Bu bölümün bir bölümündeyken Hazal. :)
Ağlatma Aksel lan şu kızıarkadaşlar müziği medya yazan yerde açın lütfenn çok güzel bir zamanlama ayarladımm.
Bu Bölümden bir kesit:
" Ne yaptığını sanıyorsun sen! "
Bana hiddetle bağırdı. O an cidden ondan korkmuştum. Söyleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordum..
" Ben.. şey.. "
Az önceki ses tonundan daha kükreyici bir ses tonu ile ve delici bakışlarıyla beni eziyordu. Tekrardan bağırdı.
" Sen ne Hazal ! Sen ne! "
" Bana böyle bağırmayı kes! "
Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Lanet olsun bunlar hep benim yüzümden başıma gelmişti. Neyse en baştan başlayalım.
---
Aksel'in Gözünden
Gece hava çok soğudu. Benim için sorun değildi de Hazal için sorun olurdu. Ona sımsıkı sarıldım, sarıldığım gibi de yüzünü buruşturdu uyurken. Sanırım ben de çok soğuk geldim ona.
Ayağa kalktım ilerlerken bir tıkırtı duydum. Pek umursamadım kedidir diyip geçecektim ama kedinin evde ne işi vardı ki?
Bir bardak su içip odaya geri döndüğümde Hazal yorgana, bir koalanın ağaca sarıldığı gibi sarılmıştı. Çok tatlı duruyordu. Yatağının yanında da kalorifer vardı ve insanı yakacak derecede çok yanıyordu. Nasıl üşüyordu anlamış değilim. Bence onu biraz daha kaloriferin olduğu yana itmeliydim." Hazaaal? Hadi biraz daha yana kay."
" 这里没有理由拒绝接受大选.."
"Aynen hazal . Hadi biraz daha kay.."
" Shut the fuck up bitch.."
" Az daha.. Hadi. "
Hazal mırıldandı. Uyku sersemiydi galiba.
" Eğer şimdi gitmezsen, erkek arkadaşım o siyah kıçını tekmeliyecek."
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu haliyle onu yiyebilirdim bile. Hazal'ı var gücümle kaloriferin olduğu tarafa ittim. Kalorifere kolu yapışınca yüzünü buruşturdu. Birden uyandı. Kolunu ateşe değmiş gibi bir hızla çekti ve ağlamaya başladı.
" Aksel ko- kolum acıyoo. "
Koluna baktığımda, kolunun yanmış olduğunı gördüm. O kadar mı sıcaktı? Koluna üflemeye başladım. Lanet olsun!! Hazal hala hıçkırıklarına devam ediyordu.
Ne yapmalıydım?
" Hazal, şey.. ağlama tamam mı? Çok özür dilerim.. "
Rüzgar odaya girdi.
" Dostum bu sesler de ne?"
Rüzgar, Hazal'ın kolunu gördüğü gibi olduğu yerde durdu.
" Oouv büyük yanık. Ve sen ne yapacağını bilmiyorsun. "
Bu piç kurusu aklımı okudu.
" Ne yapacağımı söyle bana!"
Hazal hala ağlamalarına devam ediyordu. Hıçkırıklar içindeyken Rüzgar konuştu.
" Elin soğuk mu?"
" Ne?"
" Elin buz gibiyse yanığın üzerine koy."
Elimin soğuk olup olmadığını bilmiyordum. Her zamanki gibiydi işte. Elimi Hazal'ın koluna koyduğumda Hazal ikinci bir çığlığı attı. Ve daha çok ağlamaya başladı. Lanet olası Rüzgar'ın fikri daha da beter bir duruma sokmuştu bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
RomanceÖyle güzel bir gülüşü vardı ki.. Ama bu gülüşün altında 'senin sonun benim ' yazıyordu... Gözleri adeta Benden uzaklaş, kaç buradan diyordu. Yapmadı, yapamadı..