Multimedya: Park Jimin.
Okulda Yerim'in olmamasını fırsat bilip bir miktar uyumak için can çekişirken, birisi ayağı ile popomu koyduğum sıramı itekledi. Kollarıma gömdüğüm başımı kaldırıp sol tarafıma baktım. Taehyung bir ayağını sıranın dışına çıkarmış, ufacık sıraya iyice yayılmış bir şekilde oturuyordu. Hafifçe benden tarafa dönüktü.
"Okul çıkışında müzikalin ilk toplantısı var," dedi sakızını sırasının altına yapıştırırken. Bana bakmıyordu ancak benimle konuşuyordu. "Yerim'in olmaması yazık oldu."
"Senaryolar dağıtılmayacak mı?" dedim saçımı düzeltip. "Pek bir şey kaybetmeyecek."
Taehyung omuz silkip önüne döndü. Bugünlerde fazla somurtkan geziniyordu. Nedenini bilmiyordum fakat en yakın arkadaşı ve kuzeni Byun Baekhyun ile de pek görünmüyordu son zamanlarda. Onun için endişe duymuyordum, popüler takımı fazla hareketli olurdu. Sürekli bir barışıp bir küser ve bütün sırlar ortaya dökülürdü.
Onlardan nefret ediyor değildim. Yalnızca bana göre değillerdi.
○○○
Öğle arasına girdiğimizi belirten okul zili kulak tırmalarca çaldığında sınıf büyük bir hızla boşaldı. Aç hissetmiyordum, bunun için yemekhane yerine direkt olarak kütüphaneye gidip proje konum hakkında birkaç araştırma yapmak iyi bir fikirdi.
Okul projelerinden, etkinliklerden ya da beni yoracak herhangi bir şeyden nefret ediyordum. Bütün bunlar öğrencilere hiçbir şey katmamasının yanı sıra, uykularından ve boş zamanlarından kısmalarına neden oluyordu.
Kore'nin eğitim sistemi kuşkusuz dünyanın en kötü sistemlerinden biriydi.
Kütüphanenin kocaman cam kapısını kapatıp bol masalardan birine elimdeki not defterini bıraktım. En az yarım saat boyunca arasında kaybolacağım raflar, güvensiz internet bilgilerinden daha çok yarar sağlayacaktı.
İlk olarak okulun 20 yıl önceki dergilerine göz atmaya karar verdim. Bu, araştırmam için iyi bir başlangıç olurdu. 20 yıl önceki lise öğrencilerinin düşünceleri, popüler olan müzikler, dizi ya da filmler onların ağızlarından okumaktı amacım.
Dergi bölümünden okul dergilerini bulup 1995 sayılarını aramaya başladım. İki farklı dergi çıkıyordu her ay, bu da demek oluyordu ki taramam gereken 24 sayı vardı. Her derginin 50 sayfadan az olmadığını düşünürsek, bayağı bir zamanımı alacaktı.
Derin bir nefes alarak boyumun erişmediği raflara bakabilmek için bir tabure ya da ona benzer bir şey bulabilmek için etrafı yokladım.
"Hey, oradaki!" Rafların ardından işittiğim fısıltı ile bana seslenen kişiyi görebilmek için kitabı aldım. Karşımdaki kocaman gülümseme, okulun nazik çocuğu Park Jimin'e aitti.
"Selam." Gergin bir şekilde gülümseyerek elimdeki kitabı tutan parmaklarımı oynattım.
"Seunghwan, değil mi?" Kocaman bir gülümseme ile işaret parmağını bana doğrultarak sordu.
Gülümseyip başımı sallamamla yanıma gelmesi bir oldu.
"Burada ne yapıyorsun?" dedi dergilere göz gezdirerek.
"Proje ödevim-"
"Ah, öyle mi? Ben de geçen yıl okulun geçmişiyle ilgili bir araştırma yapmıştım." diyerek sözümü kesti. Ardından yaptığı şeyin kabalık olduğunu fark etmiş olacak ki hemen ekledi, "Ya, özür dilerim. Sözünü kestim."
![](https://img.wattpad.com/cover/45293267-288-k493367.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pale hearts
Fiksi Penggemar"Öleceğim." diyor genç çocuk, kız onun saçlarıyla oynarken. "Sorun değil," Kız beceriksizce gülümsüyor. "Hepimiz ölüyüz zaten."