18. Bölüm

12K 887 470
                                    

Asansörle Mazhar'ın dairesine çıkarken, heyecanla kalbi yine küt küt atıyordu. Hafta sonu olduğundan Yiğit babasında kalacaktı ve tabii birlikte vakit geçireceklerdi. Gül Oya, Mert tarafından istenmediğini bilerek oğlunu bu konuda ikna etmesi daha kolay oluyordu artık. Yiğit yine hep birlikte hafta sonunu geçirmek istediğinden, Gül Oya artık onu ikna etmenin zorluğunu omzuna alıp, babasıyla erkek erkeğe geçirmelerinin daha uygun olacağını anlatıyordu, tatlı bir dilde.

Asansör katta durunca düz saçlarını geriye doğru atıp, aynada son kez kendine baktı ve indi. Mazhar'ın evi Anadolu Yakası'ndaydı. Adalar manzaralı olarak bilinen konuttaki dairelerden birinde oturuyordu. E Gül Oya da evini bu yüzden daha çok merak ediyordu. Kapıdaki numaralara bakıp, Mazhar'ın söylediği numaraya bakarken, beklenen numarayı buldu. Derin bir nefes alıp, o daireye doğru yürümeye başladı. Kapının zilini çalıp beklerken, uzun zamandır, kalbi böyle çarpmamıştı.

Kapıyı beyaz gömlekli, açık bej rengi keten pantolonlu, tatlı gülümsemeli bir adam açtı. Gül Oya üzerindeki kabanı sıkarken, daha çok güldü ona...

"Hoş geldin..." deyip, elinden tutup içeriye çekti onu Mazhar.

Gül Oya kendini onun sıcak eline bırakıp "Hoş buldum." dedi kısık bir sesle...

Mazhar kapıyı kapattıktan sonra, Gül Oya'nın üzerindeki siyah kabanı alıp, askılığa astı. Sonrada onu inceleme fırsatı oldu. Vişneçürüğü bir elbise giyinmişti. Sarı saçlarıyla beyaz teniyle bir insan ancak bu kadar bütün olabilirdi. Bu kadının güzelliği başını çok fazla döndürüyordu.

Gül Oya, Mazhar'ın hayran bakışları altında ne yapacağını bilemeden ona bakıyordu. Bu his gerçekten de çok güzeldi. Dün Gaye'nin iyi ki de fikirlerini dinleyip, gelmişti Mazhar'ın evine... Tamam Gaye biraz sert çıkışmıştı, Gül Oya'nın sevgilisinin evine gitmeme istediğine ama ikna edebilmişti Allah'tan ki...

"Senin yüzünden kalp hastası olacağım. Bence sonum gerçekten de vahim benim. Bence yeniden seanslara başlamalıyız." dedi gülümseyerek Mazhar.

Gül Oya kırmızı alt dudağını ısırıp, "Sen genellikle seanslarında asılıyorsun canım. Neyse ki çapkınlıklarından kurtulabildin. Yoksa bir çapkınla ne yapardım, bilemiyorum." dedi nazlı bir şekilde...

Mazhar onu kendine çekip, boynuna çok özel bir öpücük bıraktı. Kokusunu içine çekip "Sana asılmamak insanın elinde değil ki... İnsanlara sürekli o güzel yüreğinle yaklaşırken, bir insanın sana aşık olmaması, imkansız." deyip, onu belinden tutup salona getirdi.

Salon tek anlamıyla mükemmeldi. Beyazın ve kahvenin hakim olduğu salonda, Adalar manzarası ayaklar altına serilmişti. Yerle birleşik olan camlardan görünen manzaraya karşı, ay ve yıldızlar ise; romantik bir gece için daha çok parlıyordu. Tam köşede duran camın önünde, beyaz örtünün üzeri çok romantik bir şekilde hazırlanmıştı. Masanın üzerinden başlayan ve salonun ortasına kadar gelen kırmızı gül yaprakları vardı.

Gül Oya gözlerini kırpıştırarak "İnanmıyorum! Süper bir masa bu!" deyip Mazhar'a döndü ve sıkıca sarıldı. Biraz geriye doğru itti kendini ve "Senin eserin mi, yoksa yardım aldın mı?" dedi tek kaşını kaldırıp.

Mazhar onun burnuna vurup "Tabii ki benim eserim. Tamam bunlar ilk kez olabilir ama romantik bir adamımdır yani." dedi.

"Evet evlenmeyi isteyecek kadar hem de!" dedi Gül Oya eskiyi anımsatarak.

Mazhar gülerken, "Fena mı işte, ne kadar ciddi olduğumu anlarsın." deyip göz kırptı.

Gül Oya ne diyeceğini bilemez halde öyle gülümseyebildi sadece... Evet ciddiyetsiz bir ilişki istemiyordu; ama istediği şey evliliği içeren ciddilik de değildi. Mazhar'a ne olmuştu ki birden bire böyle? Gerçi kendisine ilk geldiği zamanlarda evlenmek istediğini ve çoluk çocuğa karışmak istediğinin altını çizmişti, kırmızı kalemle... Ona elbette ki hak veriyordu. Ama kendine bu hakkı vermek istemiyordu. Bir kere dili yanmıştı. Aynı dili yeniden yakmanın ne manası vardı ki? O zaman da Mazhar'la olan ilişki yokuş yukarıya çıkardı. Gül Oya yokuş yukarıya çıkmaktan nefret ederdi. İlişkisini zamana bırakıp, Mazhar'ın götürdüğü yere gidecekti artık. Evet götür Mazhar, Gül Oya'yı gittiğin yere...

AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin