◦ ◦ ◦ ◦ ◦"Böyle mi değişeceksin sen?" Dedemin sesiyle bir anda kafamı sağa sola çevirdim ama eğlenip içen insanlar dışında kimse yoktu. Dedeme hak verirken bacağımdaki eli tutup indirdim. Önce eline sonra bana bakınca "Defolup git burdan" dedim. Beni yine ciddiye almayıp daha fazla yaklaşırken bu sefer arkasından daha büyük bir güç onu geriye çekti ve dengesini sağlayamayınca yere düştü.
Ben şaşkınlıkla yerdeki Bora'ya baktıktan sonra kafamı kaldırıp Bora'nın eski yerinde duran kişiye baktım. Yüzündeki ukala gülümseme beni sinir ederken "Ne yapıyorsun sen?" dedim. Gülümsemesini hiç eksiltmeden beni yanıtladı.
"Değişeceğini söylemiştin. Ben de yardım ediyorum."
Öfkeyle yerimden kalktığımda Bora da kalkmıştı. Umut'un bakışları sadece benim üzerimde olduğu için Bora'nın kendisine doğru bir hamle yaptığını farkettiğinde çok geçti. Yüzüne bir yumruk yediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Dalga geçer bir haldeydim.
Bora daha fazla vurmazken Umut da meseleyi abartmadı. El sıkışıp kendi aralarında barıştılar. Hallerine şaşarken tezgahtan bir kadeh alıp bir dikişte içtim. Ne içtiysem bu az öncekinden de sertti. Yüzümü buruşturdum.
Bora bana bakmadan uzaklaşıp giderken Umut yanıma gelip almak üzere olduğum kadehi benden uzağa itti. "Ne yapıyorsun sen?" dediğimde biraz önceki repliğini kullanmıştı. "Değişeceğini söylemiştin. Ben de yardım ediyorum."
"Bu mesele, değişim dışı. Rahat bırak beni!"
Öfkem içkinin etkisiyle daha da harmanlanırken tekrar uzandım kadehe. Umut bu sefer engellemezken bir dikişte bunu da içtim. Tekrar istediğimde bu sefer Umut duruma el koyup "Hayır, daha içmiyor" dedi.
"Ya sen gitsene başımdan. Nasıl değişeceğimi ben bilirim"
Umut, kolumdan tutup çekiştirirken "Hiçbir şey bilmiyorsun. Yürü" diyerek emir verdi. Ayak diretmeye çalışsam da içkinin etkisini az da olsa üzerimde hissediyordum. Ayaklarım bana ihanet ediyordu.
Kalabalığın arasından zorla beni çıkarttığında önüme geçip kolumu bıraktı. Beni iyice süzerken ilk defa bundan rahatsız olmuştum. Yüzündeki ifadenin de bunda etkisi olabilirdi.
"Vay be Ada, bu ne güzel değişim. Eskiden sen tesettürlüydün değil mi? Bir anda fazla açılmışsın güzelim. Ağırdan alsaydın keşke."
Umut'a tek cevabım gözlerimi devirmek oldu. Aslında bu göz devirmem biraz da kendim içindi. Söylediklerinde az buçuk doğruluk vardı. Değişmek istiyordum ama hala aynı kıyafetlerimi giyiyordum. Aslında bunun değişimi kapsayacağını hiç düşünmemiştim ama kapsıyordu. Bu şekilde giyinmem erkeklerin ilgisini üzerimde toplamama sebep oluyordu. Bu da eski rahatlığımı ortaya koyardı. Az önceki Bora vakası da buna bir örnekti aslında.
Hiçbir şey yapmadan arabama yöneldiğimde arkamdan gelip kolumu tutarak beni kendisine çevirdi. "Yine ne var?" diye bağırdığımda o da aynı şekilde "Sarhoş halinle araba kullanabileceğini mi zannediyorsun sen?" dedi. Hah, üç dört kadehle sarhoş olacak insan mıydım ben?
" Sarhoş değilim. Tek başıma gidebilirim. Bakıcılığına ihtiyacım yok!"
Kolumu kurtarmaya çalıştığımda daha fazla sıktı. "Benimle geliyorsun" Dişlerinin arasından konuşması öfkesini belli etse de geri adım atacak değildim. Ben değişmek istiyordum. Onlara bunu dediğimde bana yardımcı olmayıp bir de dalga geçmişlerdi. Şimdi onlara ihtiyacım yoktu. Dün geceki araştırmalarımın üzerimde az da olsa etkisi olmuştu. Ayrıca kendimce farklı yollar da buluyordum. Tek başıma güçlüydüm ben. Ne Umut'a ne de Rüzgar'a ihtiyacım vardı. İsmi canımı yaksa da, yokluğu beni deli etse de onlarsız da yapabilirdim ben. Ah, kimi kandırıyorum ki, çoktan özlemiştim onu. Dudaklarımda ve kalbimde içinden yansıttığı hisler duruyordu hala.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ UMUTLAR(İslami Yaşantılar Serisi/2) *TAMAMLANDI*
SpiritualUmutlar maviydi; gökyüzü gibi uçsuz, bucaksız... Ve gökyüzü, elimizi uzattığımızda dokunabileceğimiz bir yer değildi. ... Cemiyetin en güzel kızıydı Ada. İnsanlar, onu hem kıskanır, hem de ona imrenirdi. Zengindi, cemiyetin en yakışıklısıyla sevgil...