Daniel'in söyledikleri beni o kadar yaralamıştı ki, kalbim acıyla çarpıyordu. Sözleri sanki etime saplanan bir bıçak gibiydi. Ben yürüdükçe okulun koridorları soğuk ve boğucu geliyordu ve nefes almakta zorlanıyordum. Gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak, koşar adımlarımla okuldan dışarı çıktım.
Gözlerim yaşlarla bulanmış haldeydi ve ne yaptığımı ya da nereye gittiğimi bilmiyordum. Tek isteğim, bu acıdan ve utançtan kaçmaktı. Ayaklarım beni doğrudan okulun bahçesine yönlendirdiğin de, Leonard'ı gördüm.
Tüm öfkem ve hayal kırıklığımla ona doğru koştum.
Herkes bize bakıyordu buna ,öğretmenler de dahildi. Herkesin gözü üzerimizdeydi ama umurumda değildi. Leonard'a yapıştım.
"Neden bunu yaptın? Neden beni zor bir duruma soktun?" diye bağırmaya başladım. Sesim hala titrerken gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Çantamı kolumdan çıkarıp tüm gücümle ona fırlattım. Leonard, çantamı tutarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama ona karşı olan öfkem dinmek bilmiyordu.
Beni yavaşça kolumdan tutarak okulun arka tarafındaki sakin bir köşeye doğru götürmeye başladı.
"Neden? Neden bana bunu yaptın?" diye haykırdım. Kendimi kontrol edemiyordum, sinir krizi geçiriyordum adeta.
Leonard, sahte şefkatiyle bana sarıldı.
"Sakin ol, lütfen sakin ol." diye fısıldadı.
Leonard, saçlarımı okşamaya çalıştığında elini ittim.
''Böyle olmasını istemezdim" dedi.
"Nasıl üzgün olabilirsin? Bana bunu yaparken hiç mi düşünmedin?"
"Yaptığım şeyden pişmanlık duymamı istiyorsan, duymuyorum." dedi.
Aniden arkasını dönerek tekrardan bana yaklaştı.
''O benim gözlerimin içine bakarken seni öpüyordu, sana dokunuyordu.'' dedi ve saçlarını aceleyle karıştırarak benden adımlarını daha fazla uzaklaştırdı.
''Bu nasıl bir düşünce?'' diyerek benden uzaklaşmasına izin vermedim ve üstüne yürümeye devam ettim.
''Çünkü, sana ilk andan beri aşık olan bendim. İlk gördüğüm andan beri sana aşıktım.'' diyerek elimi tuttu.
''Her zaman yanında oldum, o ise seni dinlemeden yargıladı. O böyle biri.''
Leonard'ın gözlerinde gördüğüm yaşlar ve kızaran gözleri, onun da acı çektiğini gösteriyordu. Ama bu beni durdurmuyordu. Ona vurmaya başladım. Yumruklarım zayıf ve çaresizdi.
Yumruklarım zayıf düşmeye başladığın da, her vuruşumda biraz daha yoruluyordum. Leonard, beni sıkıca kucaklamaya devam etti, ben de hıçkırıklarım arasında onun omzuna yaslandım.
Leonard'a vurmaya devam ediyordum. Güçsüzce de olsa ona zarar vermek istiyordum. O ise beni daha sıkı sarıyordu, gözyaşları yanaklarından süzülüyordu.
"Lütfen, sakin ol" diye fısıldıyordu tekrar tekrar. Ama ben durmuyordum, duramıyordum. İçimdeki acı o kadar büyüktü ki, hiçbir şey beni durduramazdı.
Sonunda, gücüm tükendiğinde dizlerimin bağı çözüldü ve yere yığıldım. Leonard, hızla eğilip beni yerden kaldırmaya çalıştı ama ben pes etmiştim. Vücudum titriyordu, gözlerim kararıyordu.
"Neden? Neden bana bunu yaptın?" diye fısıldadım son bir kez.
Leonard, beni sakinleştirmeye çalışırken, ben içimdeki fırtınayı dindirmeye uğraşıyordum. Bir yandan onun şefkatine sığınırken, bir yandan da yaşadığım hayal kırıklığını ve ihanetini hazmetmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMSÜZ
RomansaKaranlığın pençesindeki bir melek ile yasak bir kaderi paylaşan melez.