Not: Üçüncü Göz'de en çok sorulan sorulardan biri "Mert neden namaz kılmıyor" oluyor. En başından beri takip edenler bilir ki, Mert macerasına Tibet'te bir tapınakta başladı. Kendini orada geliştireceğini düşünüyordu. Bazı yönden geliştirdi de. Fakat ondaki potansiyel, Hacı Anne ile tanıştıktan sonra ortaya çıktı. Hacı Anne ona gönülden gönüle feyz verdi. Güçlerini kullanmaya başladı ama henüz İslam'a teslim olmadı. İslam'ı tam anlamıyla yaşayıp ona teslim olan insanların, yani Allah dostlarının yaptıkları olağanüstü şeylere Keramet denir. Fakat İslam'a teslim olmamış insanların yaptıklarına İstidraç denir. Mert istidraç yapıyor. Bunu namaz kılmaması ile bağdaştırmayın lütfen. Allah ilmi isteyene verir. Bu kişi ateşe bile tapsa, çok istedikten sonra Allah nasip ederse bu tür olağanüstü haller yaşayabilir. Bu açıklamadan sonra gelecek ilk soru şu olacaktır. Mert ne zaman imana gelecek? Yu-Mi ile yakınlaşmasına karşı çıkanlara tekrar söylüyorum, Mert İslamiyeti henüz yaşamıyor. Teşekkürler.
Özet: Doktor cihazı çalmadığını söyler ve Mert ona inanır. Beraber araştırma yapmayı önerir. Doktor İsraillilerden şüphelenir ama Mert gücünü kullanarak saldırganların Kuzey Koreli olduklarını söyler. Jung ile otururken Teykel Mert'e nüfuz etmeye çalışır ama Mert ona engel olur. Jung Mert'in Teykel'e direnmiş olmasına şaşırır ve kendini ele verir. Yeni müttefiki Teykel'dir.
*** Yeni Bölüm ***
Gözümü açmaya çalıştığımda, başımın altında sert zemin hissetmemiştim. En son yere doğru düştüğümü hatırlıyordum. Birisinin beni hafifçe sarstığını hissettim.
"Mert kendine geldin mi? Beni duyuyor musun?"
Seslenen kişinin Do Hyun olduğunu anladım. Benim için endişelendiği her halinden belliydi. Gözlerimi açmadan cevap verdim. "İyiyim merak etme."
Bir süre ses gelmedi. Ardından ajan yine konuşmaya başladı. "İçeri geldiğimde seni kendinden geçmiş bir halde yerde yatarken gördüm. Ambulans çağıracaktım ama belki istemezsin diye kendine gelmeni bekledim. Bir süre daha kendine gelmeseydin, ambulansı arayacaktım."
"Demek ki zamanında uyanmışım" dedim gülmeye çalışarak. Gözlerimi açtım ve dostumun endişeli bakışları altında, kalkmama yardım etmesi için elimi uzattım.
"Kalkmamalısın demek isterdim ama beni dinlemeyeceğini biliyorum" diyerek elimden tutup kalkmama yardım etti. Yere düşerken başımı çarpmış olmalıydım. Ağrıyan yere dokunarak şişliğe baktım. Tahmin ettiğim gibi fena çarpmıştım.
"Sana ne oldu?" diye merakla sordu. Artık bazı şeyleri açıklamanın zamanı gelmişti. Teykel'den bahsedersem ne kadar inanırdı bilemiyordum.
"Bir seferinde sana düşmanımın insan olmadığını söylemiştim hatırladın mı?"
"Sanırım hatırladım, seni hastanelik ettiklerinde George'un asıl düşman olmadığını, sadece bir maşa olduğunu anlamıştım. Peki, bunların arkasındaki kim Mert?"
"Güçlü bir cin" dediğimde Do Hyun'un ifadesi görülmeye değerdi. Sanki bir iç karmaşa yaşıyor gibiydi. Hem bana inanmak istiyor, hem de çocuk masalı anlatıyormuşum gibi şüpheyle bakıyordu.
"Bir keresinde cinlerden yardım istemek zorunda kalmıştım. O cin bana ihanet edince Hacı Anne onlarla savaşmıştı. Benim yüzümden askerlerini kaybedince düşmanım oldu. George ölene kadar onu kullandı. Şimdi de Jung ile ittifak yapıyor."
Do Hyun, Jung'ın işin için de olduğunu anlayınca daha fazla ilgi gösterdi. "Şimdi anladığım kadarıyla Jung ve o cin sana karşı birleştiler. Jung buradayken de o cin sana saldırdı öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüncü Göz (SY)
FantasíaMert'in Türkiye'den Tibet'e giderek kendisini Nirvana yolunda geliştirme çabaları, Yu-Mi'nin işe karışmasıyla Kore'de son buldu. Yu-Mi ile tanıştıktan sonra geliştirdiği güçlerle Kore'ye giden Mert, kızın babasının icat ettiği cihazı korumakla görev...