önce hiç bu kadar anlamsız ve itici olmamıştı.

Sabah olduğunda, Ela, yatağın diğer ucundaydı. Gece boyu uyumamıştı. Sevgilisini uzun uzadıysa son kez izlemişti.

O da biliyordu, nefret aşka en yakın duyguydu.

Gözlerini son kez kıvırcık sarı saçlarında, dolgun dudaklarında gezdirdi.

Ne çok istemişti, onun olmasını ve onu sevmesini.

Barış, hala uyuyordu, ama Ela'nın içinde bir an önce onu evden gönderme isteği vardı. Barış'ın yanında geçirdiği bu gece, Ela için sadece bir sonun başlangıcıydı.

Güneş söktüğünde, Barış hala yanındayken Ela sessizce yataktan kalktı. Barış uyanınca Ela'ya gülümsedi, ama Ela'nın yüzünde hiçbir sıcaklık yoktu. Sadece soğuk, mesafeli bir bakış vardı.

"Günaydın, güzelim," dedi Barış, Ela'nın yüzüne eğilip onu öpmeye çalıştı. Ama Ela, kafasını geri çekti.

"Gitmen lazım," dedi Ela, sert bir sesle.

Barış şaşkınlıkla baktı ona. "Sevgilim, ne demek istiyorsun? Dün gece birlikteydik..."

Ela, ona döndü ve soğuk bir gülümsemeyle, "Dün gece rezaletti. Performansın iğrençti ve midemi bulandırdın. Seninle olmak... artık dayanamayacağım bir şey." dedi.

Barış'ın yüzü bir anda soldu. "Ela, bu kadar sert olma... Biz..."

Ela, sözünü kesti. "Biz diye bir şey yok Barış. Artık gitmelisin. Bu iş bitti. Senden o kadar tiksindim ki, gece sevişirken yüzünü görmemek için ışıkları açmana bile izin vermedim."

Barış, Ela'nın bu sert sözleri karşısında şoke oldu. Daha önce hiç böyle bir tepki almamıştı. Ela'nın gözlerindeki kararlılık ve soğukluk, onu ne kadar rahatsız ettiğini açıkça belli ediyordu.

"Git buradan. Ve bir daha asla geri gelme."

Barış, Ela'nın bu sert tavrı karşısında ne yapacağını bilemedi. Ela, gözlerini ondan kaçırmadan yataktan kalktı ve kapıyı gösterdi.

Dişlerini sıktı. Kontrolü kaybetmekten korkuyordu. Duvara sağlam bir yumruk geçirdiğinde, Ela yerinde sıçradı.

Kollarını kaldırdı ve yüzüne siper etti kız. "Vurma." diyebildi sadece. Daha önce yapmadığı şey değildi. Kafasına estiğinde kızı tartaklardı.

Sertçe kızın suratını kavradı. O kadar sıkıyordu ki, parmak boğumları beyazladı Barış'ın.

"Bunlar ne demek oluyor lan?!" dedi dişlerinin arasından. "Gece altımda inliyorsun sabah bunları mı söylüyorsun? Taşşak mı geçiyorsun kızım sen benimle?!"

Kız, yüzünü onun ellerinden kurtarmak adına kafasını sertçe salladı. "Git, bu gece de Sevil'le uyu. Bu hikayenin diğer kadını ben olmayacağım." dedi acısını gizlemek istercesine.

Bunu diyerek her şeyi bildiğini belli etmişti.

"Bu bir vedaydı, Barış Alper Yılmaz. Sevgilinin yanına git."

saklı kalan || barış alper yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin