8. Bölüm

11.1K 830 316
                                    

Aynadaki yansıma bakıp, az önce içtiği su yüzünden silinen rujunu tazeliyordu. Yılbaşına uygun temalı kırmızı rujunu sürdükten sonra bordoya yakın olan el çantasının içerisine koydu. Bakışları tekrardan aynaya kaydı. Ensesinde topladığı dağınık topuzundan çıkan kıvırcık saçlarını düzeltti. Gümüş küpesine dolanan birkaç teli de ayırdıktan sonra yavaşça yerinden kalktı. Boy aynasının önüne gelince, üzerine baktı. Gümüş rengi platformlu ayakkabısı ve aynı renkte olan küpesi, kolyesi ve bilekliğiyle güzel bir uyum sağlamıştı. Üzerine oturan,kırmızı, kalın aslı, göğüs dekolteli olan elbisesi ise; ayrı bir hava katmıştı. Kırmızı ojeli parmaklarıyla kirpiklerini yukarıya doğru kaldırdı. Gözlerinin maviliği siyah eyerline daha da belirginleştirmişti. Elmacık kemiğine sürdüğü toprak rengi allığına rağmen yanakları hafiften kırmızılaşmıştı ama...

Heyecanlıydı. Hem de fazlasıyla heyecanlıydı. Kelimenin tek anlamıyla bir ilk yaşıyordu. Mert'ten sonra ilk kez bir adamla özel bir partiye takılacaktı. Üstelik böylesine muhteşem bir elbiseyle... Elbise dikkat çekiciydi. Sarışın olmasınında faydası vardı aslında... Ya da renkli gözlü olmasının... Kırmızı elbiseyle resmen bütünleşmişti tüm vücudu...

Kendine özgüvenli bir gülümsemeyle baktı aynadan. Artık oluruna bırakacaktı. Madem kendisinden etkilenen biri vardı, onu tanımak için hareketlenecekti. Şeytani fikirler yapmak kendisine göre değildi ki zaten eline yüzüne bulaştıracağından emindi.

Tekrardan makyaj masasının yanına geldi. Masadaki telefonunu alıp, oğlunu aramak üzere ekrana dokundu. Kayınvalidesi, ah eski kayınvalidesini aramak yerine Kemal babasını aramaya karar verdi. Onlara hala anne ve baba diye hitap etme olayından kurtulmayı hiç de düşünmemişti. Ekrana dokunup, telefonu kulağına götürdü. Birkaç çalış sonrası telefon açıldı.

"Gül Oya kızım?" Kemal Bey'in içten sesini duyduğunda doğru kişiyi aradığını düşündü.

"İyi akşamlar Kemal baba... Nasılsınız?"

"İyiyiz güzel kızım, Yiğit paşa yanımızda nasıl iyi olmalıyız. Sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim... Yeni yılınızı şimdiden kutlarım."

"Teşekkür ederiz, senin ki de kutlu olsun. Güzel bir yıl seni bekliyor." Deyip hafifçe güldü Kemal Bey, hattın diğer ucundan.

Gül Oya da "Teşekkür ederim." dedikten sonra "Yiğit yanınızdaysa onunla da konuşabilir miyim?" dedi.

"Veriyorum hemen. Hadi kendine iyi bak."

"Sağ olun siz de iyi bakın kendinize..." dedikten sonra 'İnşallah yeni yılda Şeker Hanım'ın dili de tatlanır, gerekmedikçe açılmaz.' Dedi içinden.

"Alo anneciğim?" Yiğit'in sesi neşeyle coşmuş bir şekilde çıkmıştı. Bu durum Gül Oya'nın gülümsemesine vesile oldu.

"Paşam, ne yapıyorsun bakalım?"

"Gökhan'la en iyi hangi Star Wars karakteri diye konuşuyorduk."

Onun böyle büyüdüğünü görmek yine gözlerini doldurmuştu Gül Oya'nın... "Ooo süpermiş! Eğleniyor musun peki?"

"Tabii ki de eğleniyorum anne! Biliyor musun dedem bana Anakin'in ışın kılıcından almış, süper bir şey, babamın aldığından daha iyi!"

"Tabii bunu babanın yanında söylemiyoruz değil mi?"

"Hayır tabii ki de merak etme. Onun üzülmesini çekemem zaten."

Yiğit'in bilmiş bilmiş konuşmasını dinlerken, kendisini kaptırmıştı Gül Oya... Onun bıcır bıcır sesi tüm dünyaya bedeldi. Daha sonra Yiğit paşa arkadaşıyla ilgileneceğini söyleyince telefonu kapattılar.

AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin