"Ben geldim... Biliyor musun, 7 senedir bir kere bile yanına gelmedim. Bizden uzakta olmayı sen istedin. Ama sanki elimle koymuş gibi de seni buldum... Neden bunu yaptığını... artık merak etmiyorum. Sonuç olarak sen beni, bizi bıraktın. İsteyerek yaptın bunu. Öfkemi dindirdim, ama olanları unutamam. Herneyse. Seni özledim... Baba."
Elimdeki çiçek demetini hafifçe yere bıraktım. Demetle beraber bir damla yaş toprağı ıslattı. Arkamı döndüm ve gitmek için bir adım attığım sırada son kez ona baktım.
Burak Kaya BİRİCİK...
"Ölümlerin en kolayını seçtin sen..."
Bu sefer arkamı tam döndüm ve Beren'in koluna girdim.
"Canım amcam..." dedi üzgün yüz ifadesiyle.
Bense ona karşı gayet dik bir havadaydım. "Gidelim mi?"
Hafifçe kafasını salladı. Önümüzden geçen taksiyi durdurduk ve otele döndük.
●○●
"Beren uçak altıda, en geç beş buçukta orada olmamız lâzım..."
"Ama Koray'ı gördüm diyorum..."
"Son üç saatteyiz ve sen hâlâ Koray mı diyorsun?"
"Hayır, üç buçuk."
Derin bir nefes verdim. "Hiç bir eşyana dokunmam söyleyeyim."
Kısa bir sevinç alkışı yaptı. "Hemen geleceğim."
Gözlerimi devirdim ve bavulumun fermuarını açtım. Kıyafetlerimi yerleştirdim, ardından da askıda olanları koydum. Ayakkabıları da getirdiğim diğer küçük bavula koyup kapattım. El çantasına da raflara ve çekmecelere dizdiğim küçük şeyleri tıktım. Diğerlerini de bitirince kendimi yatağa sırt üstü attım. Bir saatte bunların hepsini yapmak beni yormuştu.
Ağbimlerin son bir haftası daha vardı. Ama biz artık buradan çok sıkılmıştık. O yüzden onları beklemeden uçakla dönmeye karar vermiştik. Herneyse.
O an aklıma dank etti ve hemen Baran'ların kapısına koştum. Çaldım, yumrukladım vs. Kapıyı Berke açtı.
"Üf Berke çık çık. Baran nerede?" dedim ve içeri girdim.
"Aaa!! Berke bu kim?!" dedim ve elimle yatakta yatan kızın olduğu tarafı gizledim.
"Bu yüzden içeri dalmadan önce müsait misin diye soruluyor Derin!"
"Ya ben ne bileyim senin bir kızla-"
"Sus! Baran yok. Nerede bilmiyorum. Gidiyorum demiş gitmiş. Nereye bilmiyorum!"
"Ay tamam canım. Ne bağırıyorsun? Çıkıyorum ben. Kolay gelsin..." dedim ve yalandan sırıtıp kapıya yöneldim. Kapıdan kafamı uzattım ve Berke'ye "Bunu Beren'e anlatacağım!" diye fısıldayıp dil çıkardım. Sonra da kapıyı çekip çıktım.
Asıl konumuza dönersek, Baran yoktu. Ne zaman döneceğini öğrenemeyecektim. Somurttum ve bizim kapıyı açtım. Kapının henüz başındayken Beren'in bir oraya, bir buraya koşturduğunu gördüm.
"A-a... Neden bu kadar acele ediyorsun tatlım? Uçağa henüz bir saat var..." dedim gıcık ses tonumla.
"Ama uçağın kalkmasına. Yani bizim yarım saate kadar orada olmamız gerek.""Yeni mi anladın? Ee, Koray'la konuştuğuna değdi mi bâri?"
"Onu bulamadım tamam mı?!"
"Ay ne kadar üzüldüm anlatamam..."
Onu telaşıyla baş başa bıraktım ve camın önüne geçip Baran'ı aradım.
"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra-"
"Ama ben şu an ulaşmak istiyorum!!"
Hazırlamış olduğu bavulunu kapıya sürüklerken "Ne oldu?" dedi Beren.
"Baran ortada yok,ve telefonunu açmıyor!"
"Ay ne kadar üzüldüm anlatamam..." dedi benim taklidimi yaparak. Ofladım ve "Tamam mısın uyuşuk?!" diye bağırdım.
"Çıkalım."
•Buradan sonrayı Multimedyadaki şarkı ile okuyun. (Selena Gomez-A Year Without Rain)•
(2 Saat Sonra)
"Off... Ne biçim özlemişim evimi..."
"En iyisi burası be kuzi..."
"Aslında... Kendi evimden çok Baran'ların evini özledim biliyor musun?"
"Hazır yok, fırsatı kullan... Anahtar var değil mi?"
Gülümsedim ve olumlu anlamda kafamı salladım. Hızla ayağa kalkıp, kapıyı açtım. Anahtarlıktan doğru anahtarı bulup babetlerimi giydim. Kapıyı kapadım. Koşar adımlarla aşağıya indim ve kapıyı açtım.
Kapıdan kafamı uzattığımda, her zamanki ikisinin de kullanmış olduğu ağır erkek parfümünün kokusu burnuma çarptı. En çokta bu kokuyla uyumayı özlemiştim sanırsam. Kapıyı
ardımdan çektim ve yavaş adımlarla içeri ilerledim.Eğlenceli zamanlarımızın kokusu, her yere sinmişti. Duvarlarda hâlâ kahkahalarımız yankılanıyordu sanki... Kısa koridordan geçip, Baran'ın odasına geçtim.
İlk olarak, kendimi buraya ait hissetmem lazımdı. Baran'ın t-shirt'lerinden en sevdiğim olanı birazcık karıştırma sonucu bulmamla diğerlerini çıkarıp onu giydim. Altımda şort tarzı bir çamaşır olduğundan gayet rahattım.
Yatağına zıplayarak kendimi attım ve ters dönüp yastığa kafamı gömdüm. Derinlere sinmiş Baran kokusunu bulduğumda yüzümde koca bir gülümseme oluştu. Hafifçe kafamı kaldırdım. Ve hemen yatağın başucunda duran ikili çekmecenin üstündeki çerçeveyi elime aldım. İkimizin resmi...
Onun sırtına yapışmış, kafasını omzuna gömmüş, hâlinden gayet memnun bir Derin vardı Baran'ın omuzlarında... Onun da benden farkı yoktu. İkimizde gerçekten mutluyduk. Gözlerim dolmuştu. Sarılıyormuş gibi yaptım ve geçmişi hatırlamak umuduyla gözlerimi sımsıkı yumdum...
●○●
"Kapa çeneni Berke!"
"Ya tamam kapıyorum. Zaten birazdan uçak kalkıyor. Evde görüşürüz."
Bir cevap vermeme gerek yoktu, ve bende kapadım. Bu yüzüne kapamak olmuyordu, öyle değil mi? Kapının önüne gelmiştim. Anahtarı ilk çevirişimde kapı zorlanmadan açılmıştı. Kapamamış mıydım sabah yoksa? Tereddütle içeri girdim.
Bir şey yoktu şüphelenecek. Hemen üstümdekilerden kurtulmak istiyordum. T-shirt'ümü sıyırıp koltuğa fırlattım. Pantolonumdan da kurtulduğumda odama geçtim. Gardıroba yöneldim ve şortlarımdan birini ve salaş bir siyah atlet giydim.
Kapağı kapadığımda karşılaştığım görüntüyü algılamam biraz zaman aldı...
Yüzümde çarpık bir gülümseme ile "Derin?" diye fısıldadım. Ne ara dönmüşlerdi, ve Berke diğer saçmalamalarının yanında neden bundan bahsetmemişti?
●○●
Gözlerimi açmadan her yerde onun kokusunu almıştım. Bir t-shirt... Bunun sebebi olamazdı değil mi? Ve henüz rüyalarımda koku alamıyordum, yani henüz o kadar gelişememiştim. O zaman...
Sanki az önce uyuyan ben değilmişim gibi gözlerimi kocaman açtım.
"Baran?"
Bu herneyse; rüya, hayal, bilinçaltımın farklı bir oyunu veya başka bir şey... Bitmemeliydi. Kollarımı bırakmasın diye sıkıca birbirine kenetledim ve gözlerimi kapadım. Ne demiştim? Cidden... En çokta bunu özledim...
•Keyifle yazdığım bir bölüm daha... Geri sayım final için başlasın değil mi? Son... 7 Bölüm! Az önce farkettim, 3K'yı aşmışız;) Siz bir harikasınız! Umarım sizde okurken keyiflenmişsinizdir. Kaç bölümdür hep kötü bitiyordu, birazcık DeRan yapayım dedim. Öptüm:)))•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Şebek (Tamamlandı)
ChickLitİnsanlar n'apıyodu? Oksijen al, karbondioksit ver. Oksijen O; Karbondioksit CO2. Kafam hâlâ yerinde mi diye kontrol ederken kolum sert bi şeye çarptı. Gözlerimi araladım ve bu sert şeyin ne olduğunu algılamaya çalıştım. Bu... Cidden...Mükemmeldi...