2.9

546 35 3
                                    

Finale sayılı bölümler kaldı. Ela ve Barış ikilisi bende çok başka. Sizi biraz üzecek bir bölüm yazdım. Keyifli okumalar <3

Bölüm şarkısı, Derinden/bazen hayat çok kötü gidiyor ve ben onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum.

•••

Bazen insanın dünyası başına yıkılırdı. Renkler yok olur, dünya tamamen karanlığa karışırdı. Sanki zaman adeta yavaşlardı ve her şey ağır çekimde gözünün önünden geçerdi.

İşte Ela'ya da tam olarak bu olmuştu.

Hem hamilelik hem de hastalık ona ağır gelmişti. Üstelik hiç istememesine rağmen Barış da her şeyi öğrenmişti.

Nabzı yavaşladı genç kadının. Öyle ki sevgilisinin söylediği şeyleri bile duyamıyordu. Sesler boğuk boğuk geliyordu kulağına.

"Ela," dediğini seçebildi. Lakin yer ayaklarından kaydı, geriye doğru sendeledi ve bilinci kapandı.

Barış, ani bir refleksle tuttu Ela'sını. Gözleri dolmuştu genç adamın. Sevdiği kadın kollarında baygın haldeydi.

"Ela'm, güzeller güzelim... Düşersen tutarım ben seni. Hep tuttum." dedi baygın yatan kızın saçlarını okşayarak.

"Esmer güzelim benim. Hadi uyan, kızmayacağım sana."

Şoktan ne dediğini bilmiyordu bile Barış. Titreyen vücuduyla çöktüğü yerden doğruldu. Bunu yaparken sevgilisini de kucağından bir an bile bırakmamıştı.

Hızlıca etrafa bakındı. Telefonunu arıyordu. Önce acil sağlık ekibi çağıracak, ardından Meltem ve Berkan'a haber verecekti.

Kaybetmekten korkuyordu genç adam. Ondan yaprak gibi sallanıyordu ya.

Barış titreyen elleriyle telefonunu cebinden çıkardı ve hızla ambulansı aradı.

Telaşı, tüm kontrolünü kaybetmiş bir adamın çaresizliğini yansıtıyordu. Gözleri bir an bile kucağındaki Ela'dan ayrılmıyordu.

Onun solgun yüzüne, kapalı gözlerine bakarken boğazına koca bir düğüm oturdu.

"Ne olur. Ne olur bir şey olmasın," diye mırıldandı.

Ambulans hattındaki görevli sorularını sorarken, Barış güçlükle kendini toparladı. "Adres? Hemen, hemen söylüyorum. Sabri Mahallesi, 14 numara. Lütfen çabuk olun sevdiğim kadın bayıldı, nefes alıyor ama çok zayıf!"

Telefonu kapattığında bir an duraksadı. Ela'nın alnını kontrol etti; soğuktu.

"Sana bir şey olmayacak, duydun mu beni? Söz veriyorum." diye fısıldadı.

Ardından, Meltem ve Berkan'a haber vermek için hızla diğer numarayı çevirdi.

Telefon çaldığında Meltem hemen açtı. "Alo? Barış? Ne oldu, iyi misiniz?" Sesindeki panik hemen belli oluyordu.

"Çabuk gelin!" dedi Barış boğuk bir sesle. "Ela bayıldı. Ambulansı çağırdım, ama sizin de burada olmanız lazım. Lütfen çabuk!"

Berkan, Meltem'in yanında oturuyordu ve onun korkuyla büyüyen gözlerinden bir şeylerin kötü gittiğini anlamıştı. "Ne oldu?" diye sordu telaşla.

"Ela bayılmış. Barış çok kötü durumda, hemen gitmeliyiz!" dedi Meltem aceleyle montunu alırken. Berkan hiç tereddüt etmeden peşine takıldı.

saklı kalan || barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin