First Fight
Şuan ne yapmam gerektiğini inanın bilmiyordum. Zayn'e birkaç kez bakmaya çalıştım. Ama o öküz gibi büyük olan çocuklar sürekli önüne önine geliyordu. Çaktırmadan eteğimi uzatmaya çalıştım.
"Gidin buradan!" Diye çıkıştım. İçlerinden kumral olan güldü.
"Korkusuz kız seni.." bana arsızca yaklaşıp elini belime koyup kendine doğru yaklaştırdı. Dirseğimi göğsüne yaslayıp onu ittirmeye çalıştım. Ama etki etmiyordu. Eğilip beni öpmeye çalışırken kendimi geri çektim. Kaşlarını çattı. "Bana sakın direnme güzelim,"
Tanrı aşkına, Zayn ne yapıyordu? Neredeydi göremiyordum bile! Acaba odeğil miydi? Lanet olsun!
"Ya bırak," diyerek daha güçlü ittirdim. Diğer iki kişi ise bizi izliyordu. Gülerek.
Bana sarılan çocuk belimdeki elini aşağı kaydırınca büyük bir çığlık attım. Dikkati dağıldığı için elini kalçamdan çekti. "Kes o güzel sesini!" diye bağırınca korkuyla irkildim. Yavaşça sırıttı ve tekrar boynuma doğru eğildi. "Korkma tatlım..." diye mırıldandı. Hala onu ittirmeye çalışıyordum. Artık kendimi bayılacak gibi hissediyordum.
"Kızdan uzaklaş." dedi sonunda beklediğim o ses. Demek ki burdaydı. Ve bunca zaman neden beklemişti?!
"Sen buna karışma, ilk ben kaptım,"
"Bir kez daha tekrarlamam." dedi Zayn. Çocuk beni öpmek için tekrar bir hamle yaptığında kafamı eğdim.
"Yeter, artık. Beni zorlama güzelim."
"Kızı bırak, o bana ait." diye kükredi Zayn. Çocuk sonunda gülerek kafasını benden uzaklaştırdı. Elleri hala belimdeydi.
"Bu güzel kızı paylaşabiliriz dostum,"
"Paylaşmayı sevmem,"
Gerizekalı Zayn, konuşacağına acaba bu çocuktan beni ayırsaydın ne olurdu. Tanrım ağlamak ve kusmak istiyorum.
Çocuk omz silkip tekrar bana eğildiğinde sanırım bu kez Zayn ona bir yumruk atmıştı. Çocuk yere yığıldığında kalan iki kişi de kaçmıştı. Yerdeki çocuğa Zayn iki üç tekme daha attığında çocuğun gözleri kapanmıştı bile. Zaten sarhoştu. Hemen bayılıvermişti.
Zayn, baş parmağıyla dudağının kenarına dokunduktan sonra beni süzdü. Gözlerimi devirerek yoluma devam ettim.
"Hişşt, nereye?" Diye bağırdı arkamdan. Gözlerimin dolduğunu hissetmiştim. Gözyaşım akmasın diye yukarı doğru baktım.
Cidden değersiz biri gibi hissediyordum. Orada o sapıkla boğuşurken gerçekten öylece beklemiş miydi?
Hızla yürümeye devam ettim. Önüme çıktığında beni durdurmaya çalıştı ama ondan kurtulmayı başarmıştım.
"Ne halt ediyorsun Anissa? Seni kurtardım, insan teşekkür eder!" Diye çıkıştığımda durdum.
"Tabi, yardım ettin değil mi? On dakika sonra yardım ettin. Çok duyarlı birisin Zayn!"
"Ben.. Ben adamın ne yapacağına baktım sadece," şaşkınlıkla gözlerim büyürken onu ittirdim.
"Tabi biz çok güzel bir pozisyondaydık, izledin sende değil mi?"
"Tamam, ben üzgünüm Ani-" lafını bitirmeden yürümeye başlamıştım çünkü ağlıyordum. Ağlamamı görmemesi için hızlandım.
"Bir dinle ya!" Arkamdan koşuyordu. Evim sonunda görüş alanıma girmişti. Kolumda elini hissettiğimde kolumu geri çekmeye çalıştım. Ama çok sıkı tutuyordu. Sonunda yüzlerimiz eşitlenmişti. Bana eğilmişti çünkü.
"Anissa..-"
"Tanrım, sen ağlıyor musun?" Ona bakıp gözlerimi devirdim. Yavaşça güldü. Güldü yani. Kaşlarımı çattım.
"Sen gülüyor musun?" Ağlamam kesilmemişti. Çünkü gerçekten korkmuştum.
Yavaşça elini belime koymuştu. Beni kendine çektiğinde karnımda ve kafamda şimşekler çakıyordu. Diğer çocuğa göre hareketleri daha tatlı ve yumuşak geliyordu.
Aramızda hiç mesafe olmaması beni rahatsız etmiyordu. Sanırım onun için de aynı şey geçerliydi.
Alnını alnıma yasladığında hıçkırdım. Ellerini belimden çekerek gözyaşlarımı sildi.
"Korktun mu?" Diye sordu fısıldar gibi. Şaşırmıştım. Onun sesini hiç bu tonda duymamıştım. Cevap verecek halim yoktu. Kafa sallamakla yetindim.
"Korkma, bak geçti. Burda, yanındayım." Biraz olsun sakinleşmiştim.
"Haklısın, ben özür dilerim." Dedi sonunda. Gözlerimi onun elaları ile buluşturdum. Elaları mı? Ne diyordum ben, tanrı aşkına!
"Affedildim mi?" Birşey söylemek için dudaklarımı araladığımda, gözleri dudaklarıma kaymıştı. Yüzüme eğilmeye başladığında kafamdaki ve karnımdaki o garip his artmıştı.
Çok salaktım. Onu öpmemem gerekiyordu. Sonuçta beni öylece bırakmıştı şimdi kesinlikle öpemezdi. Bende öpmemeliydim.
Bu kez beynimin dediğini yapacaktım. Kalbimin değil. Hayır kalbim birşey demiyordu! Bana inanın.
Geri çekildim ve belimdeki ellerini tutup benden ayrılmasını sağladım. Birşey demeden yoluma devam ettim. Arkamdan bir ses duydum.
Evime çok az kalmıştı. Biraz daha sabretmem gerekecekti. Kolumu tekrar hızlıca tutup kendine döndürdü. Artık kolumu tutup çekmesi sinirlerimi bozuyordu.
"Anissa, ne yapmaya çalışıyorsun, özür diledim işte! Ne yapmam gerekiyor daha?" Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Ne mi yapman gerekiyordu?"
"Evet, söyle ne yapmalıyım beni affetmen için?"
"O adamın bana yaptığını görünce gelip," Gözüne sert bir yumruk geçirdim. Bunu beklemiyordu. Aslında bende beklemiyordum. Yumrukla beraber elini gözüne getirip tuttu ve bağırdı.
"Bunu yapmalıydın işte Zayn!" Diye bağırıp evime doğru yürüdüm. Ama bok yemiş gibi hissediyordum.
Vote ve yorumlarda görüşürüzz!! Santos'11 hikayeme göz atmayı unutmayın!
Love You Founders!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drugs And Passions // zjm
FanficBradford Lisesi. İki kişiden sorulurdu. Bradford da öyle. Ama bu iki kişinin çok anlaştığı söylenemezdi. Hatta birbirlerinden nefret ediyorlardı. Hey, en büyük aşklar neyle başlar demiştiniz?