AFRODİT

2 - 0 Yenilgi

" Öykü?! "

Yandan gelen Öykü'nün sesiydi. Aksel bunu görünce işaret parmağını dudağına götürüp bana ' sessiz ol ' işareti yaptı. Ayağa kalkıp adeta birer FBl ajanı gibi ilerlemeye başladık. Aksel önde ben arkada ilerlerken onların odasının kapısının önüne vardık.
Aksel bana fısıldayarak konuştu.

"Ben dinleyerek ne olduğunu anlarım, istersen sen delikten bak. "

Ben de başımı evet anlamında sallayıp delikten bakmaya başladım. Delikten gördüğüm kadarıyla, Rüzgar ayaktaydı, Öykü ise yatakta dizlerini kırarak kalkmıştı ve yastık savaşı yapıyorlardı. Delikten bakmaya başladıktan yaklaşık iki saniye sonra Rüzgar burnunu yukarı kaldırıp havayı içine çekti. Aniden ortalıktan kayboldu. Nereye kaybolmuştu şimdi bu? Küçücük delikten görebileceğim kadarıyla odaya merakla bakmaya devam ederken deliğin öteki tarafında aniden beliren göz ile çığlığı bastım ve popomun üstüne acıyla düştüm. Aksel yanıma koşarak geldi.

" İyi misin Hazal?! "

Konuşamıyordum. Pislik Rüzgar beni bilerek korkutmuştu. Rüzgar kapıyı kahkaha atarak açtığında gülmemeye çalışarak konuştu.

" Ne o benim gibi mükemmel ötesi vücutlu birini mi dikizlemeye başladın? Benden daha az ama yine de yakışıklı olan kardeşimi bıraktıktan sonra doğru yolu buldun ha? "

Rüzgar hala kahkahalar atıyordu. Ben 'Salak 'diye söylenirken Aksel şakayla cevap verdi.

" Ben mi mükemmel değilim? Kızlardan hoşlanıyor olmam gay' ler için büyük bir kayıp. Bunu farketmemen kötü olmuş. "

İkisi kahkaha atmaya devam edince Öykü yanıma geldi ve beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı.

" Hazal, iyi misin? "

Gözlerimi devirdim ve konuştum.

" Sence ne kadar iyi olabilirim ki? "

Öykü'yü tutup mutfağa doğru ilerledim. Burası biraz soğuktu hatta baya soğuktu. Bu nedenle ellerimin yavaş yavaş uyuşmasına göz yummayıp ellerimi cebime attım. Ardından da merak ettiğim şeyleri sormaya giriştim.

" Anlat? "

Öykü anlamadığı gibi bana bön bön baktı. " Neyi? "

Gözlerimi devirdim. " Neyi olacak sersem! Rüzgarla neler yaşadınız hepsini bir bir istiyorum. "

Anılarını hatırlayınca istemsiz gülümsedi. Çok güzel şeyler olduğunu hemen anladım. Bu kolayca farkedilebilirdi. Onun gülümsemesiyle ben de mutlu oldum.

" Ee? "

" Ee si şu: beni omzuna aldıktan sonra bi otele götürdü. Beni indirip kolumu sımsıkı tuttuktan sonra beni tembihledi. Çok iğrenç ve habersiz çıktığım bi fotoğrafımı çekmiş, eğer birisinden yardım istersem herkese yayıp rezil edecekti. Ben de susup kaldım. Otele neden geldiğimizi sorunca da dedi ki ' Sokak ortasında seni taşımam çok dikkat çekiyor, burada konuşalım.' Sonra odaya çıktıktığımızda bana bağırarak ' Eğer seni başka bir erkeğin yanında bir daha görürsem kötü olur!' Dedi. Nedenini sorunca da 'Rüzgar Yılmaz bir kızı bile elinde tutamadı dedirtmem!' Dedi. Öküz bu kesin öküz! İnsan bi çünkü senden hoşlanıyorum falan der. "

Ah bu Rüzgar hiç akıllanmayacak mıydı! Hoşlanıyor mu hoşlanmıyor mu göstersin artık şu kıza!

Aksel odaya girdi. " Evet artık yemek zamanı, Hazal kalk yemek yap. "

Emredersin beyefendi!

" Neden ben yapıyormuşum? "

Aksel pis pis sırıttı. " Çünkü ben yemek yapmayı bilmiyorum, burada insan olan sizsiniz. "