Selam! Bu fazla aradan sonra yine ben... Bekleyenlere çook ama çok teşekkür ederim. Bayadır yazamıyordum. Verdiğim sözler içinde özür dilerim. Açıklama sonda, okursanız sevinirim.
Bölüm şarkıları; Ellie Goulding~ On My Mind
Blue Foundation~ Enemyİyi okumalar;)
••>18. Bölüm<••
"Evet çocuklar! Şimdi bir yarışma yapacağız ve finale kalanlara sürprizlerim olacak. Herkes beş dakika içinde ikili takımını belirlesin!"
Beden hocamızın gür sesi boş odada yankılandı. Basketbolda iyi sayılmazdım. Yani doğrusu pek bilmiyordum. Ve sanırsam bu yüzden kimse beni grubunda istemiyordu...
Potayla bakışırken Yağız geldi yanıma.
"Asya, oynayacak mısın? Yani tabi oynacaksın, ama kiminle oynayacaksın? Kimse geldi mi? Yani kimse geldi mi derken... Ya üf takımın var mı yani..."
Hafifçe kıkırdadım.
"Yok, yani henüz kimse sormadı."
"Harika!" dedi biraz yüksek sesle. Hâlâ kıkırdayarak izliyordum onu. Sonrasında kendini toparlayıp "Harika derken şey-" dedi fakat aniden yanımıza gelen Emre onun susmasını sağlamıştı.
"Asya! Beraber takım kuralım mı?"
Emre'ye cevap verecekken Yağız isyan eder bir şekilde "Ulan ben burada yarım saattir sormak için kıçımı yırtıyorum, çocuktaki özgüvene bak!" diye yüksek sesle söylendi.
Bu yine gülmeme sebep olmuştu.
"Hadi çocuklar! Toplanın bakalım..." dedi hoca. Onları orada bırakıp sıraya geçtim.
"Herkes takımını belirledi mi?"
Yağız "Hayır hocam." derken Emre "Evet hocam." diye aynı anda bağırdı.
"Kalanları da ben grup yaparım başlayalım artık. Sol baştan söylemeye başlayın kiminle olduğunuzu."
Herkes söyledikten sonra sıra Yağız'ın hemen yanında duran Emre'ye geldi.
"Asya Özdemir." derken Yağız'ın da benimde bakışlarımız ona döndü. Hoca bana bakıp Emre'nin yanına geçmemi işaret ederken göz ucuyla Yağız'a baktım. Ne olacak canım, sadece bir oyun sonuçta.
Emre'nin yanına gittiğimde "Henüz bir cevap verdiğimi hatırlamıyorum." dedim kulağına.
"Niye? Hayır mı diyecektin?"
"Belki..." derken hâlâ Yağız'ın tip tip biz baktığını farkettim. Hoca Yağız'a kiminle olduğunu sorarken Simge atladı. "Hocam Yağız benimle." diyerek Yağız'ın yanına ilerledi ve sırada bizim arkamıza geçtiler.
Onlara baktığımı farkedince sırıttı. "Ne?" dedim ağzımı oynatarak. "Önüne dön." dedi benimle aynı şekilde. Gözlerimi kısarak döndüm önüme.
Hoca o sırada eşleşmeyi bitirmiş ve sıranın en önüne geçmişti.
"Evet şimdi size nasıl atacağınızı göstereceğim." dedi ve potanın karşısına geçti. Ellerimizi nasıl tutacağımızı anlatıp topu fırlattı. Ama atamamıştı. Herkesten kıkırdama sesleri yükselirken hoca aniden arkasını döndü.
Ve o sırada göz göze gelmiştik. Beni ona gülerken yakalamıştı...
"Komik mi? Gel o zaman buraya, nasıl atılacağını göster arkadaşlarına!" dedi bana bakarken. Tüm gözler bana dönsede elimle son bir umut "Ben mi?" diyerek kendimi işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Olsun• RİBÖ
Teen FictionBir öküz ve bir prenses, aynı ortamda ne kadar durabilir? • Babasının iş durumları yüzünden Ankara'dan İstanbul'a gelen Asya, bu koca şehirde burnunun dibindeki ruh ikizini bulabilir mi sizce? Peki bu ruh ikizi bir öküzse? • |24.08.2015|