HÜKÜMSÜZ

16. BÖLÜM

Daniel kendisine bir kadeh daha doldururken kaçamak bakışları ile yüzüme bakıyordu.

''Bir baloya gitmem gerekiyor.''

''Ne yapacaksın orada?''

''İşlerim var, geldiğimde konuşuruz.'' diyerek kadehini yudumladı.

Odasının kapısını kapatarak yanından ayrıldığımda düşündüğüm tek şey oraya gideceğim olmuştu. Gizli katılacaktım çünkü Daniel gelmemi isteseydi beni davet ederdi diye düşünüyordum. Çağırmadığına göre, gizli bir şeyler vardı ve bunların hepsini öğrenmek için can atıyordum.

Odama doğru ilerlerken koridorda Anna ile karşılaştık.

''Nereye böyle aceleyle?'' dedi.

''İşim var.'' diyerek odamın kapısını açtım fakat arkamdan gelerek kapıyı tuttu.

''Ne çeviriyorsun?''

''Seni ilgilendirmez.'' diyerek suratına kapıyı kapattım ve ve Leonard'a mesaj attım.

Balonun nerede olduğunu ve ne için toplanıldığını öğrenmem gerekiyordu.

Kısa bir süre sonra telefonuma mesaj gönderdi.

''Bu gizli bir balo ve sen davetli değilsin.'' dedi.

Hızlıca yazmaya devam ettim.

''Nerede olacak?''

Leonard yanımda belirerek telefonumu elimden aldı ve yatağımın üstüne fırlattı.

''Bu balo, Kovulmuş meleklerin her yıl düzenlediği bir eğlence. Orada herkes maske takar ve etrafta avlarını ararlar. İnsanlar ve Kovulmuş melekler arasında bir parti.''

''Ne alaka?''

''Kovulmuş Melekler, beğendikleri insanoğulları ile görüşürler bu serbest Litavis.'' dedi.

''O halde geleceğim.'' dedim.

''Gelmeyeceksin, seni bulmalarını mı istiyorsun?'' 

''Sorun yok, kimseye bahsetme.'' diyerek arkamı döndüm ve dolabımı karıştırmaya başladım.

Leonard sessizce arkamda beklerken kısa bir süre içinde gözden kaybolarak uzaklaştı. Dolabımda bulduğum siyah ince askılı elbisemi üstüme geçirerek, maske aramaya başladım.

Daniel'in verdiği maske dışında başka hiç yoktu. Bunu takıp gidersem fazlasıyla dikkat çekerdim. Bu yüzden ne yapacağımı düşünerek bir müddet bekledim.

Ardından Elly'e mesaj attım.

''Bana, bir maske lazım.''

''Bensiz partiye mi gidiyorsun?'' dedi.

''Anlatırım daha sonra, varsa eğer senden almaya geleceğim.''

''Gel.'' 

Odadan çıkmadan önce topuklu ayakkalarımı giyerek, çantamı ve telefonumu alarak oradan ayrıldım ve Elly'in odasına doğru yürümeye başladım.

Elly kapıyı açtığında elinde daha önce hiç takmadığı, ya da benim hiç görmemiş olduğum bir maske vardı.

Beyaz taşlarıyla yüze tam oturan ve gözleri ön plana çıkaran harika bir maskeydi.

''Teşekkür ederim, seni seviyorum.'' diyerek uzaklaştığımda partinin nerede olacağını bile bilmiyordum.

Elly kahkaha atarak arkamdan seslendiğinde çoktan hazırlanmıştı ve odasının kapısını kilitliyordu.