13. Bölüm / Aşkın Zararları

11.7K 835 195
                                    

Gaye'nin önderliğinde gerçekleşen, Karya'nın planladığı, Beren'in onayladığı yemek için son hazırlıkları da bitmişti Gül Oya'nın. Cezbedici siyah uzun, göğüs dekolteli, ince askılı bir elbise giyinmişti. Saçlarını önce fönlemişti ama Karya onu neredeyse terlikle kovalayacak kıvama gelince, saçlarını maşayla kalın buklelerle şekillendirmek zorunda kalmıştı. Beren'in önerisi beğenilmiş ve ağır bir makyaj yapılmamıştı. Zaten Gül Oya'nın ağır bir makyaja da ihtiyacı yoktu. Allah ona zaten "Yürü ya kulum!" demişti. Göz çevresine çok hafif siyah far sürülmüştü. O kadar hafifti ki, doğal bir görünüm sağlıyordu. Göz kapaklarının üzerine de parlak ten rengine uygun bir far sürülmüştü. Dudaklarına yine tenine uygun ruj sürüp, üzerine de Gaye tarafından parlatıcı sürülmüştü. Şirin kırmızı küpelerinden başka da bir aksesuar takmamıştı.

Aslında bu akşam ki planı başkaydı. Ama Çınar ve Rüzgar, Yiğit paşaya çok fazla özlediklerinden ve Yiğit'in de büyük ısrarı sonucu Yiğit bu akşam Karyalarda kalacaktı. Oğlunun uzunca bir süre ilk kez böyle istekli olmasından ötürü, Gül Oya da kıyamadı onun o hallerine ve kabul etmek zorunda kaldı. Zaten yarın cumartesiydi ve oğluyla bol bol vakit geçirecekti.

Yiğit'in okul kavgasının üzerinden bir hafta geçmişti. Haftaya Yiğit'in okuma bayramı vardı ve aynı haftanın cuma günü de karnesini alacaktı. Gül Oya şimdiden gözyaşlarını tutamıyordu, o gün ne olurdu tam olarak bilmiyordu.

Mert'le o günden sonra anlaştıkları üzere Yiğit'e ortak bir hediye alacaklardı. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bu Yiğit için; hala aile olduklarını ve hiç ayrılmadıklarının bir bildirimi olacaktı. Gül Oya tüm bunları Mert'le konuşurken, Mert'in büyük bir merakla dinlemesi nedense üzmüştü genç kadını. İkisi de bu tip bir durumla ilk kez karşılaştıkları için planlı hareket etmelerinin ortak mantığını da kavramışlardı. Pazar günü önce güzel bir kahvaltı yapacaklardı sonrasında da Yiğit'in istediği gibi bir gün geçireceklerdi.

Birden içini kaplayan bir umuda sarılırken buldu kendini. O umut ne zaman sarmıştı vücudunu bilmiyordu. Ama hissediyordu, güzel günlerin onu beklediğini hissediyordu.

"Evlenmeye gitmeyeceksin Gül Oya, alt tarafı Mazhar'ı baştan çıkarmak için yemeğe gideceksin!"

Gaye'nin sesini duyunca bakışlarını kapıya çevirdi. Birkaç dakika önce, Karya Yiğit'i de alıp gitmişti ve Beren de Can bir şey anlamasın diye gitmişti. Gaye'nin de başı bağlı olmadığından kalmıştı.

"Şunu demeyi keser misin lütfen! Ben kimseyi baştan falan çıkartmayacağım."

Bu yaşına kadar kimseyi baştan çıkartarak kendisine aşık etmişliği yoktu, bu saatten sonrada yapamazdı. Yani evet, Mert'i baştan çıkardığı zamanlar elbette ki olmuştu ama o zamanlarda da evliydi. Hani alan almış, satan satmış kıvamındaydı.

Gaye sinirle içeriye girip, "Yemin ederim saçlarından sürükleyip Mazhar'ın kucağına seni ben atacağım. 'Bak Mazharcığım, bu arkadaş yaklaşık altı aydır, cinsel dürtülerini tutuyor. Ama artık uzun saatler banyoda kalmasının sonuna gelmesi lazım. Onun için tak bu kızı omzuna evine götür.' diyeceğim. O zaman kimseyi baştan çıkartmak için uğraşmazsın da!" dedi.

"Gaye unuttun sanırım! Ben Mazhar'la cinsel birleşimine hazır değilim. Allah'ım bunu geçen gün konuştuk senle. Hatta hatırlaman için de söylüyorum; benden tam iki yüz TL de almıştın."

"Şuna iki yüz TL'cik desek? Ne bileyim daha sevimli duruyor. Hem unutma ki ben de orada bir çalışan sayılıyorum."

"Ne yani? Hem benim çalışanım olup benden para alıyorsun, hem de beni hastan yapıp bana para kazandırıyorsun. Benim paramla beni gafil avlıyorsun resmen!"

AŞK MEŞK VE SAÇMA SAPANLIKLARI (#2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin