Başımı Daniel'in göğsüne yaslamıştım ve kalp atışlarını dinliyordum. Her nefes alışında göğsü hafifçe kalkıp iniyordu ve bu beni rahatlatıyordu.
'Seni...'' dedi ve durdu.
''Seni gerçekten özlemişim.''
Daniel elini saçlarımda gezdirerek gülümsedi.
Bir süre sessiz kaldık. Sadece birbirimizin varlığında kaybolmak istemiştik.
Yatakta doğrulduğum da Daniel arkamdan bana sarıldı ve başını omzuma koydu.
''Anlat bakalım.'' dedi.
İç çekerek ona döndüm.
''Çok uzun ve bunu dinlemek biraz yorucu olabilir.''
''Belki de bugün sadece sarılmalıyız.''
Daniel beni hızlıca kaldırıp koltuğa oturttu ve dolaptan bir viski çıkararak önüme koydu. Ardından yavaşça, bardağa doldurup içmemi seyretti.
''Anlat.''
''Çok korktun mu öldüğümü zannedince?''
''Çıldırmış olmalısın, mahvoluyordum.'' diyerek viskisini yudumladı.
Ona gülümseyerek elini tuttum.
Yine mi hayaldi?
Hayaldi, tüm bunlar.
Odada ki sessizlik, zihnimin derinliklerinde bir fırtınaya dönüşmüştü. Daniel'in kayıtsız bakışları altında, her şey giderek daha da bulanıklaşıyordu. Onun sessizliği, beni delirtmeye yetiyordu.
''Babam, başından beri beni öldürmeyi planlıyormuş ve bana bunu Teddo anlattı.''
Daniel tek kaşını kaldırdı ve anlamsız bir bakış attı.
''Bunu anlamamak için aptal olmak gerekir.'' dedi.
''Beni sinirlendirme, bunu düşünsem bile yapacağına ya da yapmak isteyeceğine ihtimal vermemiştim.'' diyerek bakışlarımı başka bir yöne çevirdim.
''Onun potansiyel bir katil olduğunu gerçekten anlamadın mı? '' diyerek alayla güldü o sırada kapı aralandı ve Armen'i gördüm.
Beni görünce gözleri büyümüştü ve koşarak bana sarıldı.
''Litavis? Sen misin karşımda ki?''
''Benim.'' Armen beni kucağına alarak etrafında döndürdü.
Onu zorla durdurduğum da beni yere indirdi.
''Kızım, öldün zannettik.''
Daniel koltuğunda sinsice gülümserken, ikisine de bakarak söze girdim.
''Benden kurtulmak o kadar kolay değil.''
''Litavis...'' uzunca söylenmiş ismimi duyduğum da bakışlarım kapıya yönelmişti.
Leonard içeri girdiğin de gözleri bana bakarken bir an duraksadı. Yavaş adımlarla bana doğru yürümeye başladı.
Kollarını belime dolayarak bana sıkıca sarıldı. Bana ihanet etmemişti fakat ihanet ettiğini düşündüğüm birileri vardı. Bunları pek kurcalamak istemiyordum çünkü bana karşı hisleri ne olursa olsun her zaman arkamda durarak bana destek vermişti ve onu seviyordum. Sırtına dokunduğum sırada bakışlarım Daniel'e kaymıştı.
Viski bardağını yudumlamaya devam ediyordu ve bu sarılmanın ne kadar anlamlı olduğunu hissettiğini gözlerinden okuyabiliyordum.
Leonard gözlerimin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMSÜZ
RomanceKaranlığın pençesindeki bir melek ile yasak bir kaderi paylaşan melez.