Bu bölümü gaza gelip de yükledim. Bölüm kısa oldu, ama öyle gerektiği için. İyi Okumalar...
Lanet olasıca erkekler. Hayatlarındaki her şey alacakları bir lokma haza bağlı değil mi? İşte bu yüzden Miranda gibi değilim. Sırf onların götü kalkmasın, beni devirdiklerini düşünemesinler diye kendi eğlencemden vazgeçip, onlara istedikleri vermiyorum. Ama bir ayakkabı bağlamaya kalkışıyorsunuz, bir bakmışsınız adamın teki sizden tahrik olmuş. Gerçekten onları anlamıyorum. Will dokunulası saçları, uzun boyunu sarmalayan geniş omuzları, bazen kesmediği kirli sakalı ve açık pembe dudakları her ne kadar beni kendime itiraf etmek zorunda bıraksa da; beni etkiliyordu ve daha önce insanlara karşı dikkat etmediğim bir takım hislere karşı beni zorluyordu. Fakat bir erkeğin benim eğilip ayakkabımı bağlamamdan nasıl tahrik olduğunu anlamak... biraz kafa karıştırıcı.
Hızlı adımlarla Jack'lere doğru ilerlerken homurdanmayı kesmek için kendimi zorladım.
Kapı açıldığında asık suratımı Alissa karşıladı. Hatırlamıyorsanız diye söylüyorum; Jack'in annesi. Genç kestane rengi saçlı güzel annesi."Alex. Sorun ne? İyi misin? Konuşmak ister misin tatlım?"Ben içeri girdikten sonra koluma girip beni direk mutfağa yönlendirdi. Salonda pes oynayan Jack ve Bryon bizim mutfağa geçtiğimizin farkına bile varmadılar.Çökmüş surat ifademle mutfak yolunda mırıldandım. "Buna gerek yok. Gerçekten. Kendim çözebilirim. Zaten önemli bir konu bile değil."
"Biliyorsun Alissa, ben arkadaşlık ve dertleşme konularında iyi değilim. Siz olmasaydınız hiç kimsem olmayacaktı belki, fakat bunun dışında ben böye iyiyim inan bana."
"Mutlaka kendi kendine çözemeyeceğin şeyler vardır. Bazen sadece sesli konuşmak istersin. Tonlamalarını yapmak, kendi kendine tepki vermek istersin. Bunu canlı bir şekilde yaşamak, içine atmaktan daha iyi olacaktır." Tekrar içten bir şekilde gülümsedi.
"Hahah. İnan bana. Belki sesli konuşmuyorum fakat, canlı canlı dertlerimi paylaşıyorum. Daha doğrusu, başıma dert çıkaranlara bedelini ödetiyorum, bence gayet adil." Omuzlarımı silktim.
Gülerken başını iki yana salladı ama sonra gözlerini gözlerime dikip konuştu."Senin de herkes gibi birileriyle konuşmaya ihtiyacın olması normal Alex. Biliyorum Jack'le çok yakınsınız. Fakat bazen kızların sadece kızlara ihtiyacı olur değil mi?" Her zamanki içtenliğiyle gülümsedi bana. Kızlarla konuşmaya gerçekten ihtiyacım var mı benim? Her şeyi Jack'le konuşabiliyorum, onun dışında kalan bir iki şeyi zaten tek başıma yaşamaya alıştım ben. Ama böyle birini kırmak? Canice.
"Bir çocukla ilgili. Onu sevdiğimden falan değil. Ben ciddiyim. İlk başlarda rahatsız ediciydi fakat..." Doğru kelimeleri ararken Alissa cümlemi tamamladı."Ama şimdi sanki ona dur diyemiyor gibisin, sanki her ne zaman karşına çıkarsa çıksın, için rahatlıyor gibi. Sanki onu görmek, önceden göründüğü kadar kötü değil artık, değil mi?" Yine içten gülümsemesini bana gösterdi.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Birden, bana o kadar haklı gözükmüştü ki! "Bilmiyorum. Belki öyle belki değil. Ama ben bunun hakkında düşünemiyorum bile. Yani net bir şekilde. Dışarıdan bakınca bana karşı hiçbir zararı yokmuş gibi geliyor. İçimden bir ses, sana zarar vermez diyor. Ama zararlı olabilir Alissa, hatta çok zararlı olabilir. Benim hakkımda bir şeyler duymuş, önceden. Ve ben nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki aynı şeyleri bir daha yaşayamam ben. Bir kez daha olmaz. Bir kez daha sevdiklerimi bırak kaybetmeyi, tehlikeye bile atamam. Ve onu ne zaman görsem heyecanlanıyorum. Belki de bu cadı hislerimin ona karşı bir uyarısıdır." Alt dudağımı ısırdım. Nadiren birileriyle gerçek fikirlerimi bu kadar dürüst bir şekilde konuşurdum. Bu yüzden şimdi vereceği her bir cevap beni için çok önemliydi.
"İlk olarak Alex, dürüst olmana seviniyorum tatlım. Bazen seni kaybedecekmişiz gibi geliyor. Çünkü hep uzaksın ve hep haylazlık peşindesin." Bunu söylerken gözlerini devirmişti. "İkinci olarak, belki de heyecanlanman, cadı hislerinle değil, seninle ilgilidir. Gerçek, insan hislerinle. Büyü etkisi olmadan. Bunu hiç düşündün mü?"
Güldüm ve kaşlarımı çattım. "Yok artık. Onu görünce heyecanlanmamı sağlayacak bir etki yaratamaz üstümde. Neden biliyor musun Alissa? Çünkü o klasik, yakışıklı, basketçi, popüler çocuk. Tüm kızlar o geldiği günden beri onunla ilgileniyorlar ve bu tip insanlar genel olarak hep benim alay dalında ilgi alanım olmuşlardır." Haylaz bir şekilde gülümsedim.
"Ama o aynı anda cadı kanından değil mi? Jack bana biraz ondan ve cadı kanı oluşundan bahsetmişti. Aynı takımdaymışlar. Yani demek istediğim, o senin onu gördüğün kadar da klasik olmayabilir Alex."Aslında haklı bir yanı vardı. Sonuçta benimle oyun oynamak üzere kendi gönüllü olmuştu değil mi? Yine de bu yelkenleri suya indireceğim anlamına gelmezdi."Üçüncü olarak, seni nereden duyduğunu hiç ona sordun mu?"Kendime şuan ne desem? Aptal? Aptalımsı? Gözünden büyük bir şeyi kaçırmış dingil? Onunla ilgili şeyler öğrenmekle bu kadar meşgulken ona aptal bir soruyu sormayı unutacak kadar saf? Aptal?
"Hayır. Aslında bunu bana ilk söylediğinde onunla bir daha görüşmek istemediğimi söyledim ben." Duraksadım, sonra hemen açıklamaya geçtim. "Ama ne var biliyor musun? Gerçekten korktum o yüzden! Yoksa biliyorsun ben sürekli birilerini araştırırım. Sonra araştırdıklarımla şantaj yaparım falan. Hayat bana güzel anlayacağın. Ama küçükken olanları duyduğunu söyleyince, uzun zamandan sonra ilk defa korktum Alissa."
Karşılıklı oturmuş olduğumuz masadan kalkıp şefkat dolu kollarıyla sarmaladı beni.
Anında canlandı anılarım. Annemin kalkıp yanıma gelişi, bana sarışı, ona dair hissettiğim tüm o yoğun; tanıdık koku... Ama Alissa'nınki onunkini andırsa da bir türlü onunki olmuyordu değil mi? Kollarımı ona doladım ama asla anneme doladığımdaki gibi olmuyordu değil mi? Dolan gözlerimi görmemesi için ona daha çok yaslandığımda, annemdeki yumuşaklığı vermiyordu değil mi?İşte bu yüzden sarılmamalıydım ben insanlara. Bana hatırlatacaklardı çünkü. Her seferinde ben tekrar hatırlayacaktım neler kaybettiğimi. Nelerin unutulmaya yüz tutarken, aynı andan kafama sonsuza dek kazındığını. İşte bu yüzden uzak durmalıydım insanlardan. Gözlerimin dolduğunu görmesinler diye. İçimde neleri karanlık kutularda sakladığımı görmesinler diye. İşte bu yüzden gözlerimi sıktım ve gözyaşlarımı geri yolladım.Alissa'ya gülümsedim ve teşekkürden başka bir şey söylemeyip kapıdan çıktım.
İşte bu yüzden, gecenin karanlığında kocaman evime yola çıktım. Yalnız olayım diye. Bağlanmayayım, aslında bazı yerlerde ne kadar zayıf olduğumu görmesinler diye. İşte bu yüzden yarın biraz daha gidip birileriyle uğraşmalıyım. Biraz daha büyü çalışmalıyım. Bir daha asla eskisi gibi zayıf ve sevgi dolu ama sırf bu yüzden de kırılgan olmayayım diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Witching Game
Novela JuvenilBu bir "Cadı Hikayesi", Alex talihsiz bir kaç olay sonrası ailesini kaybetmiş ve en yakın arkadaşından başka kimsesi olmayan, vurdumduymaz ve fevri bir cadı. Hayat ona güzel, tabi kimse sırrını öğrenmediği sürece. Ama biri sırrını öğreniyor. Ne diye...