KiMSiN

8.BÖLÜM: İNTİKAM

Olayların bu hale geleceğini bende hiç düşünememiştim.

"Eylül.. Eylül ne oldu burda. Çabuk anlat babamı neden götürdüler. Eylül ne olduuuu.!!!" Gözleri ne ara kızarmıştı. Neden bu kadar ağlamıştı ki. Çok telaşlıydı. Koluna girdim. Sakinleştirmeye çalışıyordum derken yakınlardaki bir parkın yanına geldik.

"Otur. Herşeyi anlatacam. Biraz sakinleş ama."

Elleri titriyordu sinirden. Mavi gözleri buğulanmış yalvarırcasına bana bakıyordu.

"Anlat hadi neler oldu. Naptın sen? Babam hapse mi girecek. Annem anemi aramalıyım."

"Hilal. Dur bi sakin ol. Herşey kontrolüm altında. Anlatacam önce beni dinle sonra eve gider annene söylersin"

"Nasıl kontrolün altında.? Sen mi yaptın? Babamı hapse mi attın?"

"Hayır. Dinle beni." İki elimle kollarından tutup sakinleştirmeye çalışıyordum onu.

"Antıyorum dinle. Bizim son iki dersimiz boştu ve yeliz yanıma gelip menekşe kafe'ye gidelim dedi. Bende gittim. Oraya gidince babanı gördüm. Yemek yiyiyordu. Ona çok kızgındım ve sürekli intikam almak istiyordum. Sonra karşı masaya bakınca aklıma bir fikir geldi.

"Ne geldi? Ne vardı karşı masada?" Biraz daha sakinleşmişti.

"Sözümü kesme de dinle."

"Tamam tamam hadi devam et "

" baban sürekli etrafına bakınıyordu. Büyük ihtimalle müşterilerinden birini bekliyordu. Tam karşı masasında çok hoş bir kadın vardı. Üzerinde kırmızı tonlarında mini bir elbise ve siyah topuklu ayakkabıları vardı. Saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış karşısındaki babanın üç katı büyüklüğündeki adamı dinliyordu. Adam sanki kadına yalvarıyordu. Sanırım kadın adamı terk edecekti. Arada bir babana da bakıyordu ama baban hiç oralı olmuyordu.

"Babam annemi deli gibi seviyor. Başka bir kadına bakmaz zaten."

"Neyse işte. Benim o an aklıma hemen bi şeyler geldi ve babana görünmeden adama işaret yaptım ve kasanın oraya gittim. Adam anlamamış gözlerle bana bakıp yanıma geldi. Ne istediğimi sordu ama sinirliydi. Bende babanın sabahtan beri o kadını kestiğini ve kadınında arada babana baktığını söyledim. Adam başta bana inanmadı ama sonra masadaki kadına baktı. Kadın o sırada babana bakıyordu. Adam birden çıldırdı. Yanımdan fırlayıp soluğu babanın masasında aldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan adam babana bağırmaya başladı. Babanda sinirlendi adama cevap verdi. Verdiği anda yumruğu yedi. Sonra Murat amca adama vurdu adam biraz geriledi ama fazla etkilenmedi iri yarı saçı sakalı birbirine karışmış şişman bişeydi. Sandalyeyi aldığı gibi Murat amcaya fırlattı. En azından eğilmeyi akıl etti de sandalye kafe'nin dış camını paçalayıp dışarı gitti. Baban masaya baktı eline bardağı alıp adamın kafasına fırlattı. Tabi adam sersemledi biraz ama oda bir bardak fırlattı. Yine babana isabet etmedi oda camdan dışarı fırladı. O sırada Yeliz polis'i aramış salak. Ben çığlık çığlığa dışarı fırladım zaten gerisini biliyorsun"

Gözlerinden sakinleştiğini anlayabiliyordum. Hatta biraz da sevinmişti. Ne de olsa haksız yere sürekli dayak yiyin hep kendisi olmuştu.

"Neee? Ne yaptın ne yaptın?"

Duyduğum yabancı sese yönelirken gözlerim irileşti. Karşımda duran kadın şok yaşamış ve gözleri yerinden fırlayacakmış gibi bana bakıyordu. İki eliyle ağzını kapatmış birazda korkmuştu. Bu koyu tonlarındaki pardesü ve aynı tonlardaki eşarp takan kadına şimdi ne diyeceğimi düşünürken Hilal'in sesi düşüncelerimi bir rüzgar gibi savurdu.