Asıl karanlık kapanmış ışıkların altında kalmak değildi sevdiğim.
Eğer kendinden gidebilseydin benden gittiğin gibi, anlardın karanlığın en siyah tonunu.
Küçük çocuğun dudaklarında hayat bulan tebessümü,
ölüme terketmek gibi acımasız.Daha başlamadan bitirmiştim bizi,
umudum yoktu aşktan yana.
Demiştim sana 'aşk yok olmaktır.'
Mabel Matiz mısralarında filizlenmişti umut;
"Aşk yok olmak diyor biri, yar ben yokum yok zaten."
Turgut Uyar'ın şiirinde özlemiştim seni,
ilk ozaman anlatmıştım kağıda.
Sonra demiştik ya birbirimize "Ne çıkar kopsa fırtınalar?
Sarıldık sarmaşıklar gibi."Bir deniz olsun şimdi,
sarılmamıza engel kaç kilometre varsa,
o kadar uzun.
Yazdıklarımı satır satır,
her bir dalgasıyla kıyına ulaştıran.
Özlemimi dalga sesine karıştırıp,
kulaklarına iliştiren.Tam da Güneşin yerini yıldızlara emanet ettiği vakitlerde beni hatırına getir sevdigim.
Ben seni yazıyor olacağım.
Kaç kalemin daha sonu görünecek vuslat için bilmiyorum,
ama gelene kadar yazacağım.
"Her neresinden avunuyorsa bu halim,
Bir bakışına bin meftuh."
Bir gülüşünle ben meftun..Dokuyorum kalbimin dört ayaklı gergefinde
kalbimin sevda ateşini,
ilmek ilmek..
"Bak yazıyorum beni baştan."
Adımlarının sesiyle şenlendir bunu, gel.
Özledim diyorum ya kâfi gelmiyorsa eğer,
bir geceliğine satırlarımda sabahla.