Ben dün yatağımda, sakin, huzurlu, götümü devirmiş yatarken telefonumdan bir mesaj sesi geldi.Normalde mümkün değil götümü devirip yatarken,elimi 1metre ilerimdeki telefonu almak için kullanmam.Ama anlık bir istisna olmuş ki, o telefondaki mesaja bakmışım.Bilin bakalım kimden,Gamze!
İşte o an arka fonda bir "Aşkı Memnu"müziği,nınıı nınıı nınıı nınııı nınınııı... 1 yıl boyunca çıktığımız,en uzun ilişkimi yaşadığım,Katil Bebek Çaki'ye benzeyen,ortaokulda altında pembe botuyla zıplaya zıplaya yürüyen,10500 kere sabahladığım,24000 kez kavga ettiğim,ama herşeye rağmen 16 yıllık hayatımın en büyük aşkı.Tamam normalde konuşuyorduk hatta salak salak şeyler söylüyodu bende ayıp olmasın diye kahkaha atma numarası yapıyordum ama o zaman Selin yoktu,şimdiyse tam anlamıyla bir sevgilim var.Allah yüzüme güldü falan.
Bu arada 16 yıl diye hava atmakta ayrı bi olay,sanki er'mişim,hayatı aşmışım gibi.Ergenliğe gireli 3 yıl falan olmuştur heralde.
"Mersin'e geldim,yarın buluşalım mı?" yazmış.Selin'le çıkıyorum,buna kesinlikle hayır demeliyim,ya yok belki diyim... Ya da şey mi desem,"ölümcül bi hastalığa yakalandım şu an gelemem".Evet gerçekten çok saçma oldu.Görüldü mü yapsam,ya da engellesem mi,hayır olmaz.Şey diyim,"napıyon".Kafamın içinde sekiz milyon tane salak salak fikir uçuşuyor.Bunların hepsi 3 saniye içinde oluyo bu arada,muhtamelen cevap verdiğimde anında cevap vermiş olucam.Buldum! "Evet geliyorum" dicem,napiyim yani Selin'i seviyorum zaten, buluşsak nolucak ya öyle arkadaşız sadece.
Hemen İnstagram'ına, Facebook'una, Twitter'ına,hatta Vine hesabına kadar girdim,napıyormuş,en son konuştuğumuzdan beri mutlu muymuş diye.Tamam ya! Mutlu muymuş diye falan değil,sevgilisi var mı diye.Hassiktir! Fotoğraflarının yarısı koca kafalı bi çocukla birlikte.İnsanı sinir ediyor yani,kim o çocuk? Kim? Kim kim kim kim...Buluşma saati geldi,tahmin edersiniz ki herzaman olduğu gibi yarım saat geciktim.Mal mal etrafa bakıyorum nerde bu kız diye,yoktu.
1 SAAT GEÇTİ:
Gamze ile ilgili hatırladığım en güzel şey gülümsemesiydi.Kavga ederdik,ona bir şey söylerdim.Söylediğim şeyin ne denli saçma olduğunu sadece gülümseyerek belli ederdi.Bir de masanın yanından geçerken,göz kırpma gülümsemesi vardı.Onu ilk yaptığı gün nefessiz kalmıştım.Tam nasıl denk getiriyordu gerçekten bilmiyordum ama kafamı kaldırdığım an gözgöze geliyorduk,bir gözünü kırpıp,hafif yamuk gülümseyerek yanımdan geçiyordu.
2 SAAT GEÇTİ:
Gamze ile ilgili hatırladığım en kötü şey annesi.Bir insan birinden ne derece sevmezse,annesi beni o derece sevmiyordu.O da kötü biri olduğumdan değil,geleneklerine uygun değilmiş,bizim dinimizde böyle şeyler yokmuş.Kadının bakışları bile "Ayrılın lan artık" mesajını iletmeye yeterliydi.Gamze'lerin cemaati ilişkimizi coşturuyor.
3 SAAT GEÇTİ:
İlişkinin bittiğini kabul etmeyip,uzatmaları oynadığın devre var ya hani.Gamze'yle sanırım korkunç günlerim o evrede yaşandı.Birbirimizden sıkılmıştık,sıkıldığımızı göstermekten hiç çekinmiyorduk üstelik.
DİP NOT: BEN AYRILDIM.
4 SAAT GEÇTİ:
Gamze'yle ilgili hatırladığım en gıcık şey,bekletmesiydi.Gamze'yi beklemek.Öyle bir yere giderken,geç kalmasından bahsetmiyorum.Sürekli Gamze'yi beklemek zorundaydım.Ailesiyle ilişkisini düzeltmesini,arkadaşlarıyla problerimi,okulda olan sorunlarını.Benim tam aksime hayatı aşırı ciddiye alıyor ve her şeyi büyük bir sorun haline getiriyordu.Hayat onun için eğlence,dostluk,mutluluk yeri değildi,benim için öyleydi.O herzaman her olumsuz ayrıntıyı düzeltmek ve problerimlerine dalıp mutsuz olmak zorundaydı,beni bekletmeliydi.Asla bir genç gibi değildi.Bekleyen kişinin bir değeri yoktu ona göre.Ve öyle bir davranışı vardı ki sanki beklemek zorundaymışım gibi hissettirdi.İlk ayrıldığımız zaman ben ayrılmama rağmen pencereden gözümü ayırmadan bakıyordum.10'a kadar sayacağım gelecek;100'e kadar; 1000'e kadar diye diye sabahı ettiğimi hatırlıyorum.Biz son ayrılık kaygamızı etmişken,hep bir köşeden gelecek zannediyordum.Geçen yıl olduğu gibi yine tekli koltuğun üstünde bir bacaklarımı birbirine çarptırarak,1000'e kadar sayıyorum.997,998,999 ve 1000.Gelmedi.
İçinde bir çok hakaret barındıran,tüm sülalesine geçirdiğim; geçmişi,geleceği,şimdisi,hatta paralel evrenine kadar küfür ettiğim; yedi nesil sonrasını bile lanetleyerek beddualarla bezenmiş bir mesaj atacaktım.Sonra büyüklük bende kalsın dedim.Şu siktiğimin büyüklüğüde yine bana kaldı.Aslında sadece onu umursadığımı sanmasın diye mesaj atmadım.Odama gittim,yatma kıyafetlerimi giydim.Tabii yatma kıyafetlerini giyerken,"Şimdi giyiyorum ama kesin gelecek",diye içimde hâlâ umut vardı.Sonra Murphy Kanunları... neticede kesin şimdi gelecek.Dur yüzümü de yıkayayım gelir bak diye diye akşam oldu.Bu arada içten içe bekliyorum tabii.
Akşam onda Whatsapp'tan bana bir fotoğraf yolladı.Mutfak masasının bir köşesinde annesi ve abisi var,annesi fasulye mi ayıklıyor ne yapıyorsa,abisi de mal gibi tepesinde duruyor."Evden çıkamadım :(" yazmış.
O fotoğrafa baya bir baktım.O fotoğrafta nasıl bir saf olduğum resmediliyordu.Sen bana neden ananın fotoğrafını yolluyorsun.Sen geri zekalı mısın? Bide bu Samanyolu dizisi tipli kızı ben niye sevmişim,niye bütün gün bu kızı beklemişim onuda bilmiyorum.Ananı da al git.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Eğlenceli Günlüğüm #Wattys2016
HumorKaan'ın internet üzerindeki günlüğü.Esprili,pervasız,içten,korkusuz,özgür. "Herkes oldun,bir kerede kendin ol be" dedirten bir hikaye.Her şey dahill! Zaman zaman PuCCa'dan Alıntı yapılmıştır ancak bu kit...