"Günaydıın ! Haydi kalk bakalım."
Tanrım! Bu sesin sahibini sevsem de sesi hiç sevmiyorum! Allah annemi sesiyle sınıyor olmalı.
" Anne okula gitmek istemiyorum." diye mırıldandım.
" Tatlım bahanen olamaz daha ilk gündeyiz?"
" Öf ve pöf anne tamam kalktım . "
Ayağa kalktım ve banyoya doğru ilerledim. Aynaya baktığımda ne göreceğini biliyordum: kahverengi saçlar, deniz mavisi gözler, beyaz bir ten ve mora yakın rengiyle kurumuş dudaklar.
Ilık bir duş iyi gelir diye düşündüm ve duş aldım. Elimde kahve bardağıyla formamı giymeye koyuldum. Beyaz gömleğin üstüne blazer bir ceket giydim.
Bu arada ben Hazal, Okulda biraz tanınıyorum. Her öğrenci kadar. Popüler değildim hayır ama olmak ister miydim?
Hayır.
Anlatmayı unuttum! Bizim bir grubumuz vardı: Can, Berke, Mert, Öykü ve ben yani Hazal.
Onlarla küçüklükten beri arkadaştım ve çok seviyordum. Oldukça.
Mert ile Öykü sevgiliydi yaklaşık 3 aydır. Can, Beni seviyordu. Berke'nin sevgilisi ise başka bir okuldaydı.
Annem ile birlikte arabaya binmek için aşağıya inmiştik. Merdivenin gri basamaklarından inmeye çalışıyordum çünkü fazlasıyla küçük basamaklardı. İnsanı oldukça zorladıkları kanısına varmıştım.
Arabaya bindiğimde ise hafiften heyecanlanmıştım. Yani yeni bir seneydi ve bu senemi iyi bir şekilde geçirmeye kararlıydım.
Yol boyunca bu sene içinde yapacaklarımı düşünmeliydim. Hatta neden düşüneyim ki? Hızlıca kendime bir kağıt parçası kopardım.
HAZAL'IN LİSTESİ:
1- ders ders ders
2- biraz daha ortam yapılmalı
3- yeni bir oje alınmalı! Tırnaklar çok önemli!
4- yaklaşık 1 hafta sonra yeni bir ayakkabı.
5- makyaj malzemeleri!Annem arabayı çalıştırmıştı ve haliyle okula gitmeye koyulduk.
Okulun büyük bir kapısı vardı. Ama rengi değişmişti sanki?
Okula girdim en yakın arkadaşım Öykü olduğundan onu bulmayı düşlüyordum. Ve ilk onun yanına gittim. Mertle konuşuyordu.
" Çok çok çok özledim! "
Koşup boynuna arkasından atıldım. O da kaburgalarımı kıracak bir şekilde bana sarıldı.
" Ben de ben de! Nasılsın? "
Yüzüme gerçekten mükemmel bir gülümseme yerleşmişti! En yakın arkadaşım sonuçta!
" Çok iyiyim Öykü. Ay çok özlemişim. "
Öykü büyük bi heyecanla konuştu.
" Kızım tatilde neler oldu hepsini bir bir anlatıcam az sonra hazır ol. "" Sabırsızlanıyorum . Ama daha dün anlattın."
Aslında son söylediğimin çok saçma olduğu kanısına vardım.
Sonuçta aynı şeyleri ilk kez duymuş konuşmazsak kankalığın ne anlamı kalırdı ki?
Zil çalınca derse geçtik . Sınıfa göz gezdirdiğimde farkettiğim şey sınıfımıza yeni biri gelmişti. Orta sıralardaydı ve en köşe sıraya oturmuştu, çok yakışıklıydı, yakışıklı olduğu kadar da soğuktu. Beyaz tenli, siyah saçlı, kahverengi gözlü, hafif kaslı ve tekrar söylemem gerekirse çok yakışıklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
RomanceÖyle güzel bir gülüşü vardı ki.. Ama bu gülüşün altında 'senin sonun benim ' yazıyordu... Gözleri adeta Benden uzaklaş, kaç buradan diyordu. Yapmadı, yapamadı..