Buray~Hayat Sürer
••》1. Bölüm《••
"Anne saçmalamayın lütfen! Son senem bu benim!"
"Tatlım biliyoruz ama mecburuz..."
"Tamam işte neden?"
"Öyle olması gerekiyor. Asya bebeğim, uzatma bu konuyu artık..."
"Sizin hayatımı allak bullak etmeniz bir şey değil, benim uzatmam sorun, değil mi anne?"
Koşarak masadan ayrıldım ve odama girip kapımı kapattım. Nasıl bırakabilirdim burada ki hayatımı? Ben onlar gibi değilim ki, hep dışlanan birisi değilim. Belki de bu yüzden gidiyoruzdur. Sırf onların mutlu olması için. Peki ya Hande? Onu nasıl burada bırakabilirim? Hiç düşünmüyorlar mı kızlarını? Sınava gireceğim ayrıca ben...
Kulaklığımı ve telefonumu alıp slow bir müzik açtım. Belki ağlarsam iyi gelirdi. Doğduğum evi nasıl terketmemi isterlerdi benden? 17 yıllık tüm anılarını bırakıp gidecektim öyle mi? Kapımın açılmasıyla kulaklığımı çıkardım.
"Birtanem, orada daha güzel bir hayat bekliyor bizi. Hem İstanbul her gencin gitmek isteyeceği bir yer buradan daha konforlu en azından..."
"Ankara'nın suyu mu çıktı anne? Saçmalıyorsunuz. İkinizde saçmalıyorsunuz. Bu evden asla gitmeyeceğim!"
"Asya, asıl saçmalayan sensin! Gidiyoruz diyorum. Bavulunu hazırla!"
"Bende sana gelmeyeceğim diyorum!"
"Zerrin! Asya'yla ilgilen! Daha tüm odasını toplayacak!"
Zerrin abla içeri girdiğinde annem çoktan odayı terketmişti. Ve ben gözyaşlarımı durduramıyordum. Buradan ayrılmak istemiyorum diyorum, ne anlıyor?
***
"Tatlım...Yeni evimizi beğendin mi?"
"Hı hı... Sadece midemde kusma isteği uyandırıyor..."
"Ömer'ciğim, Asya biraz yorgun. Yanlış anlama..."
Bagajdan başka insanların taşımasını istemediğim, içinde özel eşyalarım olan kutuyu aldım ve 'yeni evimize' çıkan merdivenleri indim. Lipo'da havlayarak peşimden geliyordu. İki katlı bir villaydı. Ankara'daki evimizden görünüş olarak güzel olabilir, ama bu umrumda değil.
Kapıyı Zerrin abladan asla daha sevimli olamayacak biri açtı. Ona abla bile demem.
"Hoşgeldiniz küçük hanım..."
"Sağol." dedim ve gülümseme zahmetine girmeden içeri girdim. Tamam içerisi de diğer evimizden bin kat daha güzel. Fakat banane!
"Odam nerede?" dedim az önce terslediğim kadına.
"Merdivenlerden sonra, hemen sağdaki oda." dedi ve ana kapının hemen yanında duran merdivenleri işaret etti.
Elimdeki kutuya daha sıkı sarılarak merdivenleri çıktım. Babam bizden önce eşyaları gönderdiğinden, odamı düzenlemişlerdi. Aslında şu an her şeyden nefret etsemde odam gözüme hiçte fena gözükmüyordu. Hatta şekil olarak hayalimdeki oda bile diyebilirim.
Kutuyu masama bıraktım. Makası alıp yavaşça bantı kestim. Ve içinden Hande, ben, Barış ve Yusuf'un olduğu resmi çıkardım. Bu dörtlüyü bir daha bulamayacak olmam canımı yakıyordu. Resme sarılıp yatağıma hafifçe oturdum. Telefonumu kapıp Barış'ı aradım. Ona gitmeden önce bir itirafta bulunmuştum. Ama çok saçma olduğunu bildiğim bir itiraftı.
Bir kaç çalış ardından telefonu açtı.
"Fındığım?"
"Barış?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun• RİBÖ
Teen FictionBir öküz ve bir prenses, aynı ortamda ne kadar durabilir? • Babasının iş durumları yüzünden Ankara'dan İstanbul'a gelen Asya, bu koca şehirde burnunun dibindeki ruh ikizini bulabilir mi sizce? Peki bu ruh ikizi bir öküzse? • |24.08.2015|