Aksel
Sabah uyandığım gibi spor yapmak için koşuya çıkmıştım. Beyaz bir atlet ve siyah şortumu elime geçirdim ve giyinmeye başladım. Ah! Çok açtım. Acilen beslenmeliydim.Rüzgar odasında uyuyor olmalıydı. Ben de hem spor yapmış olurum hem de beslenirim. Evet en iyisi dışarı çıkmaktı.
Kahverengi tonlarının ağırlıkta olduğu kapıyı açıp, oksijeni içime çektim. Tempolu bir şekilde bilinmeyene doğru koşmaya başladım.
Şuan gözlerim siyahın en sert tonuna bürünmüş olmalıydı. Tenim, kana olan ihtiyacımdan bembeyaz olmuştu ve dudaklarım kıpkırmızı olmuş, kan için alev alev yanıyordu. Kırmızıydı.. Kırmızı.. Kan..
Kandan başka hiçbir şey düşünemiyordum ve bedenim alev alevdi. Düşüncelerimi bir kenara atıp daha hızlı koşmaya başladım. Hayvan kanı bana yetmiyordu ve buna başka bir çözüm daha bulmalıydım. Başımıza bir de toreadorlar çıkmıştı.. Ah hepsinin canı cehenneme! Bin yıl sonra tekrardan gelirler belki.
Yolda tempolu bir şekilde ilerlerken bir kadın, bana seslendi.
Mm, mükemmel kalçalara sahipmiş.
Kalçalar, kalça, kal.. Kan... Bunları düşünmemeliyim!
Ses tonuyla tahrik etmeye çalıştığı apaçık ortadaydı. Tabi benim gibi tek kelimeyle mükemmel ve seksi birini kim kaçırırdı ki?Yapmayın kızlar, fazla egomun olduğunu biliyorum ama çok yakışıklı olduğumu da biliyordum.
" Bakar mısın yakışıklı? "
Onu hiç takmadan ilerlememe devam ettim.
" Hey! Sana diyorum. "Ah! Bu kadın iyice sinirlerimi bozuyordu!
Ellerimi hafifçe sıkıp ona döndüm. Tek kaşımı kaldırıp, " Bir şey mi demiştiniz? "Yüzüne oldukça memnun bir ifade yerleştirdi.
" Aslında köpeğimi yürüyüşe çıkarmıştım ama tek başıma yürümek pek kolay olmuyor. Beraber ilerleyebiliriz? "Başımı onaylar anlamında salladım ve ilerlemeye başladık. Bir an önce bu kadından kurtulmalıydım. Oldukça açtım. Saçını topuz yapmıştı ve bu, ince boynunu ortaya çıkarıyordu. İnce boynunun üzerinden geçen damarların içinden akan kan, şah damarı, kalbinin teklemesi, Ah.. dayanamıyordum. Nefes alışım hızlanmaya başladı.
Koşmamı hızlandırdım. O da benimle hızlandırmıştı koşmasını.
" Ee... " dedi, cazibesini kullanarak. Bu midemi bulandırmasına neden oluyordu. " .. Adını söylemedin. "
" Aksel. " dedim soğuk bir ifadeyle. Kahkaha attı.
" Hahahaha! Oldukça soğuk birisin. Ben ise Yeşim. Memnun oldum. "
Yüzüne bile bakmadan " Ben de." dedim ve tempomu artırdım. Kan isteğimi koşarak bastırmaya çalışıyordum ve aptal bir kadına yem olmuştum! Ne harika!
Yüzüne bakmadığımı farketmişti ve buna sinirlendiğini farkettim. Pek de umrumda değildi. Kan istiyordum. Kan..
İlerledikçe soğuk hava yüzüme çarpıyordu. Gerçi bana pek soğuk sayılmazdı.
Aniden Yeşim dikkatimi çekmek için kendini yere, köpeğinin tasmasını bırakmadan, sert olmayacak bir biçimde attı.
" Ah! Düştüm! Ne sakarım.. Etrafta kimse de yok! Beni şu kaslı kollarınla yardımdan mahrum bırakmayacaksın, deği.... "
Devamında ne söylediğini anlamadım. Tek bildiğim burnuma gelen şu lanet olası kokuydu.
Kan kokusu.
![](https://img.wattpad.com/cover/21685670-288-k522200.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
RomanceÖyle güzel bir gülüşü vardı ki.. Ama bu gülüşün altında 'senin sonun benim ' yazıyordu... Gözleri adeta Benden uzaklaş, kaç buradan diyordu. Yapmadı, yapamadı..