B25- Garip

130 6 2
                                    

Uzun ve beklenen bir bölümle hepinize merhaba kuzular. Burada kafanızı yormayacağım sadece bölüm sonundaki açıklamayı okusanız yeter😝

Zaten fazlasıyla bekledik desenize...

Hepinizden tekrar tekrar özür dilerim. Bölüm şarkısı olarak bu bölümü anlatan ve şu sıralar sabah akşam dinlediğim tek şarkı; Shawn Mendes~ Treat You Better 'ı öneriyorum. Onun dışında hareketli şarkılar eşliğinde de dinleyebilirsiz.

Keyifli okumalar...

Okul gereğinden fazla kalabalıktı ve çıkan sesler başımı patlayacakmış gibi hissetmeme neden oluyordu. Sanki etrafımdaki çoğu şey dönüyormuş gibi hissediyordum. Elimdeki kitaplara daha çok sarıldım ve diğer elimle de bir yerlere tutunup dengemi sağlamaya çalıştım.

Pek başarılı olduğum söylenemezdi. Tam yere düşecekken biri elini uzattı ve hiç bakmadan tutundum. Kafamı kaldırınca karşımdaki Eren'i farkettim.

"İyi misin?"

Gülümsüyordu. Eren'e göre biraz fazla güleçti. Bir şey demeden kafamı salladım. "Olmamalısın." dedi ve gülümsemeye devam etti. Anlamayarak baktım. Bir anda elimi tutan elleri boynuma dolandı.

"Emre ne yapıyorsun?"

Sesim çıkmıyordu. Ellerini boynumdan uzak tutmaya çalışsamda olmuyordu. "Emre... Nefes... Nefes alamıyorum."

"Asya!"

Derin bir nefes alarak kafamı kaldırdım. "Tamam. Tamam, canım geçti. Kabustu sadece." Hande'ye sımsıkı sarıldım. Yüzüm ıslaktı. Ter ve göz yaşlarım birbirine karışmıştı.

"Hande... Emre. Emre beni boğuyordu." dedim yüzünden biraz uzaklaşıp.

"Dedim ya, kabustu."

"Al, biraz su iç." dedi Lina elindeki suyu uzatıp. Ellerim titriyordu. Yavaşça bardağa uzandım. Aynı anda kucağıma zıplayan Lipo onu da üstüme dökmemi sağlamıştı.

"Kendine içir demiştim ama, sen bilirsin." dedi Lina.

Kendimi tekrar yatağa atıp üstümdeki ıslaklık yokmuş gibi Lipo'yla birlikte yuvarlandım. Onu son zamanlarda bayağı bir ihmal etmiştim. Bir bakıma da iyi olmuştu çünkü eğer yanımda olsaydı kesinlikle başına bir şey gelirdi. Elbisem gibi...

Mezuniyet balosu, hayallerimin de ötesinde mükemmel(!) geçmişti. Yağız öküz sıfatına uymayan hareketler sergilmekle kalmamış bir de beni dansa kaldırmıştı. Sonrasında ise büyü bozuldu ve tamda masallarda olduğu gibi saat 12'yi geçtikten sonra Yağız'ın içindeki öküz terkardan ortaya çıktı. Şöyle ki son aldığım elbisenin nasıl kaybolduğunu öğrenmiştim, çünkü o almıştı. Sırf bana kendi aldığı elbiseyi giydirmek için! Ve benim gün boyunca beklediğim teklif bir türlü gelmemişti. En sonunda dayanamayıp bağırmaya başladığımdaysa ilk olarak benim bu dediğime aralıksız beş dakika gülmüş ve ardından asıl sürprizin elbise olduğunu söylemişti. Sürprizlerden bir kez daha nefret etmiştim.

Ve bu olayların üstünden bir hafta geçmişti. Okullar kapanmış ve tatile girmiştik. Bugünse her zamanki kızlar gecemizin sabahıydı, ve güne böyle başlamak pek iyi olmamıştı.

Aşk Olsun• RİBÖHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin