26. Bölüm

13.4K 820 217
                                    

Nazlı'yla uzun bir süreden sonra yeniden bir araya geleceklerinden ötürü heyecanlanmıştı Gül Oya. Onun birden bire kendini geri çekmesiyle çok üzülmüştü. Abisiyle ne olursa olsun, her zaman aralarında çok özel bir bağ olduğunu biliyordu. Mert kardeşine ne yaparsa yapsın Nazlı da kendi gibi saf olduğundan hemen onu affederdi. Büyük ihtimalle de kardeşlik bağları çok daha üst seviyeye çıkmış ve Nazlı abisinin yanında olmak istemişti. Ya da o da Mazhar'la olan ilişkilerini erken buluyordu.

Evet birkaç gündür kafasında dönen en önemli sorulardan biriydi bu. Mazhar'la her şeyin erken olduğunun farkına varmıştı. Fakat onunla hiçbir sorunlarının olmaması bu ilişkiyi bitirmemesine vesile oluyordu, azından böyle düşünüyordu. Mazhar'ın kendisine iyi geldiğini inkar etmek çok da zor değildi. Mert'le uzun süredir yaptıkları her tartışmalarda, ilişkileri öyle bir hal almıştı ki Mazhar'la olan ilişkisi kendini ayrı bir dünyaya götürüyordu. Bu ilişki de bir şeyler eksikti; ama sanki ayakta kalmasını sağlayan da bir hissi vardı.

Mazhar'la dün yaptıkları ciddi konuşmada düğünü eylül ayını ertelemişlerdi. Hayır bunu en çok da Mazhar istemişti. Her şeyin hızlı olduğunu belirtmiş ve Gül Oya'ya "Kafanın karışık olduğunu hissedebiliyorum. Gözlerine bakınca tedirginlik de görüyorum. Bence düğünü ertelemeli ve ilişkimizi de daha iyi bir yola sokmalıyız." Demişti. Gül Oya o anda yerin bin kat yerine girmişti adeta. Tüm hücreleri birbirine dolanmış ve bir türlü onları yerlerine koyamıyordu. Hissettiği şeyler farklılaşıyordu, değişemeyen hislerini değiştirmek için uğraşıyordu. Ne var ki bir türlü doğru yola giremiyordu, üstelik giremediği gibi beklediği hisselerinin hareketlenmesi için de kimsede bir şey yapmıyordu.

Telefonuna gelen bildirim sesiyle düşüncelerinden kurtuldu yine... Gelen bildirime bakarken, kimden geldiğini az çok tahmine diyordu elbette... Beren'in bu hafta sonu düğünü için hazırlıklar aşamasında bir Whatsapp grubu açmıştı kızlar. Beren'in evli ve evlenmiş boşanmış olan iki yakın arkadaşı Karya ve Gül Oya olduğundan sürekli onlara sorular sorup duruyordu. Tabii Gaye'den de bu grubu gizlemeyecekleri için o da dahil oluyordu, hatta Gaye çok daha fazla dahil oluyordu.

Mehmet'le olan ilişkisinde hızla ilerliyorlardı. Gül Oya onlara bakarken, şaşkınlıktan sarı ördeğe dönecekti. Sözde kendi ilişkisi de hızla ilerliyordu ama ortada sorunlar su gibi akıyordu. Evli olduğu zaman da Karyaların evliliklerine sinir olurdu şimdi de Gaye'nin ilişkisine oluyordu. Neden normal insan olan taraf hep onlar olurken kendi tarafı anormal olmak zorundaydı ki?

Yüzünü buruşturup gelen mesajı okumaya başladı.

Beren
Ya kızlar! Ben kına gecemde zarıl zarıl ağlarken, Can veda partisinde dansözlerle eğlenmesi abes değil mi?

Gaye
Kınayı erken bitirip, veda partisini basalım!

Karya
Ömer'in veda partisi olmamıştı çünkü bilerek kınayı kadınlı erkekli yapmıştım, sen de mi öyle yapsan?

Beren
Hayatta olmaz! Ya Can içince sapıtıyor sanki bilmiyorsunuz. Onun babamın karşısında dansöz gibi kıvırtmasını istemiyorum!

Gaye
Ben hala veda partisini basalım diyorum! Kızım bak, kucak dansı falan yapılıyor, Mehmet'in üzerinde ahlaksızca dans edecek biri olacaksa o ben olmalıyım!

Karya
Ya Gaye, salak mısın? Ne demeye kızın içine fesatlık sokuyorsun ki? Can izin vermez Beroş, bırak adam son kez eğlensin. Zaten bir daha nah öyle bir eğlenceye girebilir. :D

Gül Oya mesajları okudukça kendini tutamayıp gülmeye başladı. Aklına hemen Mert'in hala esrarengiz bir biçimde gizlenen veda partisi geldi. O organizasyonu yapan kişi Can'dı. Aslında şu anda Beren'i yumuşatıp, kınasında da onu ikna edip partiyi basabilirlerdi. İkna etmek de üstüne yoktu; ne var ki ne Can'a ne de Beren'e kıyabilecek kadar güçlü değildi.

AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin