0.6

13.8K 1.2K 367
                                    


''Bakalım maskeli kahramanının nasıl biri olduğunu görünce ona tutunmaya devam edebilecek misin. Park Jimin.''

Karşı duvardaki saate baktığımda dörde yaklaştığını gördüm. Sanırım okul sonrası kurslar dört buçuk gibi bitiyordu. Fazla bir şey kalmadığını görünce derin bir nefes aldım ve yayıldığım koltuktan kalkıp sürünerek mutfağa gitmeye başladım.

Yarı uykulu gözlerle buzdolabında işe yarar bir şeyler ararken yapacağım şeyin çokta doğru olmadığını düşünmeye başlamıştım. Başımın çaresine bakabilirdim bundan emindim, sadece bir şekilde gözünü korkutacaktım ve benden umudunu kesmesini söyleyecektim.

Bunu nereden öğrendiğimi sorduğunda ise bir yerlerden duyduğumu söyleyip kendimi dahada gizemli bir hale sokacaktım. Bunda bir şey yoktu, ama nedense huzursuz hissediyordum.

Buzdolabının alarmıyla daldığım düşüncelerden sıyrılıp kenarda duran yarım sütü çıkardım ve masanın üstündeki mısır gevreğiyle sütü kaseye boşalttım. Tekrar koltuğa geçtiğimde ağzıma bir kaşık gevrek tıktım ve telefonu sessizden çıkarmak için kilidi açtım. Mesaj yoktu.

Yaklaşık beş dakika sonra adres gönderilmişti. Sinsice gülümseyip boş kaseyi sehpaya bıraktım ve hazırlanmak için yukarıya çıktım. Dolaptan giyeceklerimi çıkarıp yatağa fırlattım ve üstümdeki bol kesimli tişörtü sıyırdım. Boy aynasındaki görüntümle göz göze geldiğimde başıma gelenler gözümde canlandı. İnsanlar için ölesiye dövüldüğüm zamanlar olmuştu, bıçaklandığım, darp edildiğim. Hepsinin izleri vücudumun her bir bölümünde duruyordu ve ben onları her gördüğümde sızladığını hissediyordum.

Neden kurtardığımı bilmiyordum, belki alışkanlıktı.

Belki adalet kavramının olmayışı.

Belki de ailemi kurtaramamam.

Başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım ve hızla üstümü değiştirdim. Sanırım akşama kadar biraz kestirmeliydim.

********

21.37

Gözlerimi ovuştururken zamanın geldiğini anladım ve yatağımın kenarında duran maskeyi suratıma geçirerek verilen adrese gitmek için hızla evden çıktım. Dua etmeliydim ki fazla uzak değildi.

Yaklaşık 15-20 dakika sonra evin önündeydim. Tam harekete geçmek için bahçeye yöneliyordum ki Park Jimin denen çocuğun bir kaç adamla konuştuğunu gördüm ve saklandığım yerden çıkma girişimimi son anda kestim. Dinlemek için biraz daha yakınlardaki çalılıkların arkasına geçtiğimde bunun sadece sakin bir konuşmadan ibaret olmadığını anlamıştım.

''Bakın, ödeyeceğim diyorum. Lütfen biraz zaman verin bana, çalışıyorum gerçekten. Sadece...Sadece bir buçuk ay.''

''Jimin, üç ay oldu anlıyor musun? Üç aydır kirayı ödemiyorsun, ve ben artık ödeyeceğine inanmıyorum. Yarın bu evi boşaltıyorsun, bundan sonra ne yaparsın bilmem ama artık sabrım kalmadı.''

''Ama... Hey!! Bir dakika bekleyin!!''

''Lanet olsun!! Lanet olsun!!''

Fazla çaresiz gözüküyordu. Ve şuan yapmaya çalıştığım şey tamamen yanlış gelmişti. Ellerimi cebime soktum ve sakin adımlarla eve geri yürümeye başladım. İçimi saçma bir endişe kaplamıştı, havalar gittikçe soğuyordu. Dışarıda ne yapacaktı ki? Gidebileceği bir yeri olmadığından bahsetmişti, ayrıca parası var gibi de gözükmüyordu.

O iyi birine benziyordu. Her ne kadar bunu inkar etmeye çalışsam da öyleydi.

Sanırım onu kendimden uzak tutmaya çalışma sebeplerimden biride buydu.

Park Jimin, sen bana neden bulaşmıştın ki?

Ani bir kararla cebimdeki telefonu çıkardım ve mesaj bölümüne girip yazmaya başladım.

Yoyoongi: Hey, Park Jimin.

Yoyoongi: Biliyorum aptalca olacak ama, istersen benim evimde geçici olarak kalabilirsin.

(Gönderildi 22.17)

(Görüldü 22.19)

********
Odun Yoongi benide deli etmişti biraz ara vereyim dedim aşxşxjakdaxcsvand

Hero • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin