AFRODİT

" Şimdi! "

Medyada sınıftayken Aksel 😄🙈 medyadaki şarkıyı medya yazan yerde dinleyin.

---

Rüzgar'ın sözlerinden sonra sinirle Aksel'e mesaj attım.

Kime: ❤️ Vampir jojuk ❤️
Sen bana yalan söyleyip üstüne üstlük bir aptal gibi buna inandığımı mı sanıyorsun?! Defol! Yıkıl karşımdan !

Daha sonra beklemeye koyuldum. Aslında inanmıştım yalanına . Sonunda telefonumu titreten mesaj geldi.

Kimden: ❤️ Vampir jojuk ❤️
İlk olarak karşında değilim, İkincisi ne yalanı?

Ya hala şakaya vuruyor! Ona çok öfkelendim. Bir de anlamamazlıktan geliyor beyefendi!

Kime: ❤️ Vampir jojuk ❤️
Ya sen ya Rüzgar yalan söylüyorsunuz. Kısaca buraya gelip bu karışıklığı halledermisin?

Bekliyorum .. Rüzgar da yanımda bekliyordu. Baktığımda yanakları kızarmıştı hafiften. Ve bu beyaz tenine çok yakışıyordu.

Kimden: ❤️ Vampir jojuk ❤️
Halle.

Yapmış olamaz! Böyle iğrenç bir espriyi yapmış olamaz! Ayrıca şakaya vuruşu hala sinirlerimi bozuyordu.
Rüzgar ile çıkışta beklemeye başladık. İzleniyor gibi hissediyordum. Aksel okul binasından çıkıp yanımıza geldi.

" Evet ne yalanından bahsediyorsun? "

" Sen bana Rüzgar, Öykü'nün çantasını karıştırıp öyle bir oje bulduğunu söylemiştin. Ama Rüzgar çantayı eline almamış bile.. "

Ben sinirden dolayı hızla konuşurken Aksel, Rüzgar'a döndü.

" Ne?! Rüzgar sana yalan söylemiş. Bizzat karıştırdı. "

Rüzgar'a döndüğümüzde o da kendini savunmaya geçti. Şimdi sizce kim yalan söylüyordu?

Nasıl anlayacaktım?

Rüzgar sözü aldı. " Aslında.. Çantasını biraz kurcalamış olabilirim.. "

İnanmıyorum! Resmen Aksel'e yalancı demiştim.

Aksel, kırgınlıkla fısıldadı. " Ve bana bir kez daha güvenmediğini kanıtladığın için sağol. Hazal. "

" Aksel.. Ben çok, çok özür dilerim. "

Hayal kırıklığıyla Rüzgar'a döndüm.

" Hazal.. Ben sadece Öykü'den hoşlandığımı farkettim.. Çantasını karıştırdığımı bilmiyor. Hislerimden emin olmadığım için size de söylemek istemedim. "

Akselden milyon defa daha özür dileyip evime yürüyerek gitme kararı aldım. Aksel benimle konuşmuyordu hala. Yanımda param da vardı üstelik. Belki bara gidebilirdim. Özel hayatım yani aşk ilişkilerim berbat gidiyordu. Başak, Aksel'i etkisi altına alırken ben hiçbir şey yapmıyordum.

Medya

Bara girdiğimde ışıklar çok eğlendiriciydi. Kızlar ve erkekler durmadan dans ediyor, içiyorlardı. Ben de tek başıma bir yere oturdum barmenden bir bira istedim. Etrafı izlemeye devam ederken hala izleniyor gibi hissediyordum. Hatta moralim bozuktu. Barmen birayı getirmeyince ona döndüm. Bana el işaretiyle bir saniye deyip önüne döndü. Yandaki iki yakışıklı çocuk beni kesiyordu. Biri kumral düz saçlı, öteki sarışın ve kıvırcıktı. Barmen biramı getirdi. içmek ve içmemek arasında kaldım. Ve içmeye karar verdim. Tadı ilk başlarda acı verse de sonradan zevkli olmaya başladı.
***