B19-Kaza

207 18 4
                                    

Multi; semt oturuşundan bile karizma akan Cameron😍 (Bölümle ilgisi yok)

Selam canlar!!

Açıklamayı yine sonda bulabilirsiniz, keyifli okumalar;)

Bölüm şarkıları; Güliz Ayla~ Bahsetmem Lazım (Bölüme cuk oturdu resmen)

Ve... Alan Walker~ Faded

Bunu yazdım diye hatırlıyorum ama bu da resmen bu bölümü anlatıyordu. Çevirisine bakmanızı öneririm. Veya isterseniz bölüm sonunada ekleyebilirim. Herneyse, oy ve yorum yapmayı unutmayın...

••>19. Bölüm<••

Hastanelerden ve şu iğrenç kokularından oldum olası nefret etmiştim. Şimdiyse bu koku umrumda sayılmazdı.

Yarım saate yakın bir süredir burada bekliyordum. Daha doğrusu, bekliyorduk. Ben, Hande, Simge, Barış, Yusuf ve tabi Can...

Emre yanımızdayken biraz fazla içmişti. Beni ne kadar zorlasalarda içmemiştim. Herkes eve dağıldığında Emre'de tek kalmıştı. Tek ve... Sarhoş.

Ve bu sırada oyundan sonra aile yemeğine çıkmış Görgün ailesinin biricik oğlu Yağız Görgün, bir değişiklik yapıp arabayı kendi sürmeyi istemiş ve Emre'nin arabasıyla kaza yapmışlardı.

Emre birkaç ufak yarayla atsada şu an Yağız ve onun yanında oturan Lina hâlâ ameliyathanedeydiler... Anne ve babalarıysa şu anda uyusalarda normal odaya alınmışlardı. Annem ve babam onların yanında, bizde ameliyathane kapısında bekliyorduk.

Hareketlenmeler ardından yaslandığım duvardan ayrılıp başımı kaldırdım. Ufuk'tu.

Son bir aydır okulda da hep onu gördüğüm zamanlarda yolumu değiştirmiş veya görmemezlikten gelmiştim. Zaten artık Yağız'la bağları kopmuş olduğundan onlara da gelmemişti. Yani o günden sonra bir daha hiç görüşmemiştik. Onun şu an burada olması da ironikti aslında. Değil mi?

Yine görmemiş gibi yapamazdım. Mecburen konuşacaktım. Fazla telaşlı gözüküyordu.

"Yağız?... O iyi mi?..." Nefes nefeseydi. Sanırsam koşmuştu. Her şeye rağmen arkadaşıydı. Belki de tek arkadaşı. Ve bu arkadaşlık benim yüzümden bozulmuştu...

"Henüz doktorlar bir şey söylemedi..." diye mırıldandım. Bana gelirsek... Diğerlerinden daha vahim bir durumdaydım. Yani sanırsam. Bir haber gelirse diye lavaboya bile gitmemiştim. Ve açıkçası bu umrumda değildi.

Barış Ufuk'un yanına giderken Ufuk hazırda bekliyordu ve sımsıkı sarıldılar.

"İyi olacak..." dedi Barış. Aynı şeyi tekrarlayıp duruyordu. Peki, olacak mıydı?

Barış'tan ayrıldıktan sonra Can'a ve Yusuf'a da sarıldı. Galiba sırada ben vardım. Yanıma gelmesini sessizce bekledim.

"Asya? İyi misin?" Neden bilmiyorum ama... Değildim. Sanki o kazayı ben yapmıştım. Ameliyat olan bendim. Yağız kadar canım yanıyordu.

Dudağımı ısırdım. Düşüncelerim gözlerimin dolmasına yol açarken birkaç dakika önce ağlamış olmamda bu süreyi kısalttı. Kafamı iki yana hızla sallarken bana sarıldı. Olanlar umrumda değildi. Sadece şu an birilerine sarılmaya ihtiyacım vardı...

Aşk Olsun• RİBÖHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin