Merhaba canlar!!
Bundan sonra bölümleri daha uzun yazmaya çalışacağım. En azından bundan sonraki bölümlerde bunu uygulamaya çalışacağım. Çünkü bu şekilde bir bölümde sadece bir gün ve bir olay gerçekleşmiş oluyor.
Herneyse. Bu bölüm içime gerçekten sindi. (Hayır buraya o iğrenç espriyi yazmayacaksınız. Çünkü...) Dışıma barbie.
Tamam vurmayın.
Neyse ballar, bölüm şarkısı olarak başlarda Ariana Grande~ Dangerous Woman sonlara doğru da Shawn Mendes~Stitches ı dinlemenizi öneririm. Çevirilerine de bakarsanız bölüme ne kadar cuk oturduğunu anlarsınız.
Keyifli okumalar!
••>22. Bölüm<••
"...Sonra da gelip burada sunacak ve puanınızı alacaksınız. Bu kadar. Tabi lolipoplu veya çikolatalı yapmak size kalmış. Sonuçta buraya getirdiğinizde ben bir unicorn görmek istiyorum. Nasıl olduğu size kalmış..."
Ağırlaşan gözlerimi kapadım ve kendimi uykunun yumuşacık kollarına bıraktım. Ders kimyaydı ve ne ara unicornlara geçtiğimizi bilmiyordum. Hiç geçmemiş de olabilirdik tabi...
Kafama gelen sert cisimle istmesem de yüzümü buruşturarak kafamı kaldırdım ve bu şekilde uykumun da içine etmiş bulundum. Elimle acıyan yeri ovuştururken yüzümü kalemin geldiği yöne çevirdim. Barış otuz iki diş sırıtmış bana bakıyordu.
Aramızda bir üç sıra olduğu için ve hoca tahtaya bir şeyler yazdığı için "Ne var?" diye kısık sesle seslendim.
"Teneffüste yanıma gel. Önemli."
Bu muydu yani? Sırf bunun için güzelim uykumu mahvetmiştim öyle mi? Her zaman olduğu gibi sinirlendiğim için burun deliklerim büyümüştü. Önüme dönüp kendimi sakinleştirdim.
"Kendi kendinle konuşman için bir sebep var mı tatlım?" Şaşkın yüz ifademle hocaya baktım. Buna resmen bön bön bakmak denilebilirdi.
"Ha şey..." diyecek bir şeyim olmadığını anladığımda başım sıkıştığında her zaman yaptığım gibi şirince sırıttım.
"Nerede kaldığımızdan bahsetmek ister misin mesela?" dedi ve keyfi yerine gelmiş gibi gülerek sırasına oturdu.
"Unicornlar?" diye yavaş bir şekilde sorduğumda ardından gülümsemeyi de ihmal etmemiştim. Fakat şu an neden kapının önünde olduğumu anlamıyordum. Güldüğüm için olabilirdi mesela. Karşımdaki panoda duran duyurulara bakarken duyduğum sesle sıçradım.
"Selam. Korkuttum mu?"
"Emre? Ha yok şey... Ben şu an birini görmeyi beklemiyordum ondan."
"Ben de öyle. Ne işin var burada? İçeride olman gerekmiyor mu?"
Başımı sağ omzuma yatırıp omuz silktim ve gülümsedim. "Unicornları kimse sevmiyor Emre."
Anlamamış gibi bakarken gözlerini kıstı. " Her neyse! Ee arkadaşın iyileşti mi?"
"Yağız? İyi ya, iyileşeli bayağı oluyor hatta."
"Lina'dan bahsetmiştim... ama neyse." diyerek yalandan gülümsedi.
"Sormadım say. Zaten benim de işim vardı. Görüşürüz, yani umarım." diyerek tekrardan gülümsedi. Elimi hafifçe kaldırıp parmaklarımı oynattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun• RİBÖ
Novela JuvenilBir öküz ve bir prenses, aynı ortamda ne kadar durabilir? • Babasının iş durumları yüzünden Ankara'dan İstanbul'a gelen Asya, bu koca şehirde burnunun dibindeki ruh ikizini bulabilir mi sizce? Peki bu ruh ikizi bir öküzse? • |24.08.2015|