Don't Say My Name.
"Anissa, sıradaki çocuğu anons et," koçun dediğini yaparak ağzımı mikrofona yaklaştırdım. Sonrada listeden sırası gelen çocuğun adını söyledim.
"Robert Bellover, sahaya." Karşıdaki koltuklarda oturan sarışın bir çocuk koşarak sahaya indi. Sahada takımın 3 asil oyuncusuyla beraber paslaşıp oynamaya başladılar. Zayn'in koça eğildiğini görünce onlara döndüm. Koçun sağ tarafında ben sol tarafında ise o vardı.
"Koç, onu takıma alamayız. Berbat." koç Zayn'i onaylayıp düdüğünü çaldı. Çocuk ağzından bir küfür salarak sahadan çıkarken Zayn'e döndüm.
"Hişşt," Koçun arkasından ona bakmaya çalışıyordum.
"Hişşt, Zayn." hala bakmamaya devam ederken sırtını cimcikledim. Acıyla geriye doğruldu ve bana döndü.
"Ne yapıyorsun, ne var be?!"
"Sırada Kellan var,"
"O kim ya?"
"Şimdi görürsün." diyerek önüme döndüm.Ve mikrofona döndüm.
"Kellan Moore, sahaya." Kellan bana gülümseyerek bana doğru geliyordu.
"Aniss, birileri kıskanıyor galiba." diye kulağıma fısıldadağında Zayn'e baktım. Çenesi kasılmış bir şekilde Kellan'a bakıyordu.
Nihayet Kellan oynamaya başladı. Oynamaya başladığı anda seyirciler birden tezahürata ve alkışlamaya başlamıştı. Çünkü lanet olsa Kellan çok iyi futbol oynuyordu. Zayn, sonunda koça eğildi.
"Koç, çok amatör. Takıma alamayız. Sokak çocuğu gibi oynuyor." gözlerimi devirdim.
"Hayır koç. İyi oynuyor. Takım kaptanı bile olabilir. Şu çalımlara bakın,"
"Haklısın Anissa. Bu çocukta gelecek var." koçun dediklerine karşılık zaferle Zayn'e bakıyordum.Takım kaptanı konusuna da bozulmuştu sanırım.
"Bu çocuğu da takımda istiyorum. Geri kalan isimleri çağırma bu kadar yeter. Şimdi sıra amigoluk seçimlerine gelsin. Yarım saat ara. Duyuruyu yap Anissa."
Onu onaylayıp mikrofona yaklaştım. Kellan olacaklardan habersiz bir şekilde top oynamaya devam ediyordu. Koçun gittiğini gördüğünde yüzü düşmüştü.
"Yarım saat ara. Sıra amigoluk seçimlerinde. Kızlar yerlerini alsın."
Kellan duyurumdan sonra koşarak masamızın bulunduğu yere geldi.
"Şey.. Anissa. Elendim mi? Yoksa..."
"Sence elendin mi yoksa takımda mısın?" Diye sordu Zayn hızlıca.
"Ben bilmiyorum. Bence oynamam iyiydi ama-" Zayn kahkaha attı.
"Harika. Kendine güveni olmayan bir oyuncu. İyi seçim." Zayn'e gözlerimi devirerek Kellan'a döndüm ve elimi uzattım.
"Tebrikler takımdasın," Kellan gülümseyerek elimi sıktı ve benden ayrılıp elini Zayn'e uzattı. Zayn, çocuğun eline bakıp güldü.
"Takıma sadece girebildin. Girmek kolaydır. Önemli olan kalabilmek. Benimle. Şimdi uza burdan. Yorgunum." Kellan, Zayn'e bakıp boynunu kıtlattı ve birşey demeden uzaklaştı.
"Zayn, siz el sıkışırken ellerinize baktı. Benden söylemesi," Cara kulağımdan uzaklaşıp ayağa kalktı.
"Gençler biz kafeye gideceğiz. Gelmek isteyen var mı?" Dedi Cara. Yanında biricik Harry'si de vardı. Zayn'den de benden de ses çıkmayınca ikiside yanımızdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drugs And Passions // zjm
FanfictionBradford Lisesi. İki kişiden sorulurdu. Bradford da öyle. Ama bu iki kişinin çok anlaştığı söylenemezdi. Hatta birbirlerinden nefret ediyorlardı. Hey, en büyük aşklar neyle başlar demiştiniz?