2-Güçleri kullanmak

34.6K 898 150
                                    


Bu bölüm yeniden düzenlendi

Üçüncü gözümün bu kadar çabuk açılmasına benim kadar şaşırıp aynı zamanda sevinen Tenzin, potansiyelimin yüksekliği hakkında kısa bir konuşma yaptı.

"Üçüncü gözüm açıldığına göre, ne zaman olağanüstü haller yaşayabileceğim" diye sordum. Bir an önce yogilerin yapabildiği şaşırtıcı olayları yapabilmek istiyordum. Ateşe ve soğuğa dayanıklılık, levitasyon benzeri şeyleri yapabilmek, tüm bu çektiğim sıkıntıya değecekti.

"Olayı yanlış anlamışsın Mert" dedi Tenzin sıkıntıyla. "Bu yaşadığın olaylar ruhani gelişimini gösteriyor. O dediğin olaylar senin gelişiminin yansımaları. Yani amaç değil sonuç, hatta yan etki diyebiliriz."

Yan etki mi? Hadi canım.

Tüm bu çileleri bunun için çekmiyorlar mıydı? Tenzin'in üçüncü gözü açık olduğu halde, bahsettiğim olayları hiç yapmadığı dikkatimi çekti.

"Nasıl yani Tenzin? Sen su üstünde yürüyemez misin? Ya da ateşli korlar üstünde?"

"Bir şeyi yapabileceğini bilmek, onu yapmamak için bir sebeptir. Zaten su veya ateş üstünde yürüyebileceğini bilen biri neden bunu yapsın ki? Kime şov yapacak?" dedi Tenzin. "Nirvana'ya ulaşan birey, artık benliğini reddeder ve kozmik bilinç olduğunun farkına varır. Birçok dinde bu olayı yaşayanlar vardır. Örneğin İslamiyet'te, Fenâfillah ve Bekâbillah makamlarından bahsedilir."

Kafam karışmıştı. Su üstünde yürüyebilecek insanlar neden bunu yapmasınlar ki? Gerçi şov amaçlı bunu yapanların hile ile başardığını herkes biliyor. Gerçekten yapabilen birisi de herkese göstermek için su üstünde yürüse, onu da sihirbazlarla aynı kefeye koyacaklardı.

"Sanırım anladım Tenzin" dedim. "Peki, üçüncü gözümün açılması bana ne gibi fayda sağlayacak?"

"Seni beş duyu şartlandırmalarından arındıracak. Sadece gözünün gördüğü değil, göremediği şeyleri de fark edip kabulleneceksin. Sen görmüyorsun diye diğer şeyler yok anlamına gelmez."

Gözlerimi kapatıp dinlemeye devam ettim. Kapalı gözlerime rağmen Tenzin'i görebildiğimi fark ettim. Etrafını bir ışık çevreliyordu. Gözlerimi açınca kaybolmuştu. Bunu ona sorduğumda, bana açıklamaya başladı.

"O gördüğün benim Aura'mdı. İnsan gözünün algılayamayacağı bir frekansta olduğu için gözlerin yetersiz kalıyor ve göremiyorsun. Üçüncü gözün açılması senin algını genişletti ve sadece gözlerinle görebileceğin şartlanmasından seni kurtardı."

Uzun uzun düşündüm. Türkiye'de ki araştırmalarımda; tasavvuf eserlerinde insanın zayıf olduğu ve hakikate karşı körleştiği anlatılıyordu. Bunca zaman kördüm ve şimdi gözlerim açılmıştı.

"Anladım" dedim. Yine de olağanüstü şeyler yapabilmek istiyordum.

"Nirvana'ya ulaşma yolundaki birinci adımda, karşındakinin zihnini okuman mümkündür. Bazıları bu yetenekle doğar. Bazıları da senin gibi bu yeteneği sonradan kazanırlar."

"Yani ben şimdi zihin okuyabilir miyim?" dedim heyecanla.

"Gözlerini kapat ve üçüncü gözünün açıldığını hayal et. Bana odaklan ve kulaklarınla duyma isteğini bastır. Zihnime girdiğini ve sessiz sözlerimi duyduğuna inan."

Sessiz sözler mi? Sanırım ne demek istediğini anlamaya başlıyordum. Dediği gibi yapıp gözlerimi kapadım ve üçüncü gözümün açıldığını hayal ettim. Odaklandığımda "başardın Mert" diye bir cümle algıladım.

"Başardın Mert mi dedin?" diye sordum.

"Cevabını zaten aldın, sormana gerek var mı?" diye güldü Tenzin.

Evet başarmıştım. Engin bir okyanusa ayağımı daldırmış ve suyun ferahlığını hissetmiş gibiydim. Ya o denizde yüzmek nasıl olurdu? Hatta dibe dalmak, belki de denizde eriyip Fenafillah'a ermek?

Türkiye'de doğru insanlara ulaşmayı başaramadığım için burada balı kavanozun dışından yalıyordum. Direk balı bana kaşıkla yedirecek insanları bulmak için yeterince çaba sarf etmediğime hayıflandım.

Yan etki bile olsa, yeni yeteneklerimi sırayla keşfetmek istiyordum ama şov amaçlı kullanmayacaktım. Sadece kendimi daha iyi tanımaktı amacım.

-DEVAM EDECEK-

Üçüncü Göz (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin