Müzik seçimini size bıakıyorum ballar, fakat hareketleri bir şeyler seçmenizi öneririm. İyi okumalar*-*
••>10.Bölüm<••
"Handee!!"
"Asyaa!!"
Hani böyle olur ya dizilerde filmlerde, iki sevgili koşarak yolun ortasında birbirine sarılır ve beraber dönmeye başlarlar... Öyle bir şey olmadı tabi ki!
Çıkış kapısında 15 dakikaya yakındır bekliyordum ve sonunda Hande'yi görünce sıkıntı ve bıkkınlığın eşliğinde adını haykırdım. O da salak salak adımı söylerek koşuyordu. Mal bavulunu bırakıpta gelmişti evet!
Gelip bana sarıldığında ona karşılık verdim.
"Ya kızım çok özlemişim..."
Bir haftadan bahsediyoruz, cidden...
"Bakayım sen ne yaptın kilo mu verdin, boy mu attın?"
"Hee Hande. Bir haftada evrim geçirdim."
"Olabilir valla..."
"Canım... Bavulunu ne zaman almayı düşünüyorsun acaba?"
"Bıraktım değil mi?"
Kafa salladım.
Aniden yanımdan ayrılırken bende gözlerimi devirdim.
Barış ve Yusuf kapıdan çıktığında, ne yapacağımı bilemedim. Barış'a birazda olsa hâlâ kırgınım diyebilirim. Duygularımı hiçe saymıştı sonuçta. İlk Yusuf'a sarıldım. Ayrılınca biraz çekinerek Barış'a yaklaştım. Onunla da ayrılınca Hande'nin döndüğünü farkettim.
Beni buraya Can bırakmıştı. Hande ısrar etmese gelmezdim ama sırf onları karşılama amaçlı gelmiştim. Barış'ın eniştesi zaten onlar için bir araba göndermiş, bende Can'la tekrar eve dönecektim. Arabaların olduğu yere geldiğimizde önünde durduğumuz araba tanıdık gelmişti nedense...
Herneyse. Onlarla tekrar vedalaşıp eve döndüğümüzde Cano'yla beraber her zamanki yerimize, yani hamağa geçtik.
Beraber gökyüzünü izlemeye başladığımızda kendimi tutamayarak konuşmaya başladım.
"Off... Koca 3 ay nasıl geçti ya?"
"Benimki berbat..."
Aferin sana Asya. En yakın arkadaşının yarasına tuz bas. Aferin!
"B-ben... Şey yani, çok hızlı geçti... Tatil açısından..."
Can babasını bu yaz tatilinde kaybetmişti...
"Tamam ya boşver."
Ona uzanarak sarıldım. Can'da bana tarif edemediğim bir huzur bankası vardı. Hande veya diğerleri... Hiçbiri bu kadar iyi hissettirmiyordu bana.
***
"Asya..."
Can'ın ince sesiyle gözlerimi araladım. Kabul, bu aralar fazla uykucuyum...
"Kalkacak mısın? Yarım saattir oturmaktan popom uyuştu..."
Dediklerine gözlerimi devirirken üzerinden kalktım. Üzerimdeki örtüyü kenara itip ayağa kalktım ve klasik gerinme hareketlerimi yaptım.
"Uyanma diye harekette etmedim. Sence felç olmuş muyumdur?"
Dediğini umursamayıp "Sana da günaydın Can..." dedim.
"Ne günaydını be? Farkındaysan gün çoktan aydı ve şu an kararıyor bile..."
"Off... Sıktın Can..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun• RİBÖ
Novela JuvenilBir öküz ve bir prenses, aynı ortamda ne kadar durabilir? • Babasının iş durumları yüzünden Ankara'dan İstanbul'a gelen Asya, bu koca şehirde burnunun dibindeki ruh ikizini bulabilir mi sizce? Peki bu ruh ikizi bir öküzse? • |24.08.2015|