biricik okurlar, bu bölümden önce söylemek istiyorum, bir süredir pek yazamadım üniversite sınavıydı tercihlerdi meşguldüm ayrıca sınavda da istediğim performansı gösteremedim ama seneye girmeyeceğim buna rağmen ne olursa o olacak artık. Yine de bana şans dileyin, teşekkür ederim bunun için. Ama şimdi şunu söyleyebilirim her hafta yb gelecek, multi ekleyeceğim, daha çok ilgilenebileceğim kısacası. Multideki şarkıyı öneririm ben yıllardır dinlerim ve sözleri de pek güzeldir. Kolye de Tiana'nın kolyesi.
Son olarak bir hikaye önerim var, şuan oluyorum ve harika gidiyor. bölüm sonunda konusuna göz atabilirsiniz.
Siyah Beyaz Aşk; Vinisever123 'e ait. eline sağlık canım. :)
23.bölüm - Yüzleri Tanınmaz Olana Kadar
Mısır gevreğimi kaşıklarken Jack konuştu. "Peki dün neler yaptınız?"
"Sana ne. Sen bana söylüyor musun salak."
"Mantıklı."
Sofradan kalkıp annesine bir öpücük kondurdum ve okul yolunu bulmak üzere kapıya çıkıp Jack'i bekledim. Hemen arkamdan o da çıktı.
"Bugün çıkışta maç var. Maça kalmayı düşünüyor musun? Anna kalacak."
"Hmm. Bugün maç olduğunu unutmuşum. Kalırım. Zaten sevgilini yalnız bırakmamak gerek. Masum bir av gibi oluyor yalnızken." Güldüm.
Gözlerini devirdi. "Sen de dokunursan ısıracak bir kaplan gibisin."
"Tercih meselesi." Dedim ve en masum gülümsememi gönderdim.
Bahçeden girince gözlerim direk onu aradı. Mavileriyle karşılaşınca direk yanına yürüdüm. Takım arkadaşları selam verirken o direk kolunu attı. Gülümsedim. En son onlara gittiğimin üzerinden dört gün geçti. Takım arkadaşları beni görmeye alıştılar, okul bile artık eskisi kadar çok olmayan bulaşmalarımdan memnun, aynı anda da ayrılık zamanımızı bekler halde. Çünkü ayrılık sonrası sapıtacağımı düşünen bir kitle var. Bir de ara sıra laf atıp intikam almaya çalışan kesim var, işte Will'den arta kalan vakitte de onlarla uğraşıyorum. Dolap kapakları onlara çarpsın diye büyülüyorum, hep yanlış yola sapmaları için saptırma büyüsü yapıyorum, gerçekten rahatsız edenlerin kafalarını karıştırıyorum.
Ama onunlayken düşünmüyorum. Umurumda bile olmuyorlar. Sadece o, dudakları, beni saran kolları, anlayışla bakacağından emin olduğum gözleri ve hep yanımda olduğunu bildiğim gölgesi var. Tiana'nın bağının gittikçe kuvvetlendiğini hissetmeme rağmen, bu sefer beni gafil avlayamayacak. Olan her şeyden sonra... Doğru ya, henüz size tamamını anlatmadım değil mi?
∆∆∆
Babamın kokusunu içime çekerken, beni güvenle sardığı kolları; beni sıkı sıkı tutuyor. Ama biliyorum ben, biz güçlü bir aileyiz, bunun üstesinden gelebiliriz. Sonra anneme sarıldım. Başımdan öptü. "Hepsi geçecek hayatım. Çok az kaldı. Kolyeyi yaktığımız an, harita da silinecek hayatım. Çok az kaldı." Çelimsiz kollarını bana dolaması kısa sürdü, çünkü biliyoruz. Bir buçuk saat içerisinde her şey bitecek.
Her şeyin en başında altı-yedi yıllık çocukluk arkadaşım, sırdaşım Tiana'nın hep taktığı o ametist kolyesinin büyülü olduğunu hep söylerdi. Ama hiç ciddi olduğunu düşünmemiştim. Önceki hayatlarında, her yeniden doğuşundan sonra kanla yıkayıp toprakta tuttuğu kolyesini hiç çıkarmazdı.
Üçümüz arabaya binmeden koşarak Jack'e sarıldım. "Her şey iyi olacak Alex, yine ağaç evime geleceksin, büyü çalışacağız."
Geri çekilip omzuna patlattım bir tane. "İlk olarak ikimizin ağaç evi o. İkincisi, bu sefer sadece ikimiz olacağız değil mi? Başka arkadaş draması istemiyorum Jack."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Witching Game
Novela JuvenilBu bir "Cadı Hikayesi", Alex talihsiz bir kaç olay sonrası ailesini kaybetmiş ve en yakın arkadaşından başka kimsesi olmayan, vurdumduymaz ve fevri bir cadı. Hayat ona güzel, tabi kimse sırrını öğrenmediği sürece. Ama biri sırrını öğreniyor. Ne diye...