Moon walk

1K 50 74
                                    

Medyayı medya yazan yerde açııınn :) :) şarkının adı black eyed peas i gotta feeling

Orada ağlıyordum. Aksel, beni öylece bırakıp gitmişti. Zaten beni ağlatan da bu değil miydi?

Rüzgar telefonunu eline aldı. Bir iki mesaj sesi duydum ama kimseyi umursayacak halde değildim. Rüzgar etrafına endişeyle baktı, benim ve Öykü'nün elinden tutarak arabasına bindirdi. Yolda ilerlerken Rüzgar'a sorumu sormanın tam zamanı olduğunu düşündüm.

" Rüzgar, beni affedecek mi? "

Rüzgar yola dikkatlice baktı. " Hiçbir fikrim yok. Onu ilk defa böyle yıkılmış görüyorum. "

Gözümden bir damla yaş daha aktı. Ben ne tür bir aptaldım öyle? Ama bunu telafi edecektim. Tek yapmam gereken Aksel'i bulmaktı. Okula doğru ilerlediğimizi farkettim. Ben bu halde okula gidemezdim ama neyse. Jay boğazımdan biraz kan emmişti. Ama bunu kimse görmesin diye saçımla kapatmıştım. Yutkunduğumda hissettiğim boğaz ağrısı, kanımı gereğinden fazla içtiğinin kanıtıydı.

Aksel.. Neredesin senin için yaratıldığım kişi?

Okulun bahçesinde Rüzgar indi. Biraz ilerlediğimde okulun bahçesine puflar ve renkli renkli minderler atılmıştı. Merakıma yenilip yoldan geçen birine sordum.

" Hey bunlar da ne? "

" Yılbaşı etkinlikleri. Sen de yardım etsen iyi olacak. Herkes dans hünerlerini sahnede sergileyecek. Kura çekilecek, eğlenceli şeyler olacak. Senin de dans yeteneğin vb. varsa git şuradaki kıza adını yazdır. "

Rüzgar'a döndüğümde, O kızın yanındaydı ve bir kaç isim yazdırıyordu. Kaşlarımı çattım ve ne yaptığını anlamaya çalışım. Rüzgar yanımıza gelince Öykü konuştu.

" Hey, o kıza ne yazdırdın? Yoksa.. Bizim isimlerimizi mi? "

Rüzgar'ın dudağının bir kenarı havaya kalktı. " Hayır. Sizin isimlerinizi değil. Bu gece çok eğleneceğiz. "

---

Rüzgar'ın telefonundan Aksel'i aradım.

" Kimsin ve ne var? Söyleyeceklerini özet geç. Hemen. "

Nefes alıp konuştum. " Aksel.. "

Lafımı devam ettirmeme izin vermeden konuştu. "Lanet olsun.. Ne var? "

" Aksel.. Lütfen okula gel. "

" Boş konuşacaksan kapatıyorum. "

Yalvarırcasına konuştum. " Lütfen.. "

" Kendine iyi bak. Görüşmemek üzere."

Ardından devam etti.

" Umarım bir daha karşılaşmayız Hazal Arslan. "

Yüzüme kapatınca gözümden yaşlar düşmeye başladı. Tam bir aptalım. Ona mesaj attım.

- Aksel, seni kaybettiğim için gerçekten kötü hissetmiyorum, Çok yarım hissediyorum. Hayatım boş gibi. Tamam, beni sevmesende benim böyle hissetmeme sebep oluyorsun. Lütfen.. Kendimi aşağılık biri gibi hissediyorum. Aksel, seni ilk tanıdığımda demiştim ki: Bu ne ukala, ne pislik egoist biri. Neyse konumuz bu değil. Bunları niye söyledim onu da bilmiyorum. Özür dilemeyi de bilmiyorum. Aptalın tekiyim. Ama lütfen gel.. Arkanda sana aşık bir aptal bırakma. Belki gerizekalı olsa bile, o aptalın da hisleri var. Aksel lütfen gel ve seninle konuşmama izin ver.

Ardından beklemeye başladım. Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Berbat haldeydim. Birden elimdeki telefon titreşti.

- Tamam geliyorum. Ama senin için değil, ben istediğim için.

AFRODİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin