Chapter 9

1.8K 109 12
                                    

Hatırlatma:

Onu yavaşça göğsünden ittirdim. "Gülme Zayn!" hala gülüyordu. Onu ittirmek için bir hamle daha yapacaktım ama kendimi birkaç metre aşağıda ve yerde bulmuştum. Lanet olsun!

"Zayn, senden nefret ediyorum! Sanırım bileğim kırıldı!"

-Broken-

"Ne? Şaka falan yapıyor olmalısın?" Bileğime bakmaya çalışıyordum, aşırı derecede ağrıyordu. "Offf! Şaka neden yapayım? Birde senin gibi bir kalasa! Buraya gel de bana yardım et." aşağı yavaşça indi. "Bana kalas demenin cezasını sonra konuşuruz Aniss." gözlerimi devirdim. Yanıma geldiğinde önce kokusunu anımsadım. Neden bu kadar parfüm sıkıyordu ki? Acaba markası neydi?

Lanet olsun, neleri düşünüyorum. Elini bileğimin üzerine koydu. Çığlık attım. "Ne bağırıyorsun Anissa, tanrı aşkına!" Ofladım. "Bileğimi acıttın Zayn, biraz yavaş ol." elini gergince saçlarının arasından geçirdi. "Ben ne anlarım ki zaten kırıktan falan? Hastaneye gitmemiz lazım. Hadi kalkmaya çalış." Şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum. "Kalk mı? Kalk mı dedin bana? Zayn sen iyi misin? Bileğim belki kırıldı ayağa mı kalkıyım?"

Sanırım ya başım döndü ya da bileğimin ağrısından ne yaptığımı bilmiyordum. Çünkü birden altımdaki toprağın sertliğinin yerine sanki uçuyormuş gibi bir hisse kapılmıştım.
Ah yada Bradford Lisesinin bir numaralı harika üstün yetenekli aşırı yakışıklı Zayn Malik beni kucağına da almış olabilir. Zayn ile göz göze gelmemiz de bunu kanıtlamıştı.

"Tahmin ettiğimden daha ağırsın," dedi ormanda aşağı doğru yürürken. "Düzgün konuş," dedim. Bileğimi düz tutmaya çalışıyordum. Umarım kırılmamıştır. "Yolu biliyor musun?" kafasını onaylar şekilde salladı. "Biliyorum." Boynumun arkası uyuşmaya başlamıştı. Zayn ile bu kadar yakın olmak beni biraz rahatsız etsede belli etmemeye çalışıyordum. Zaten başka da şansım yoktu.

"İstersen omzuma başını koyabilirsin," dedi. Sesli mi düşünmüştüm? Hayır kesinlikle bundan emindim. Yinede teklifi reddedemezdim çünkü gerçekten boynumu hissetmiyordum. Yavaşça kafamı omzuna yasladım. Sonunda biraz olsun rahatlamıştım.

"Orada ne yapıyordun tek başına?" Diye sordu yavaşça. "Yolumu kaybettim aslında. Zaten gruptan ayrı yürüyordum." anladığını belirten homurtular çıkardı. "Peki sen ne yapıyordun?" Diye ben sordum bu sefer. "Bende gruptan ayrı yürüyordum, sigara içmek için durmuştum. Seni gördüm falan." birşey söyleme gereksinimi duymamıştım. Zayn sonunda sanırım düz bir yere gelmişti çünkü artık sendelemiyordu. Yavaşça omzundan aşağı baktım. Evet sanırım artık eve gidiyorduk. Bir kapı sesi duyduğumda eve gelmiş olmanın sevinciyle kafamı kaldırdım. Ama tahminim doğru değildi. Beni bir arabaya bindirmişti. Yavaşça beni ön koltuğa yerleştirdi. Kapıyı da kapatıp arabanın önünden dolanarak kendisi de ön koltuğa geçti ve arabayı çalıştırdı. "Tatile arabanla geldiğini bilmiyordum." omuz silkip bana baktı.

"Aslında sorman gereken şey 'Nereye gidiyoruz Zaaayyyn! Tanrım beni mi kaçırıyorsun, seni pis sapık!' Diye bağırmaktı. Hatta belki çığlık atman."

'Nereye gidiyoruz Zayn..' kısmını söylerken sesini bana benzetmeye çalışarak inceltmişti. Ama yinede bana böyle söylemesi aklıma kötü şeylerin gelmesini sağlamıştı.

"Hastaneye gitmiyor muyuz Zayn?!" Diye sordum heyecanlanarak. Gözlerini devirdi.

"Tabiki hastaneye gitmiyoruz Anissa. Tabiki geneleve gideceğiz, bir insanın ayağı kırıldığında oraya gider çünkü!" Bağırıyordu. Tamam haklıydı ama bağırması hoşuma gitmiyordu. Bende neden salak bir sorduysam...
"Bağırma bana," dedim yavaşça.
"Bir kere ya, bir kere. Lanet olsun bir kere güvensen," dedi ve direksiyona vurdu. Sessiz kalmayı tercih ederek yolun çabucak bitmesini diledim.

"Kırık görünmüyor. Ama çok fazla zedelenmiş bileğiniz. Yinede herhangi bir sorunla karşılaşmamak için bileğini alçıya alacağız." Zayn de başucuma oturmuş "doktoru dinliyordu. Doktor bileğimi tutup birşey yaptığında tekrar bağırdım. "Böyle yaptığımda acıyor sanırım." kafamı salladım. Tekrar bileğimi tutup başka bir haraket yaptı. Belim resmen kıvrılıyordu. Başım Zayn'in göğsüne yaslanmıştı. Ben yinede bağırıyordum. Haraketleri sürekli değiştiriyordu. Ve bu çok fazla acıtıyordu. Son kez tekrar bağırdım. Zayn elini elime kenetleyip beni kendine iyice çekti.

Acaba acımı unutmam için mi böyle yapıyordu yoksa fırsattan yararlanmak için mi? Benimki de laf. Tabiki Zayn Malik ne yapabilir ki.

Bileğimde bir soğukluk hissetmiştim. Kafamı kaldırıp baktığımda doktorun artık alçıyı bileğime uyguladığını gördüm. Ve Zayn'den ayrıldım. Doktorun işi bitince gülerek masasına oturdu ve birşeyler yazdı.

"Bunlar ağrı kesici. Çok ağrın olursa bunları kullan." Zayn doktordan reçeteyi aldı ve cebine soktu. "Başka birşey varsa-" doktor Zayn'in lafını böldü. "Hayır, şimdilik gidebilirsiniz. Geçmiş olsun." doktoru onayladım ve Zayn'in tekerlekli sandalyeyi getirmesini beklerken, Zayn beni kucağına alıp dikkatlice doktorun odasından çıkardı. Kapıya doğru yürüyorduk. "Biliyorsun, hastanelerde tekerlekli sandalyeler falan koyuyorlar," omuz silkti. "Şimdi birde onu mu arayacağım Anissa," haklıydı. Bende susmuştum. Bu sefer başımı omzuna koymaktan vazgeçtim. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. O yola bakıyordu, benimde manzaram olmadığı için yüzüne bakıyordum.

Aslında etkilenmemek elde değildi. Zayn'den bahsediyorum. O siyah saçları, esmer teni, adını veremediğim güzellikteki o gözlerinin rengi, sakalları, sırıtışı, bazen çenesinin kasılması-

"Önüne bak Anissa."

"Önüme bakıyorum Zayn."

"Yüzümü inceleme aşık olursun sonra."

"Hah. Sen ne kadar ukalasın ya! Nereye bakayım, önümü mü görüyorum."

"Tabi. Manzaran muhteşem."

"İğrenç bir manzaram var, bir domuzla burun burunayım," Durup bana baktı. Yüzümüzün arasında belki bir milimetrelik bir mesafe vardı, bilemiyorum. Gözlerine baktım. Ama onun gözleri başka bir yere odaklıydı.

Dudaklarıma.

Beni öpecek miydi?

Batırdım mı? Herneyse siz yinede okuyun bunu çok boşladım ben, neyse WFL yazayım birazda.

Vote Yorum unutmaayınn!

Drugs And Passions // zjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin