-20- Tuzak

116 20 2
                                    

Başka bir şehir, yeni insanlar, yeni yüzler...

Verdiğim karardan emin miydim hala bilmiyordum. Ama Aras'ın yanında olacağım için ve Derya Hanım 'a biraz yaklaştığımızı bildiğim için içim rahattı.


Etrafıma bakındığımda huzur dolu bir yer görüyordum. Pars Bey'ın evi çimlerin merkezine kurulmuş gibiydi. Etrafı ağaçlarla çevrili bir çiftlik evdi. Az ileride yavaşça akan bir su, onun ilerisinde de küçük hayvanların bulunduğu, görmeye değer bir kümes vardı. Sabah güneşi ise hiç yakıcı değildi. Kısacası burası tam bir cennetti.


Arabanın içi çok kasvetli kokuyordu. Derin bir nefes alırken soluk borumun tıkandığını hissettim ve arabanın kapısını açtım. Aras bana çıkma demişti ama gerçekten temiz bir havaya ihtiyacım vardı.

Burnuma güzel bir koku dolunca nefesimi sıklaştırdım. O sırada biri adımla seslendi,

"Ecmel?"

Arkamı döndüğümde Karahan ile karşılaştım. O gün Aras'ı dinlemeyip peşinden gitmiştim ve bir binanın bodrum katında konuşmalarına tanık olmuştum. Ziya ile de o gün tanışmıştık.

Karahan'ı görünce aklımda canlanmıştı hatıralar. Gülümsedim ve yanına gelip elini sıktım. Aras'ın Koray'dan sonra tanıdığım tek arkadaşıydı.

"Sen ne yapıyorsun burada?" dedim gülümseyip güneşten gözlerimi kısarak. O da gülümsedi ve,

"Dostlar birbirlerini çok sık yalnız bırakmaz, Ecmel. O geceden sonra Aras ile hep haberleştik. Görüşmekte bugüne kısmet oldu."

Başımı salladım ve kollarımı birleştirip arkamdaki arabaya yaslandım.

"Bundan sonra Aras'a ve sana yardım etmek için elimden geleni yapacağım." dedi.

"Sana minnettarız Karahan." dedim bende.

O sırada Aras gözüktü uzakta. Yanımıza geldiğinde Karahan ile kafalarını tokuşturdular.

"Geldiğin için teşekkür ederim dostum. Sana çok ihtiyacım olacak."

Karahan bana bakıp sırıttı ve,

"Ecmel varken pek sanmıyorum." diye dalgaya vurdu. Karahan'a bakıp gülümsedim. Aynı zamanda Aras'ın gözlerini üstümde hissetmiştim. Sonra hep birlikte eve geçme kararı aldık.

Kendi kendime 'ne yapıyorum ben' diye sorular soruyordum, her adımımda. Ama cevapları bazen gelmiyordu. Evin ahşap zeminine adım atarken aklım tamamen uçup gitmişti. Aras ve Karahan mutfağa geçerken ben de şöminenin önündeki koltuğa oturdum. Başımı arkaya yasladım. Düşünceler yine beynime akın etmişti.

Dün geceyi anımsamak hiçte zor olmamıştı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp, "Bu sefer ki hissederekti." dediği an, zaman durmuştu sanki. Kalbimden bir şeylerin koptuğunu ve artık içimde özgür olduklarını hissettim. İlk defa içim kıpır kıpırdı. İlk defa tepki vermemiş, sinirlenmemiştim.

Sonrası ise çok ani gelişti. Eve gitmiştik ve Bursa'nın bize yaşattığı anılardan arınmak için o gece hemen yola çıkmaya karar vermiştik.

KARARSIZ #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin