Chapter 2

3.5K 149 27
                                        

-New Boy-

Bileğimi ondan kurtarıp sinirle baktım. "Cara? Neler oluyor?"

"Benimle gel. Göreceksin." gözlerimi devirip onu takip etmeye başladım. Futbol sahasına giriyordu. Bana bir noktayı işaret etti. Zayn'lerin masasını. "Neyi göreceğim Carr? Sinirlerimi bozuyorsun." uzunca ofladı. "Şu üzerinde 'Styles' yazan forma giymiş çocuğu görüyor musun?" Gözlerimi kısıp işaret ettiği yerde formalı çocuğu aradım. Ve, hey işte ordaydı. Bu yeni gelen çocuk olmalıydı. Ve doğruyu söylemek gerekirse çocuk aşırı yakışıklıydı.

"Gördün mü?" diye sordu Cara. Onu kafamla onayladım. "Ama sorunun ne olduğunu göremiyorum." Dudaklarını büzdü. "Harry, bak o. Yeni gelen çocuk Zayn'in masasında ne işi var?" Biraz düşündüm. "Bilmiyorum." Kaşlarını çattı. "Sencede yeni gelen çocuk okulun en popüler grubunun masasında nasıl oturabilir? Zayn'in buna izin vereceğini sanmıyorum." dedi hızlıca. Omuz silkmekle yetindim. "Belki sadece tanışıyorlardır. Sonuçta Zayn takım kaptanı." kafasını olumsuzca salladı. "Tabi zaten Zayn yaklaşık 5 saatten beri yeni gelen çocukla tanışır!"

Cara anlattıktan sonra, şu Harry denen çocuğun o masada neden oturduğunu bende merak etmeye başladım. Çünkü Zayn Malik asla böyle birşey yapmazdı. Takım kaptanı olsa bile yeni biriyle tanışması yaklaşık 5 saniye sürerdi. O da karşısındakinin ismini öğrenmek için olurdu. Kendi adını söylemesine zaten gerek yoktu. Sonuçta o popüler bir çocuktu.

Bunları biliyordum çünkü Zayn'i sahada birileriyle tanışırken çok görmüştüm. Nasıl mı? Bende Bradford Lisesi Amigo Kızları'nın kaptanıydım çünkü. Cara ve bende kendi masamıza doğru ilerledik. Zayn'lerin hemen yan masasına. Bu iki masaya bizlerden başkasının oturması yasaktı. Tabi ki bu kuralları biz koyuyorduk. Masaya oturduktan sonra telefonumu çıkarttım ve Malia'ya sahanın ordaki masamıza gelmesini söyleyen bir mesaj yazdım.

"Hazz, yanımızda oturan kızlarda Bradford Lisesi'nin, hatta Bradford'un en havalı, en popüler ve en seksi iki kızı." Dedi Niall iğrenç sesiyle. Duymamız için birazda bağırmıştı hatta. Cara, Niall'a hafifçe gülerken ona bir bakış atıp susmasını sağladım. "Niall, biliyorsun bizi tanıtmana gerek yoktu." omuz silkti. "Ah, sizi ben tanıtmak istedim Aniss." gözlerimi hızlıca kapatıp açtım. Onların bana 'Aniss' demesinden nefret ediyordum. "Anissa," diye tısladım ve devam ettim. Lanet olsun o masadaki herkes bizi izliyordu. "Belki bir gün sende kuaföre gitmelisin. Dipin gelmiş Nialler. Bende seni çakma sarışın diye tanıtmak istemem." dedim gülerek. Sırıttı. "Belkide boyamı alıp sana gelmeliyim ve sende saçımı boyamalısın." dedi göz kırparak. İğ renç! "Tabii. Bize gelebilirsin. Tabi o boya kutusunu götüne sokmamı istiyorsan." Cara'ya döndüğümde gözleri faltaşı gibi açılmış bana bakıyordu. Benim küfür etmemden hoşlanmıyoru çünkü. Ama ne yapabilirdim, Tanrı aşkına! Niall sinirle ayağa kalktı. "Benimle doğru konuş, Anissa Digger." dedi ve üzerime doğru yürüdü. Vay canına, kızgın bir Niall Horan! Ah, böyle eğlencelere bayılıyorum! Masamıza yumruğunu koyduğunda Zayn ve Louis hızlıca onu tutup geriye çekti. "Sakin ol dostum." dedi Louis.

Hepsi masasından kalkıp giderken yanımıza Zayn ve şu yeni gelen çocuk... Lanet olsun, adını unutuyorum... Harry! Evet. Herneyse yanımıza geldiler. Harry gülümsedi. "Selam." Ona bakarak kaşlarımı çattım. Ve Zayn'e döndüm. "Sorun şu ki Anissa... arkadaşlarıma davranışını pek beğenmiyorum." dedi. Lafını bitirir bitirmez ayağa kalktım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "Daha demin sende gördün. İlk o benimle uğraştı." kaşlarını havaya dikti. "Evet, ama..." elimi kaldırıp lafını kestim. Bu sohbetten sıkılmıştım ve daha fazla durmak istemiyordum. Cara'ya döndüm. "Cara sıkıldım. Gitmek ister misin?" Harry ve Zayn'e suratını buruşturarak baktı ve yanıma gelip koluma sarıldı. İşte benim kızım! Zayn'in yanından geçerken ona omuz attım. Cara'da arkasını dönüp Harry'e göz kırpınca, Harry kaşlarını çatarak yarım ağız güldü ve elini sanırım Cara'ya 'hoşçakal' demek için havaya kaldırdı. Cara benim ona baktığımı görünce aynı anda gülmeye başladık.

"Harry... Ondan etkilendin öyle değil mi?"

"Abartma Aniss. Ama yinede söylüyorum. O benimdir." güldüm. Cara istediği her erkeği elde edebilirdi. Ve bu konuda benden çok daha iyiydi. Cebimden sigara paketini çıkardım. "Aniss... Koy onu yerine." diye söylendi. Omuz silkip çakmağıda çıkardım ve sigaramın ucuna tuttum. Sigara yanmaya başlayınca çakmağı cebime geri attım ve sigaramdan bir nefes çektim. Cara kolumu çekiştirdi. "Aniss duydun mu? Ona Hazz diyorlar!" gözlerimi devirdim. "Umrumda bile değil. İster fahişe desinler." omzuma yavşça vurdu. "Pisliksin sen Aniss." Luke görüş alanıma girdiğinde sigaramı bitirmiştim bile. İzmariti yere atıp topuğumla ezdikten sonra Luke'a döndüm. "Bu akşam ikinizide gece saat 12'de evinden alacağım. Jackson'ın mekanında bir parti var. Hepimizi bekliyormuş."

"Maalesef gelemeyeceğim," dedim bıkkınlıkla. "Hayır geliyorsun. Luke, bebeğim bizi almana gerek yok. Biz kendimiz geliriz." Cara'nın söylediklerini ağzım açık dinlerken Luke güldü. "Pekala. Ben eve gidiyorum. Akşam birkaç kız götüreceğim ve-" "Kapa çeneni Luke!" diye bağırdık Cara'yla. Bize el salladı ve arabasına binip okuldan çıktı.

"Bu gece birkaç erkekle eğleneceğim." dedi Cara ben elbisemi giyerken. Yan gözle ona baktım. "Şu Harry'in ne oldu?" omuz silkti. "Hiçbir şey. Onu tavlayacağım. Çok seksi!" diye inledi. Ofladım. "Erkek manyağı olmuşsun sen." tekrar omzunu silkti. "Yeter artık bana laf söyleyeceğine kendine bak. Sıkıldım ben. Hadi çıkalım." dedi ve ayağa kalktı. Topuklu ayakkabılarımıda giyinip elime küçük el çantamı aldım içine telefonumu ve anahtarlarımı koydum. Evi kilitleyip arabaya bindim. Cara'nın da hazır olduğunu görünce gaza basarak Jackson'ın barına doğru sürmeye başladım.

"Merhaba Zack." dedim gülümseyerek. Zack, barın korumasıydı ve aramız çok iyiydi. Bizden yaklaşık 10 yaş büyüktü. "Merhaba güzeller. Çok güzel olmuşsunuz." Cara şirince gülümsedi. Anlamıyordum, dışarıdan çok sevimli, şirin ve masum görünsede ben ona küçük fahişe derdim. Ve bence öyleydi. "Teşekkür ederiz Zack." Zack bir yere baktı ve bize tekrar döndü. "Benimle gelin." Önden yürümeye başladı. Bizde onu takip ettik. Bir odaya girdiğinde kapıyı kapattı ve ışıkları yaktı. "Burdan istediğiniz bir maske seçin. İçeride kimse birbirini tanımıyor. Jackson son anda konsepti değiştirdi." Cara ellerini çırparak eline bir maske aldı ve taktı. Bende ilerleyerek siyah, kalçamın hemen altında biten dar elbiseme uygun tüylü büyük bir maske aldım. "Harika!" diye bağırdı Zack ve bize barın girişini gösterdi. Ona el salladım ve bara girdik. Alkol, ter ve seksin kokusu birleşince midem bulanıyordu. Ama sonra alışıyordum. Cara beni dürttü. Eliyle bir yerleri gösterdi. İşaret ettiği yere baktığımda bunun Harry olduğunu gördüm. "Hey, o neden maske takmamış?" dedim kulağına bağırarak. Ben dedikten sonra Harry, buklelerini düzeltip maskesini geri taktı ve önündeki sürtükle kucak dansı yapmaya devam etti. Cara topuğunu sertçe yere vurup kulağıma tekrar eğildi. "Benim erkeğimle kimse kucak dansı yapamaz! Ben gidiyorum." Cara'yı izlerken Harry'e doğru ilerledi. Yanında dans eden kızı ittirip Harry'e sokuldu. Harry ise aldırış etmeden Cara ile dans etmeye başladı. Bu olayı komik bulduğum için güldüm ve bende Luke'un her zaman oturduğu koltuğa doğru ilerlemeye başladım. Tanrım, yanında tam 4 tane sürtük vardı. Hepside Luke'un üzerindeydi. "Kalkın şurdan." diye bağırdım. Beni duymayınca hepsini geri ittim ve Luke'un yanına oturdum. "Selam güzellik." gözlerimi devirdim. "Beni buraya çağırıyorsun bari içecek birşeyler söyle." güldü. "Shot yapmaya ne dersin?" ofladım. "Hep yeniliyorsun Lukey." tek kaşını kaldırırken garson çağırdı. "Bakalım bu sefer kim yenecek."

Gözlerimi açar açmaz tekrar kapadım. Dün ne olmuştu böyle? Lanet olsun. Kafamda hala disko müzikleri çalarken kafamın altındaki yastığı yüzüme bastırdım. Başımın ağrısının bu saçma hareketle geçeceğini düşünüyordum. Yastık hala yüzümde dururken derin bir nefes aldım.

Bir dakika? Bu benim yastığım değil. Benim yastığım böyle kokmuyordu. Bu koku çok daha seksi bir erkek parfümü kokusuydu. Yastığı yüzümden uzaklaştırdım. Bu yastık kılıfı bana ait değildi. Benimkiler pembeydi ama bu kılıf siyahtı. Yatakta doğruldum ve etrafıma baktım. Bu yatak ve hatta bu odada benim değildi! Ben neredeydim? Dün gece ne olmuştu? Lanet olsun.

Dün olanlar aklıma hızla gelirken yatağa kendimi geri attım. Tanrım bunlar yaşanmış olamazdı değil mi? Sadece bir rüyaydı... Lütfen tanrım, öyle olmalıydı.

VE İŞTE YENİ BÖLÜM. UMARIM BEĞENİYORSUNUZDUR AMA İLK BÖLÜMÜN VOTE SAYISI ÇOOOK AZZ :(( NEREDEYSE 200 KİŞİ OKUMUŞ 20+ KİŞİ İSE VOTE YAPMIŞ UMARIM BU BÖLÜM HOŞUNUZA GİDER AKSİ TAKDİRDE BENDE DEVAM EDEMEYECEĞİM HEPİNİZİ SEVİYYOOORRUUMM MUUAAH

Drugs And Passions // zjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin