Bir Tutam Saç

901 47 18
                                    

Hatırlatma:

Aksel yavaşça doğrulup ayağa kalktı. Bize gözlerini açmış, kendisini öldürecekmişiz gibi bakıyordu ve dudaklarından bir kaç cümle döküldü.

" Siz kimsiniz? "

---

Yutkundum.

İki kişi bir şeyler yaşasaydı ve birinin aklından tamamen silinseydi yok olur muydu bütün hatıraları? Sadece sizin hafızanızda kalsa diğeri inanır mıydı sana? Yoksa bu sizin uydurmanız olarak mı kalırdı? Bir insanın rol aldığı sahneleri hatırlayamaması kadar kötü bir şey var mıydı hayatta? Yoktu.

O kadar anılarımız vardı bizim. O kadar hatıralar çöpe mi gitmişti şimdi? Benim kim olduğumu bile bilmiyordu. Rüzgar altın rengi olan gözlerini ona dikmiş, Öykü şaşkınlıkla dudaklarını aralamıştı.

" N-ne yani? Bizi tanımıyor musun? " Öykü şaşkınlığını hala atamamıştı.

Peki ya bu kalıcı bir hafıza kaybıysa?!

Aksel konuştu. " Kendim hakkımda bile ufak bir fikrim yok. Sahi adım neydi?"

Üçümüz birbirimize döndük. Rüzgar, "Bence ona kim olduğunu anlatmalıyız. Belki hatırlar."

Ona uyup Aksel'e yöneldim. "Beni tanımıyor musun? Ben senin sevgilin..dim."

Yarım ağız gülümsedi. " Mm bacakların çok güzel. Oldukça zevkliymişi.."

Rüzgar yumruklarını sıkmıştı. Aksel'in lafını ise Öykü böldü. "Ben de en yakın arkadaşlarından biriyim."

" Seninse saçların çok ateşli görünüyor."

Rüzgar Aksel'i sertçe omzundan ittirince onu tutmak zorunda kaldık. Hastaya böyle bir şey yapamazdı.

Aksel gülerek koltuğa oturdu. Hafızası kayıpken bile umursamazdı. Gülüşü durdu, yüzü birden ciddileşti, gözlerimi kıstı ve delici bakışlar atarak ölümcül bir sakinlikle konuştu.

" Şimdi bana nerede olduğumu söyleyin."

Rüzgar cevap verdi. "Evimizdesin. Dinle. Şu ateşli kız benim sevgilim, şu bacakları uzun olansa seninki. Anladın mı? İkisi çok yakın arkadaş."

Aksel kenarda bulduğu viskiyi dudaklarına götürürken alaycı bir şekilde gülerek "Kasevgilisinin kankası sevgilimdir, diyorsun yani."

Rüzgar kafasını kaldırıp sinirle derin bir nefes aldı. "Hayır gerizekalı. Biz kardeşiz. Kanka değil."

Aksel'in kaşları çatıldı.

"Ne?! Biz kardeş olamayız. Bana yalan söylüyorsunuz. Hepiniz!
Hem.. Şu hissettiğim his de neyin nesi? Açlık! Evet. Ölecekmiş gibi aç hissediyorum. Lanet olsun kaç gün boyunca yemek vermediniz bana! Ha!? "

Rüzgar kafasını ağlarmış gibisinden geriye yasladı ve mırıldandı. "Lanet olsun çok konuşuyor."

Ardından normal bir sesle devam etti. "Aksel, sen vampirsin. Bir türlü kan emici. Yemek yiyemezsin. Kana ihtiyacın var."

AFRODİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin