George ile görüşme ayarlandığında kendime güvenim tamdı ama adamın sırıtışını görünce, kendimi kontrol edemeyeceğimden korkarak biraz uzak durmaya karar verdim. Do Hyun'u zora sokacak bir şey yapmak istemiyordum.
Karşısında dikilirken adamın zerre kadar endişe taşımadığını görünce düşünmeden edemedim. Bu sinsi gözlerin ardındaki zavallı beyninde neler olup bitiyordu.
Acaba Amerikalı olmasına mı güveniyordu yoksa Teykel'e mi?
"Sırıtmandan anladığım kadarıyla burada uzun zaman kalmayacağını düşünüyorsun."
"Çabuk iyileşmişsin keşiş" dedi. "En az bir ay yatarsın diye düşünüyordum."
Beni iğneleyerek ne elde edecekti emin değildim ama tuzağına düşmeyecektim.
"Daha öncede söyledim, kız gibi vuruyorsun."
Bu kez kızma sırası ondaydı. Yüzünün rengi kızıla çalarken yerinden kalkmaya çalıştı fakat kelepçeler mani olunca geri oturdu.
"Bir dahaki sefer..." diye başlayan cümlesini bitirmesine izin vermedim.
"Bir dahaki sefer diye bir şey olmayacak Gorgi" dedim.
Ona Gorgi dememe sinir olmuştu, eğer gardını düşürürsem daha rahat bilgi alabilecektim. "Şimdi konumuza gelirsek GORGI, Teykel'in iti olmanın dışında casus olmakla suçlanıyorsun. Bu sefer kolay kurtulamayacaksın, çünkü efendin bu aralar çok meşgul olacak."
Adamın endişeli gözlerini görünce doğru yerden vurduğumu anladım. Teykel'e güvense de bir süredir görüşmediklerini tahmin ediyordum. Cemile ve arkadaşlarının Teykel'le ilgilendiklerine emin olmuştum.
"Evet ne diyordum Gorgi. İkinci kez yakalandığın için ülken de senden vazgeçmiş durumda. Bu durumda benim insafıma kaldın."
"Asla! Senin insafına kalmaktansa intihar ederim."
"Bende böyle demeni umuyordum" dedim. Kendisini öldüremeyecek kadar korkak olmasına güvenerek blöfünü görecektim. "Eğer istersen sana ip ayarlayabilirim."
Gözlerindeki korku giderek büyüyordu, karar verme aşamasında olduğunu belli ediyordu.
"Beni buradan kurtar ne istersen yaparım" dediğinde, yelkenleri suya indirmişti.
"Seni neden kurtarayım ki, bana neler yaptığını unuttun mu? Senin yaptıkların yüzünden çok sevdiğim birini kaybettim, kız arkadaşımı kaçırdın. Ölmene izin vermek bile az kalır."
Canını kurtarma derdine düşünce, insanları neleri önerdiğini görmek şaşırtıcıydı.
"Size tüm Amerikan casuslarının isimlerini, görevlerini ve yerlerini söylerim. Yeter ki beni kurtar."
Aynanın arkasından bu konuşmayı izleyenler olduğunu bildiğim için temkinli yaklaştım. "Vereceğin bilgilerin gerçekliğine ve faydasına göre olabilir. Yetkililerden birini çağırayım, sen üstüne düşeni yaparsan onlar da senin isteğini değerlendirebilir."
Tahmin ettiğim gibi kapı açıldı ve içeri bir ajan girdi. "Buradan sonra biz devralıyoruz Mert Ssi. Yardımınıza teşekkür ederiz."
George'u orada bırakıp çıkarken intikam hırsına kapılmayıp, Kore için faydalı olan seçimi yaptığım için mutluydum.
Hacı Anne bana her şeyin sebebinin olduğunu ve başımıza gelenleri Allah'ın kazasından başka bir şey olmadığını söylerdi. İnsanlar fıtratları gereği yaptıklarından dolayı kınanabilirdi ama sonuçta takdir edileni yaşarlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüncü Göz (SY)
FantastikMert'in Türkiye'den Tibet'e giderek kendisini Nirvana yolunda geliştirme çabaları, Yu-Mi'nin işe karışmasıyla Kore'de son buldu. Yu-Mi ile tanıştıktan sonra geliştirdiği güçlerle Kore'ye giden Mert, kızın babasının icat ettiği cihazı korumakla görev...