••》3.Bölüm《••
Yeni evimdeki ilk sabahıma ısrarla çalan telefonumun sesiyle başladım. Gözlerimi açmaya üşenerek telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.
"Alo?"
"Asya, neden aramıyorsun geldik diye? Herneyse nasıl oralar? Gezmeye fırsatın oldu mu hiç? Ya... Bi' de taş var mı taş?"
"Hande dur Allah aşkına. Sabahın köründe bunun için mi aradın?"
"11 ne zamandan beri sabahın körü oluyor tatlım?"
"Saat 11 mi?" diye bağırarak yataktan zıpladım.
"Evet kuşum. Kahvaltı yapmadıysan hiç insanları uğraştırma, öğlen yemeği ye bence."
"Ya kızım onu bırakta, babama söz verdim. Okula beraber gideceğiz, kayıt için."
"Ay okulun resmini at bana merak ederim. Ama bak at, unutma."
"Tamam Hande."
"Iyi sen hazırlan o zaman. Kapayım ben."
"Peki. Görüşürüz."
"Fotoğrafları bekliyorum..."
Ah Hande! Kesin şimdi orda bunun havasını atacaktır. Gardırobumu açtım ve kıyafetlerimin hepsine göz gezdirdim. En sonunda gri, üstünde baskısı olan bir t-shirt ve altına siyah pantalonumu giydim. Ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip, iki tane bileklik taktım. Saçımı topuz yapıp hafif bir makyaj yaptım. Kahverengi sırt çantamın içine de telefon, kulaklık, cüzdan vs. koydum. Artık hazırdım. (Multimedya)
Odamdan çıkıp yavaşça aşağıya indim. Babamlar koltukta oturuyorlardı.
"Uyandın mı tatlım?"
"Fazla uyumuşum. Yorgunluktan herhalde."
"İstersen Pelin Hanım sana bir şeyler hazırlasın."
"Gerek yok."
"Peki. Bugün okuluna gideceğiz, unutmadın değil mi?"
"Unutmadım. Hazırım bile."
"Can'da hazırlansın gideriz."
"Tamam."
Akşam babamları Can'ların burada kalması konusunda ikna etmiştim. Buna o kadar tepki göstermemişti. Diğer meseleye gelirsek... O öküzün mârifetlerini temizleyebilmem yarım saatimi almıştı. Herneyse.
Can'da gelince babam, ben ve o dışarı çıktık. Ve bizim arabaya bindik. Kısa bir yolculuğun sonunda okula vardık. Koca bir bahçeden içeri girdik. Tam karşımızdaki binaya varınca giriş katta zorlanmadan müdürün odasını bulduk.
Babam önden girerken bizde Can'la onun arkasından girdik. Babamdan biraz yaşlı bir adam vardı karşımızda. Elindeki kitabını masaya bırakıp bize döndü. Ayağa kalkıp babamla selamlaştılar.
"Hoşgeldiniz buyrun, oturun."
Önümüzdeki deri koltuklara Can ve ben oturduk. Babam da müdürün masasının tam karşısına.
Adının Bilal olduğunu öğrendiğim sevimli müdürümüzle babam bayağı bir sohbet etti. Ve adam kim çıktı dersiniz? Yan komşumuz. Eğer düşündüğüm gibiyse, böyle beyefendi bir adamdan, öyle öküz bir çocuk... Durum çok vahim.
Babamda bunu öğrenmesi ile onu ve ailesini bu akşam için yemeğe davet etti. Süper. Ve babamlar sohbetlerini bitirdiğinde, babamın aklına asıl geliş sebebimiz geldiğinden bizim kaydımızı yaptırdı. Ve Can'ın gireceği sınavın tarihini öğrendik. Bu perşembe. Yani tam tamına 5 günümüz var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun• RİBÖ
Teen FictionBir öküz ve bir prenses, aynı ortamda ne kadar durabilir? • Babasının iş durumları yüzünden Ankara'dan İstanbul'a gelen Asya, bu koca şehirde burnunun dibindeki ruh ikizini bulabilir mi sizce? Peki bu ruh ikizi bir öküzse? • |24.08.2015|