********
Kahverengi saçlı olan şaşkınlık içinde yumruk yaptığı elini kalbinin olduğu yere koyup Yoongi'ye bakmaya devam etti.
O sırada gümüş olanda Jimin'e dönmüştü ve inat edercesine bakışlarını çekmiyor sevimli olanın tam gözlerinin içine bakıyordu. Soktuğu saçma etkinin farkında değil mi cidden? diye geçirdi içinden küçük olan, sonra bakışlarını kaçırıp arkasındaki koltuğa kendini attı ve sesini düzelterek söze girdi.
''Madem 13 gün boyunca bana uyacağını söyledin, yarın okulda benle takılacaksın.''
Bir kaç saniye Yoongi'den cevap bekledi ve en sonunda kaşlarını çatarak daha demin saçma bir şekilde göz teması kurduğu soğuk nevaleye döndü.
''Sen bana cevap dahi vermezken seni nasıl gülümsetebilirim ki Min Yoongi?''
''Aslında olur anlamında başımı sallamıştım ama arkanı dönük olduğun için görmedin.''
''Oh, tamam o zaman.''
''Bu arada, kaç yaşındasın Park Jimin?''
''Ha? Ben mi? Şey... 17.''
''Tahmin ettiğim gibi benden bir yaş küçüksün.''
''Bana Hyung demelisin sanırım.''
''Ne? Hyung mu? Gerçekten bunu dememden memnun olacak mısın?''
''Madem on üç gün boyunca seninleyim birazda olsa samimi olmaya çalışmalıyız değil mi?''
Jimin tek kaşını kaldırıp Yoongi'ye boş bakışlar attıktan sonra istemsizce ensesini kaşıyıp
''Peki o zaman.'' demekle yetindi.
********
Bir kaç saat daha birbirleriyle konuşmadan sadece arada göz teması kurarak televizyon izlemişlerdi ve en sonunda Yoongi uykusunun geldiğini söyleyip odasına çıkmıştı.
Jimin, bavullarını kenara koyup üstüne rahat bir şeyler geçirmiş ve Yoongi'nin verdiği şeylerle yatacağı yeri hazırlayıp çok geçmeden uykuya dalmıştı.
********
''Ya, Yoongi!''
''Yani hyung. Hazır mısın? Geç kalıyoruz!''
Jimin endişeyle ağzına bir şeyler tıkıp Yoongi'den cevap beklerken gümüş olan cevabını çoraplarını ayağına geçirmeye çalışırken merdivenden sekerek inmesiyle vermeyi tercih etmişti.
Kahverengi olan ağzındaki pilavı çiğnerken Yoongi'nin bu haline gülmüş ve bir kaç pirinç tanesi püskürtmüştü. Kabul etmesi gerekiyordu ki gümüş saçlı bu haldeyken gerçekten sevimli görünüyordu.
Beş dakika içinde masadaki her şeyi süpürüp hızla evden çıkmışlar ve okula koşmaya başlamışlardı. İkisininde çok fazla devamsızlığı vardı ve geç kalma gibi bir lüksleri yoktu. En azından zile üç dakika kala okula girmişlerdi ve şuan canları çıkmış bir halde nefeslerini düzenlemeye çalışıyorlardı.
Jimin öksürüklerin arasından gülmeye başladığında Yoongi boş gözlerle ona bakmıştı ve Jimin bu bakıştan susması gerektiğini anlamıştı. Tam kendilerine gelmiş içeri gireceklerken sevimli olanın etrafının kızlarla dolmasıyla oldukları yere çivilenmişlerdi.
Yoongi derin bir of çekip Jimin'e gelmesi için işaret yapsa da o kesinlikle kurtulacak bir durumda değildi. Zil çalmıştı ama kızlar hala sevimli olanı taciz etmekle meşguldüler.
Gümüş olan en sonunda dayanamayıp derin bir nefes aldı ve hızla kızların arasına dalarak Jimin'in kolundan tutup onu sürüklemeye başladı.
Tabii bunun kahverengi olana bıraktığı etki hakkında bir fikri yoktu.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hero • Yoonmin
FanficMaskemi ondan saklamak için uğraşırken, O beni olduğum gibi kabul etmişti. [2015]