Chapter One

2.2K 219 36
                                        

 Multimedya: I Need U (Piano Cover) / Son Seunghwan

 2015, Kasım 2 ,

 19.57,

 Tam karşımda oturan amca tarafından taciz ediliyorum, iğrenç bir şey. Gözlerini bütün vücudumda gezdiriyor ve aklından her ne geçiriyorsa iğrenç bir şekilde sırıtıyor. Yan tarafımda oturan kızlar ise, büyük bir dedikodu kazanı içindeler.

 Saçları toplu olanın sevgilisinin biseksüel olduğunu, ayrıca kızın abisi ile çıktığını duyduğumda çantamla bacaklarımı mı kapatmam gerektiğini yoksa bütün her şeyi boş verip kızı duyabilmek adına odaklanmam mı gerektiğini bilemedim.

 Diğerinin ise daha az trajik bir hikayesi var. Sevgilisi ondan ayrıldığı gün başka bir kız ile çıkmaya başlamış. Açıkçası, o kızın yerinde olsaydım diğerinin yaşadıkları karşısında bunları anlatmaya utanırdım.

 Metroya bir önceki durakta binen hamile kadına yer vermem gerektiğini düşünüyorum. Ancak şu "özel gün" dediğimiz illet ile boğuşuyorum, belim ağrıyor ve ayağa kalkarsam karşıdaki amcaya bütün bacaklarımı sunmuş olacağım.

 Biliyorum, korkunç bir durum. Üstelik eve kadar dayanabileceğimi bilsem, şu an metrodan inip yürürdüm. Ancak okuldan çıktığımda yağmur yağıyordu ve bu halde eve yürüsem sanırım sonraki bir ay boyunca yataktan çıkamam.

 Sağ tarafımda, dedikodu takımının olmadığı tarafta, oturan teyzenin okuma gözlüklerini takıp yazdıklarımı satır satır okuduğunu biliyorum. Ve birkaç saniye önce tepemde dikilmeye başlayan beyefendi de biraz daha okumaya çalışırsa boynunu kıracağına bahse girerim.

 Sevgiler,

 From: Wan-ah~

 To: Wan-ah~

 Küçük not defterini kapatıp çantasına sokuşturduğu zaman başını kaldırıp etrafına bakındı genç kız. Önünde dikilen adam kızarmış, yan tarafındaki teyze de sonunda okuma gözlüklerini çıkarabilmişti. Yüzünde oluşan zafer gülümsemesi, karşısındaki amcanın gülümsemesi ile tekrar kaybolurken sonunda metronun ineceği durağa yaklaştığını bildiren anons sesini duydu.

 Metro durduğunda hızlıca ayağa kalkıp kendini dışarı attı. İstasyon fazla kalabalık değildi ve yukarı çıkmadan önce bir kenarda oturup otomatlardan aldığı kahveyi içme şansı vardı.

Elindeki kutu kahve boşaldığında alüminyum kutuyu parmaklarıyla ezip çöp kutusuna basket attı. Merdivenleri yavaş yavaş tırmanıp meydana çıktı. Sağanak yağmur bütün şiddetiyle yerleri dövüyor, insanları kaçıştırıyordu.

Şemsiye tutmaktan nefret ediyordu, ancak ıslanmak çok daha nefret edilesi bir şeydi onun için.

Islanmamak adına çantasından gri daire desenleri olan şemsiyesini çıkarıp kalabalık kaldırımda yürümeye başladı. Etrafında bu kadar fazla insan varken kendini rahat hissetmiyordu.

 Yeşil ışık yandığında etrafını saran insanlar ile beraber karşıya geçti. Bu kaldırım, diğerine göre daha geniş ve daha az kalabalıktı.

 Psikologu ile olan randevusuna yetişebilmek için adımlarını hızlandırdı ve ilk köşeyi dönerek bir öncekinden daha az kalabalık olan sokağa girdi. Buraya yaya olarak ilk gelişiydi ve kaybolmaktan birazcık korkuyordu.

 Defalarca geldiği halde yeni fark ettiği bir sürü ayrıntı gereksiz bir biçimde daha sonra kullanılmak amacıyla zihninde yer edinirken, iki katlı mavi binaya çoktan ulaştığını fark etmesi zaman almamıştı.

pale heartsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin